Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (
MÜSİAD)
İzmir Şubesi, "Gıda ve
Tarım Sektöründe 2010 Yılı Hedefleri ve İstişare Toplantısı" düzenledi.
MÜSİAD Gıda ve Tarım Sektör Kurulu Başkanı Dr. Halim Aydın,
Türkiye'nin
2023 yılı için belirlediği 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmasında, tarım ve
gıdadaki potansiyelinin büyük rolü olacağını söyledi. Tarım ve hayvancılığın ele alındığı toplantıda helâl gıda, et fiyatlarının yüksekliği, kaçak havyan kesimlerinin önlenmesi, GDO'lu ve
hibrit tohumlu
ürünler de tartışıldı. Avrupalıların Türkiye'den
yerli tohum kaçırdığını belirten Dr. Aydın, yetkilerinin önlem almasını istedi.
Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı yetkililerin de katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD İzmir Şube Başkanı
Cemal Öztürk, uzmanlarca yapılan tespitlerin tarım
sektörüne önemli bir kapı aralayacağını söyledi. Dr. Halim Aydın ise gıda ve tarımın Türkiye'nin önemli sektörleri arasında bulunduğunu, ileriki yıllarda tohumculuğun daha da önem kazanacağını vurguladı. Dünyada iki yıldır devam eden
ekonomik daralmaya rağmen tarım sektöründe artış gözlendiğini belirten Aydın, Çin'in sektörde liderliğe soyunduğunun altını çizdi. Gıda ve Tarım Kurulu olarak üç yıldır 20 profesörle sürdürdükleri çalışmalar doğrultusunda hazırlanan Tarım Raporu'nu, bu yıl kamuoyuyla paylaşmayı hedeflediklerini açıklayan Aydın, bununla Türkiye'nin tarım kaynaklarındaki gücünü ortaya koymayı amaçladıklarını kaydetti.
Biyogüvenlik Yasa Tasarısı çalışmalarına da katkıda bulunduklarını ifade eden Dr. Aydın, bu yıl içinde çıkarılmasının öngörüldüğünü söyledi. Dünyadaki
doğal tohum kaynaklarının yüzde 60'ının bulunduğu ve biyoçeşitliliğe sahip Türkiye için bu
yasanın önemini vurgulayan Aydın, "Alt
komisyon tartışmalarına katıldık. Şu anda sadece bitkisel
üretimin konuşulduğunu gözlemledim. Biyoçeşitlilik de genellikle GDO etrafında tartışılıyor. Hibritle doğal tohum yan yana ekildiğinde, doğal olan bozuluyor. Biyoçeşitliliği koruma kaygısı varsa, bu noktaya da özen gösterilmeli. 400 yıldır kendini koruyan bir biber türü, bu şekilde kaybolabiliyor. Türkiye'de tohuma göre strateji ve üretim planlaması yapılmaması nedeniyle biyoçeşitlilik
tehlike altında." dedi.
Türkiye'de turizm ve tarımın bir arada değerlendirilmesi gerektiğini de kaydeden Aydın, turizm çalışmalarına gıda tanıtımının eklenmesinin büyük avantaj sağlayacağını söyledi. Dr. Halim Aydın, MÜSİAD Gıda ve Tarım Sektör Kurulu'nun 2010 yılı hedefleri arasında helâl gıda konusunun önemli yer tuttuğunu da vurguladı. Çeşitli ülkelerde yaşayan Müslümanların, helâl tohumdan ve embriyodan ürün yetiştirilmesini istediğini belirten Aydın, "
Genetik ve teknolojik gelişmeler, hayvanların embriyosuyla oynuyor. Müslümanlar da Musevilerin 'koşer'
sertifikalı ürünlerine yönelmek durumunda kalıyor. Dünyada 2 trilyon dolarlık helâl gıda pazarı ve 2 milyar müşterisi bulunuyor. 57 ülkede helâl gıda sertifikası veriliyor. Önümüzdeki günlerde bu tartışmalar devam edecektir." şeklinde konuştu.
Türkiye'de doğal tohumlara dayalı üretim yapılmasının önemini vurgulayan Dr. Aydın, şunları kaydetti: "Hibrit tohum daha çok kazandırdığı için çiftçiler doğal tohumu terk ediyor. Türkiye, fonksiyonel tohum olan fındık ve
kayısı gibi yüzlerce çeşitten oluşan potansiyele sahip.
İhracat hedefinde ülkenin doğal dokusunu da mutlaka sunmak gerekiyor. Aksi halde Hisar domatesi, hibrit domatesle
rekabet edemez.
Organik tarım tohumuyla dünyada katma değer yaratacak bir ürüne sahip olabiliriz. Yeter ki sertifika sistemi getirilsin, standart oluşturulsun." dedi.
Toplantıda ayrıca geçmişte MÜSİAD İzmir Şube başkanlığı yapanlara ve diğer katılımcılara plaket takdim edildi. (CİHAN)