Avusturya ve Türkiye arasında gerilime neden olan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile bağlantılı olduğu iddia edilen Feyyaz Öztürk, İtalya’ya sınır dışı edilmesinin ardından Fransız haftalık dergisi Le Point’e açıklamalarda bulundu.
Araştırmacı gazeteci Guillaume Perrier, MİT’e çalıştığı iddia edilen Feyyaz Öztürk ile İtalya'nın Sicilya Adası'nda görüştü.
Ahvalnews.com'da yer alan çeviri habere göre MİT ajanı olduğu belirtilen Feyyaz Öztürk, Berivan Aslan’a yönelik gerçekleştirilmek istenen suikast planının detaylarını anlattı.
Haberde yer alan ifadeler şöyle:
"Feyyaz Öğüt, giydiği bol keten gömleği ve sakallarına ak düşmüş bir şekilde görülüyor. Oldukça yavaş yürüyor. Çünkü 2020 yılında kırılan bacağı hâlâ ona acı veriyor.
İri yarı 54 yaşındaki bu adam, Avusturyalı eski milletvekili Berivan Aslan'a suikast yapmayı amaçladığı olayı itiraf etmek istiyor.
“Ajan olarak mı çalıştım? Evet. Berivan Aslan'ı öldürmek için mi işe alındım? Evet..." diye 'pişmanlıkla' itiraf ediyor "Türk ajanı".
Geçen yıl eylül ayında Öztürk, Avusturya Milli İstihbarat Servisi BVT’nin karargahına giderek, Türk yeraltı hücresi tarafından kendisine verilen görevi detaylı olarak anlattı ve tehlikeye dikkat çekti.
Daha sonra hakkında "suikast girişimlerine katılmak ve suç örgütleriyle ilişki kurmak" ve "yabancı bir devletle bağlantılı askeri casusluk" yapmaktan soruşturma açıldı.
Üç ay sonra aniden serbest bırakıldı ve eski eşi sayesinde otuz yıldır vatandaşlığını elinde bulundurduğu İtalya'ya sınır dışı edildi. Sicilya'da kendini güvende hissediyor, çünkü yüzünde geniş bir gülümsemeyle "burada polis tarafından takip edildiğimde beni uyaran bölge sakinleri var" diyor.
Avusturya polisine yapılan açıklamalara ve dosyasında yer alan telefonundaki WhatsApp görüşmelerine göre, Feyyaz Öztürk ile 2018 yılı sonunda MİT adına hareket eden gizli bir hücre temasa geçti. Yerleştiği İtalya'da daha sonra kendisiyle görüşmek isteyen Süleyman M. adlı birinden telefon gelir. Ama Covid salgını, hareket olanaklarını kısıtlar.
Bazı tartışmalardan sonra Ağustos 2020'de Belgrad'da “Mesopotamia” adlı bir Kürt kafesinde bir toplantı yapılır. “Uğur” adında biri ona görevini açıklar: “Viyanalı politikacı Berivan Aslan'ı ‘kaos çıkarmak’ için öldürmek.”
Öztürk daha sonra Linz şehrine gider, orada yerel ülkü ocaklarını temsil eden ve Türk istihbaratına bilgi aktaran İzzet Özavcı tarafından karşılanır.
“Ben ona Türk devletinin bekası için tehlikeli biri olduğunu ve temizlenmesi gerektiğini anlattım. Beni bir Afgan ajanla tanıştırdı. Birçok Sudanlı, Afgan ve Somalili de MİT'e bilgi veriyor” dedi.
Eylül ayının başında suikastı planlayanlar Öztürk'ün harekete geçmesini istedi. Emirler kendisine WhatsApp üzerinden geliyor: "Hazır ol”.
Ancak ayın 15'inde, Viyana'da istihbarat servislerinin karargâhına gitti ve çantasını boşalttı. "Kendimi kurtarmak istedim, çok ileri gidilmişti"
Öztürk daha sonra uzun haftalar boyunca gözaltında tutuldu, çeşitli servisler tarafından sorgulandı ve iddiasına göre "dövüldü, işkence gördü.” Şebekenin geri kalanı araştırılmadı.
“Ben onlara bir telefon gösterdim. Operasyona başlamak için dört gün içerisinde çağrılmam gerekiyordu. Ne yaptılar? Kapattılar!”
Avusturya makamlarının dosyayı gömmeyi tercih ettiğini” belirten Öztürk, şunları söyledi:
“15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminin ardından vatana ihanetle suçlanan binlerce istihbarat ajanı tasfiye edildi. Boşluğu doldurmak için devlet milliyetçi hücrelere veya paramiliter gruplara bel bağladı. İslamcı bir general tarafından kurulan özel güvenlik şirketi SADAT, böylece MİT'in yurt dışındaki operasyonlarında ana yüklenicilerden biri haline geldi.
Polis ve ordunun stoklarından bu insanlara verilmek üzere birçok silah kayboldu. HK MP5 makineli tüfekler, Uzi 61'ler ve hatta zırhlı araçlar.”
Ajan, MİT'i savunmaya devam etse de şu anki durumundan dolayı üzüntü duyduğunu dile getiriyor:
“Bir suç örgütü değil, bir istihbarat teşkilatıydı. Ancak sosyal medyada otomatik silahlarla poz veren adamlar MİT'nin itibarını sarstı. Onlar sadece haydutlar.”
Öztürk, Türk gizli servisinin suç eğilimine sürüklenmeden önce, otuz yıldan fazla bir süredir dünya çapında casusluk ve istihbarat ağlarında çalıştığını söylüyor.
Öztürk, 1990'ları Batı Avrupa'da hizmet pasaportuyla geçirdiğini söylüyor. “Fransa'da Çin Mahallesi'nin ortasında, Choisy'de bir apartman dairesindeki MİT sığınağında yaşadım” diyor.
Anlattığına göre kariyeri, her şeyden önce “suç şebekeleri uzmanı”, alanı ise “uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ağları.”
Öztürk çoğunlukla serbest ajan olarak çalışıyor ve bilgilerini ilgili ülkelerle paylaşıyor. Onunla tanıştığımız hafta, "Senegal'den büyük bir esrar sevkiyatı hakkında bilgi için ödül olarak 5 bin dolar alacağını söyledi.”