İŞKENCE FOTOĞRAFLARI ORTAYA ÇIKMIŞTI
15 Temmuz Darbe girişiminden sonra Türkiye’de önce askerlere, sonra sivillere yönelik işkence ve kötü muamele yapıldığını gösteren çok açık deliller ortaya çıktı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “işkence yok” savunması yaptığı günlerde Türkiye’nin her yerinden sistematik işkence yapıldığını gösteren fotoğraflar ortaya çıktı. Gözaltında kötü muamele ve işkence nedeniyle ölümler gerçekleşti.
AF ÖRGÜTÜ: TECAVÜZ DAHİL HER TÜRLÜ KÖTÜ MUAMELE VAR
24 Temmuz’da Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty İnternational) yayınladığı basın açıklamasında “Türkiye çapında resmi ve resmi olmayan tutuklama merkezlerinde tecavüz dahil döverek işkence uygulandığı” ciddi delillerle ortaya koydu. Londra merkezli örgüt, polisin gözaltındaki bazı üst düzey askeri yetkililere cop ya da parmakla tecavüz ettiğini öne sürdü. İddia, Ankara’da gözaltına alınanların avukatlarından ikisine, müvekkillerinin yaptığı açıklamalara dayandırıldı. Uluslararası Af Örgütü, çalışanlarının Türkiye’de avukatlar, doktorlar ve bir karakol görevlisi ile görüştüğünü açıkladı.
Örgüt; İstanbul ve Ankara’da gözaltına tutulanlara hakaret edildiği, bu kişilerin tehdit edildikleri; yiyecek, su ve tedaviden mahrum bırakıldıkları; itiraf için iki güne kadar stres pozisyonlarında tutuldukları yolunda da haberler aldığını duyurdu.
Örgütün Avrupa Direktörü John Dalhuisen, “Türkiye’nin halen kamu güvenliği ile ilgili kaygıları olması anlaşılır bir durum. Ancak işkence, körü muamele ve keyfi gözaltı hiçbir koşulda meşrulaştırılmaz” uyarısı yapmıştı.
AVRUPA KONSEYİ’NİN 47 ÜLKEDE DENETLEME YETKİSİ VAR
Avrupa Konseyi’nin, işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleleri önlemek için 47 üye devlet üzerinde denetleme ve ziyaret yetkisi bulunan kurumu CPT, tam adıyla (Avrupa İşkencenin ve İnsanlık dışı veya Onur kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi) sınırsız denetim ve kontrol yetkisine sahip. Periyodik ziyaretlerin dışında, Türkiye’de olduğu gibi darbe sonrasında yaşanan, herhangi bir suçu tespit edilmemiş masum insanlara yönelik tutuklama ve gözaltılar sonrasında, cezaevleri, resmi veya gayri resmi sorgu odalarında yaşanan onur kırıcı, insanlık dışı muamele ve işkenceyi önlemek için izin alma gereği duymadan ziyaretler ve kontroller yapabiliyor.
CEZAEVLERİNDE İŞKENCE VE İNSANLIK DIŞI MUAMELE VAR
Uluslararası Af Örgütü “Amnesty International’in, darbe girişimi sonrasında Türkiye cezaevlerinde işkence, hatta tecavüz vakalarının olduğunu rapor haline getirdi. Uluslararası kurum ve kuruluşlar bu rapor ve medyaya yansıyan haberlerin ardından harekete geçti. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi gibi Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren kurumların yetkilileri işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele konusunda uyarılarda bulundu. Resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’da bulunan AB-Türkiye raportörü Kati Piri Türkiye-AB müzakerelerini değerlendirirken, hükümet yetkililerinden aldığı bilgiye dayanarak, 29 Ağustos’ta İşkenceyi önleme komitesinin Türkiye ziyareti duyurdu ve bu ziyaretin gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyetini dile getirdi.
AVRUPA İNSAN HAKLARI KOMİSERİ’NDEN HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VURGUSU
Avrupa İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ise darbe girişimi sonrasından alınan OHAL kararının yeni mağduriyetler oluşturmaması için Türkiye’ye uyarılarda bulundu. Hukukun üstünlüğü ve adil yargılama vurgusu yapan Muiznieks tasfiyeler, kayyımlar ve uzaklaştırmalar konusunda ayrıca uyarılarda bulundu.
JAGLAND, İDAM CEZASI VE CEZAEVLERİNDEKİ İŞKENCEYE KARŞI ÇAĞRI YAPTI
Avrupa konseyi genel sekreteri Thobjorn Jagland ise darbe girişimi sonrasında yaptığı Türkiye’ye ziyareti sırasında Avrupa işkenceyi önleme komitesinin Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirmesini talep etmişti. Uluslararası AF örgütünün Türkiye’de işkenceye yönelik raporlarını hatırlatan Jagland Avrupa işkenceyi önleme komitesi CPT’yi Türkiye’ye ziyaret noktasında tavsiyede bulundu. Jagland, İdam cezasının AİHS tarafından kesin dille reddedildiğini söylerken cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimi sonrası Yenikapı mitinginde milyonlarca insanın önünde dile getirdiği idam çağrısına tepki göstererek siyasi liderlerin Avrupa İnsan hakları sözleşmesini savunmaları gerektiğini söyledi. Türkiye’nin de Konseyin üyesi olarak açıkça idam cezasının reddettiğine vurgu yaptı.
OHAL MASUMLARI ETKİLEMEMELİ UYARISI
Jagland 30 gün süreli OHAL kararının insan hakları mahkemesi tarafından uyumlu olabileceğini söylerken, asıl tehlikenin ise binlerce masum insanın yanlış tasfiyelerinin görülmesi gerektiğini söyledi.
CPT’NİN FONKSİYONU VE YAPTIRIM GÜCÜ NE?
“Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi””(AİÖK) olan kurum Avrupa Konseyine üye devletlerin, gözetim yerleri, ceza ve ıslahevleri, polis karakolları, yabancı uyruklu mültecilerin tutulduğu merkezler ve psikiyatri hastaneleri, sosyal bakımevlerine sınırsız erişim ve buralarda herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın dolaşma hakları vardır. Özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerle özel görüşme yapabilirler ve bilgi verebilecek konumda olan herkesle serbestçe iletişim kurabilirler. Avrupa konseyi bünyesinde uluslararası bağımsız hukukçu, tıp doktorları, cezaevi ve emniyet kuvvetleri konularında uzman denetçilerden oluşan kurum Avrupa konseyine üye 47 devletin imzaladığı anlaşma çerçevesinde hareket eder. Üye devletlere periyodik ziyaretler (genelde 4 yılda bir) yaptığı gibi gerekli gördüğü acil durumlarda hükümetlerden izin almadan cezaevlerini ve karakolları, mülteci kamplarını denetleme yetkisine sahiptir. Bu ziyaretlerde sınırsız erişim hakkına sahip olduğu gibi ziyaretlerini önceden haber vermeden yapabilir, özgürlükleri kısıtlanmış kişilerle özel görüşmeler yapabilir.
Komite kurulduğu 1989 yılından bu yana
Cezaevlerine1100
Karakollara 2500
Mülteci merkezlerine 350
Sosyal merkezlere 400 ziyaret yaparak 300’den fazla rapor yayınladı.
Komitenin en fazla üzerinde durduğu konulardan birisi de, işkenceye yapanların cezasız kalmaması, bu konusunda detaylı incelemeler yapıyor.