AKPM tarafından kabul edilen kararda Ankara’nın santralle ilgili kaygıları gidermesi isteniyor.
Türkiye’nin 18 parlamenterle temsil edildiği Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından “Avrupa’da Nükleer Emniyet ve Güvenlik” hakkında bugün Strasbourg’da kabul edilen bir kararda, Akkuyu santrali hakkındaki “kaygıları” gidermesi için Ankara’ya kısaca ESPOO olarak bilinen Sınıraşan Çevresel Etki Değerlendirme Sözleşmesi’ni onaylaması çağrısında bulunuldu.
Karar metni 18’e karşı 99 oyla kabul edildi, 8 üye ise çekimser kaldı. AKPM üyesi Türk parlamenterlerin Akkuyu santraliyle ilgili bölümün karar metninden çıkarılması için verdiği değişiklik önergesi reddedildi.
ESPOO sözleşmesi, taraf ülkelere, belli faaliyetlerin çevresel etkilerini daha planlama sürecindeyken değerlendirme yükümlülüğü getiriyor. Çevre üzerinde sınıraşan boyutta önemli etkiler doğurması muhtemel büyük projelerle ilgili ülkelerin birbirlerine bildirimde bulunup danışmalarını zorunlu kılıyor. Türkiye henüz bu sözleşmeyi imzalamadı.
Karar metni ve beraberindeki rapor AKPM Türk heyeti üyelerinden AKP Eskişehir milletvekili Emine Nur Günay tarafından kaleme alındı. Ancak Günay, kendi iradesine karşı raporuna, genel kuruldaki nihai tartışma öncesi AKPM Sağlık, Sosyal İşler ve Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu’ndaki oylama sırasında Akkuyu nükleer santraliyle ilgili madde eklenmesini protesto ederek raportörlükten istifa etti. Buna rağmen, istifa, karar metni komisyonda kabul edildikten sonra geldiği için Günay’ın adı metinlerde raportör olarak kaldı. İstifasıyla ilgili açıklama yapan Günay, “Siyasi bir yaklaşımla Türkiye aleyhine bir girişim” olduğunu ve bu şartlarda raportör kalamayacağını bildirdi.
Akkuyu santraliyle ilgili madde, AKPM’nın Kıbrıslı Rum üyelerinin girişimiyle karara eklendi. Rum parlamenterler Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2017 Türkiye raporuna da benzer bir madde ekletmişti. AP kararında, “şiddetli deprem riski taşıyan bir bölgede olması” nedeniyle santralin inşasının durdurulması talep edilmişti.
AKPM’nin bugün kabul edilen raporunun Akkuyu santraliyle ilgili bölümünde, santralin Kıbrıs kıyılarından 85 kilometre uzaklıkta olduğu belirtilip, Türk hükümetinden “ESPOO sözleşmesine taraf olup, konuyla ilgili tüm kaygıları gidermesi” istendi.
Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olması planlanan Akkuyu, Mersin’in Gülnar ilçesinde bulunuyor. Santral, Rus kamu şirketi ROSATOM tarafından inşa edilecek. Temel atma töreni 3 Nisan 2018 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından gerçekleştirilen santralin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye girmesi öngörülüyor. Kimi uzman ve çevreciler santralle ilgili çevresel etki değerlendirmesinin olmamasını eleştiriyor.
AKPM kararında, Akkuyu gibi Belarus’ta inşa edilmekte olan Ostrovets nükleer santrali de eleştirildi. Komşu Litvanya’nın başkenti Vilnius’a 45 kilometre uzaklıkta olan santralin uluslararası normlarda olmadığı ve inşası sırasında şimdiye kadar birçok “ciddi sorun” yaşandığı belirtiliyor.
Dünya genelinde 453 nükleer reaktörün faaliyette olduğunun belirtildiği kararda, Rusya, Ukrayna ve Kafkas coğrafyasını da kapsayan Avrupa Konseyi topraklarında ise şu an 184 nükleer reaktörün hizmet verdiği not ediliyor. Avrupa’daki nükleer reaktörlerin 126’sı 14 Avurpa Birliği (AB) ülkesinde yer alıyor. Diğer 58’inin ezici çoğunluğu ise Rusya ve Ukrayna’da. Avrupa’daki nükleer santrallerin yarısına yakını, elektriğinin çoğunu nükleer enerjiden tedarik eden Fransa, Slovakya, Ukrayna, Belçika ve Macaristan gibi ülkelerde bulunuyor.
Reaktörler yaşlanıyor
Avrupa’daki nükleer santrallerin “hızla yaşlanmaya” başladığına işaret edilen karar metninde, faaliyetteki 184 reaktörden 82’sinin en az 35 yıllık, her 6 reaktörden 1’inin ise 40 yaşının üstünde olduğunun altı çiziliyor. AKPM raporunda, “nükleer tesisler düzenli olarak bakımdan geçirilse de reaktörlerin genel durumu daimi olarak kötüleşiyor, bu da ciddi sorun ve kaza riskini artırmakta” ifadelerine yer veriliyor.
Çernobil ve Fukushima felaketleri, nükleer çöp sorunu ve son olarak da nükleer santrallere yönelik terör saldırısı riski dikkate alınarak hazırlanan rapor ve kararda, özellikle 40 yaş üstü nükleer tesislerin bakımlarının daha sık aralıklarla ve saydam biçimde yapılması isteniyor. Ulusal atom organlarının bağımsızlık ve kapasitelerinin artırılması, reaktörlerin ve nükleer atıkların muhafaza edildiği havuzların fiziksel planda daha iyi korunması, nükleer santraller üzerinde dron uçuşlarının soruşturulması ve nükleer tesislerin yakınında yaşayanların nükleer güvenlik ve emniyet hakkında tatmin edici ve saydam biçimde bilgilendirilmesi talep ediliyor.
Kararda, potansiyel riskli görülen nükleer santrallerin emniyet ve güvenliğinin olağanüstü yüksek maliyetli yatırımlarla iyileştirilmesi yerine, bu santrallerin beklenmeden yıkılması da öneriliyor.
Kayhan Karaca / Deutsche Welle Türkçe