İzmir'de hayırseverlere yönelik 'burs, kurban, bağış' topladıkları iddiasıyla düzenlenen operasyonda 37 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan biri de Av. İ.Ç.oldu. İ.Ç.'nin avukatlığını üstlenen Muzaffer Uzlaş, "Bu soruşturmanın kesinlikle önceden verilen bir karara ulmaşma niyetiyle yürütülen bir soruşturma olduğu her tarafından anlaşılıyor. Soruşturmanın nasıl yürütüldüğünün çok açık göstergesi olacak pekçok hak ihlallerini görebiliyoruz artık. Çarpıcı olan husus, evinde bu müsveddelerin ele geçirildiği görülen ve 50-60 kişiye birden gözaltına alınma kararına dayanak teşkil eden o müsvette yazıları yazdığı iddia edilen kimse hakkında soruşturma yok. Ona herhangi bir soru yöneltilmemiş." dedi.
İzmir merkezli altı ilde, aralarında esnaf, işadamı, avukat ve bürokratların da bulunduğu 57 kişiye yönelik TEM Şube Müdürlüğü ekipleri kurban, burs, bağış verdikleri gerekçesiyle operasyon düzenlemiş, 37 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 6'sı emniyetteki ifadeleri sonrası serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında, İzmir Vakıflar Bölge Müdürü K.İ., avukatlar İ.Ç. ve M.G., H.T, 2009 yerel seçimlerinde AK Parti'nin Bayraklı ilçe belediye başkan adayı olan işadamı S.S.G., işadamları M.B.S., Ç.K. ve M.K., kültür sanat faaliyetleriyle bilinen bir derneğin yöneticisi A.K. ve emekli H.Ö. de bulunuyor.
Gözaltına alınan avukatlardan İ.Ç.'nin savunmasını, meslektaşı Muzaffer Uzlaş üstleniyor. Av. Uzlaş, "Geçen yıl yapılan bir operasyon esnasında, Ö.K. isminde bir şahsın evinde yapılan aramada, bazı müsveddeler bulunmuş ancak incelenmemiş. Ö.K. tutuksuz yargılanıyor. İncelemeler sonraya bırakılmış herhalde ya da ihmal edilmiş, bilemiyorum. Sonradan açılan bir paket içinden birkaç müsvedde kağıt bulunmuş. İfadede bize fotokopileri gösterildi. Bu müsveddeler üzerinde bazı ibareler var, ibare kelimesini kullanıyorum, tam bir cümle, tam bir isim, tam bir kavram yok. Mesela benim müvekkilimin ön adı olduğu söyleniyor, İ harfi, nokta koy soy isim yazıyor. Aynı soyisim, benzer soyisim çok. Müvekkilim mi, değil mi belirsiz ama sorulan soru, 'Bu sizsiniz.' şeklinde. Soruşturmanın nasıl yürütüldüğünün çok açık göstergesi olacak pekçok hak ihlallerini görebiliyoruz artık." dedi.
'50-60 KİŞİNİN GÖZALTINA ALINMASINA NEDEN OLAN MÜSVEDDELERİ YAZDIĞI İDDİA EDİLEN KİŞİ YOK'
Av. Uzlaş, "Çarpıcı olan husus şu, evinde bu müsvettelerin ele geçirildiği ve 50-60 kişiyi gözaltına alma kararına dayanak teştil eden o müsvedde yazıları yazdığı iddia edilen kimse hakkında soruşturma yok. Ona herhangi bir soru yöneltilmemiş. 'Sizin evinizde bulundu, bunlar sizin mi? Bu belgelerin üzerindeki bazı bilgisayar çıktıları birazda karalama müsvedde gibi el yazısıyla bir şeyler var tam ne olduğu anlaşılamıyor, bunlar sizin elinizden mi? Sizin yazı makinenizden mi? Sizin bilgisiayarınızdan mı? Siz mi yazdınız bunları? Sizin elinizden mi yazılmış?' diye sorulmamış. O şahıs kabul ediyor mu bunu, onu bilmiyorum, çünkü dosyada yok. Sorgulanmadığı söylendi bize ve serbestmiş bu kişi. Olabilir kimsenin hürriyeti tahdit altında kalmasın ama bu belgeler hangi amaçla düzenlendi? Bu isim, orada yazılan sözkonusu isimler örneğin benim müvekkilim mi kastediliyor burada diye açık isim de yok. Sorulmamış kendisine. Bu şekilde kendisine sorulmadan, orada yarım yamalak isimler var diye, bu isimler de 'falanca isimler' diye önceden verilmiş bir karar ve sonuca doğru yol alırcasına yürütülen bir soruşturma ve gözaltı kararları." dedi.
'GÖZALTI KARARINA DAYANAK TEŞKİL EDECEK BİR ŞEY DEĞİL'
Müsvedde belgelerin, gözaltı kararına dayanak teşkil edecek bir şey olmadığını söyleyen Av. Uzlaş, "Kaldı ki o belgelerle ilgilendirilen şahsa soru bile sorulmamış. 'Bunları hangi mahiyette düzenledin?' diye. Buna rağmen ne bilirkişi ifadesi yapılmış, ne ifadeler alınmış, ne de başka bir işlem yapılmış. 5 ay sonra gözaltı kararı veriliyor. Bu, savcının görevini açıkça kötüye kulandığını gösterir. Ceza Kanunu 257'ye göre suçtur savcının yaptığı bu işlem ve bu yüzden 50 küsur tane insan gözaltında. Orada finans kaynağı denilen ibarelerden yorum yaparak, hatta arzulayarak neredeyse toparlanan rakamlar var mı derseniz, inanın toparlayabileceğiniz bir rakam yok. Benim görebildiğim kadardıyla. Kaldı ki ortada ne bir muhasebe hesabı var, ne bir başka bir resmiyeti olan belge var. Yani herhangi bir mühür yok, altında imza yok, kime ait olduğu belli değil ama bir telefon numarası yazılmış bir yere, bir başka yerde de bir kişinin ismi geçiyor, 'Bu numara senindir.' Sorular da öyle hazırlanmış ki, 'Sen busun.' Yani, 'Bu ismin senin ismin olduğu aslında anlaşılmıyor ama sen busun. Sen niye yardım ettin?' diye soruyorlar. Bu şekilde sornuşturma yürütülüyor." diye konuştu.
2004 YILINA AİT MÜSVEDDELER
"Bu şekilde gözaltı kararı olur mu?" diye soran Av. Uzlaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Siz eğer gözaltı kararı alınacak derecede ağırlıkta bir delil yakalamışsanız, temmuz ayında yapacaksınız bu gözaltıları. Eğer gözaltı yapmıyorsanız bunca zaman sonra üstelik benim müvekkilimle ilintisini bulamadığınız halde benim müvekkilimin ismi olduğu iddia edilen ibarelerin karşısında bir kuruş ne para var ne başka bir şey, para diye birşey yok. Siz benim ne kadar katkı sağladığımı tespit etmeden nasıl beni suçluyorsunuz? Benim ve diğer gözaltındaki insanların ancak bilgisine başvurulabilir. Herkese yöneltilen soruları bilemiyorum ama aynı belge, aynı isimler üzerinden yürüdüğü belli olduğu için soruşturma, siz bu insanlara gözaltı kararı alamazsınız. Sadece ve sadece eğer ihtiyaç hissederseniz bu bir savcıyı meşgul etmeye değer bir belgeyse şayet biraz mübalağaya kaçsanız bile o zaman bilgisine başvurun. Bir yerde gördüm, 2004 yılı diye. Bu müsvedde kağıtlar, 2004 yılından tahmin ediyorum, öyle anlaşılıyor. Eğer bu belgeler gerçekten tanzim edildiyse ilgili şahıs tarafından o zaman 11 yıl önce tanzim edilmiş demekti. Peki 11 yıldır bu insanlar eğer terör örgütüne finansman sağlyorlarsa bunun başka izi, emaresi olmaz mı? Bu soruşturmanın kesinlikle önceden verilen bir karara ulaşma niyetiyle yürütülen bir soruşturma olduğu her tarafından anlaşılıyor." CİHAN