Konya'da Okyanus Şirketler Grubuna 2008 yılında yapılan operasyonlarda gözaltına alınıp yolsuzluk, rüşvet ve çeteden yargılanıp 180 yıl hapis cezası alan Nusret Argun'un 'bana kumpas kuruldu' şikayeti üzerine dava açılmıştı. Polis, işadamları ve avukatlara yönelik açılan davanın duruşmasına bugün Konya Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Davada tutuklu sanıklardan dönemin Konya KOM Şube Müdürü Anadolu Atayün'ün savunmasına devam edildi. Atayün, 2008 yılında yapılan Okyanus ve Final Operasyonları sırasında dosyanın savcısı tarafından tehdit edildiğini mahkeme heyetine anlattı. Atayün, Adana Adliyesi'nde Okyanus Davası dosyasına bakan ve görevsizlik kararı vererek dosyayı Konya'ya gönderen Savcı Cengiz Bal tarafından tehdit edildiğini dile getirerek savunmasında şunları söyledi: "Brifing almak için beni ve arkadaşlarımı odasına çağıran savcı, dosyayı kapatmam için beni tehdit etti. Saygısızlık etmeden iki defa bunu yapamayacağımı söyledim. Savcı, bu kez "O dosyayı kapat. Bunlar güçlü adamlar, çoluk çocuğun zarar görür." diyerek beni tehdit etti. Ama o savcı, Okyanus dosyasının şüphelileriyle halı sahalarda gizli gizli nasıl buluştuğunu savcıya anlatmamış. Bunların hepsini teker teker anlatacağız." dedi.
AYNI SUÇLAMADAN 17. KEZ YARGILANIYORUZ
Atayün, 'Fethullah Gülen Terör Örgütü' olarak 28 şubat dönemi ve darbe dönemlerinde bu güne kadar 17 kez dava açıldığını, Yargıtay'ın bu konuda 'Böyle bir örgüt yok' şeklinde kesin kararı olmasına karşın hala davalar açıldığını söyledi. Atayün "Bu davaların hepsi 28 Şubat süreci ve darbe dönemlerinde açılmış davalar. Mahkemenin, daha önce açılmış bu yargılamaların kararlarını dosyaya koymalarını istiyorum." dedi.
HUKUKSUZ BAŞLAYAN YARGILAMAYI MEŞRU HALE GETİRMEYECEĞİM
Atayün, yargılamanın ve iddianamenin hukuksuz bir şekilde başladığını ve bu yüzden hukuksuz başlayan bir süreci meşru hale getirmemek için savunma yapmayacağını dile getirerek şunları söyledi: "Ben, hukuksuz başlayan bu süreci ve iddianameyi meşru hale getirmemek için savunma yapmayacağım. Ama hiç suçu olmayan, yalnızca amirlerinin talimatlerını yerine getiren bu polislerin masumiyetlerini anlatmak için yalnızca örgüt suçlamasına savunmamı yapacağım. Eğer personelime emirlerimin kanunsuz olduğunu iddia edilirse gerekli tüm belge ve hukuk maddelerini gösteririm."
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU DA IŞIK EVLERİNDE SOHBETE GİTMİŞ
Atayün, kendi çocuklarının hizmet hareketinin okullarında okumamasına karşın çocuklarını o okullarda okutan kişiler tarafından suçlandığına dikkat çekerek, "Benim hiçbir çocuğum, hizmet hareketi olarak bilinen okullara gitmedi. Ama bize suçlamaları yapanların çocukları o okullarda okudu, o okullardan insanlarla evlendiler. Işık evleri olarak söylenen evlere Başbakan Ahmet Davutoğlu da gitmiş ve sohbetlere katılmıştır. Kıbrıs'ta 1992'de bir sohbete katıldığı fotoğrafı da mahkemeye sunmak istiyorum." dedi. Atayün, Başbakan Davutoğlu'nun bir sohbet programında çekilmiş fotoğrafını mahkeme heyetine sundu.
AMACI VE EYLEMLERİ OLMAYAN BİR ÖRGÜT OLMAZ
Haklarındaki örgüt iddialarının hukuksuz olduğunu anlatan Atayün, dosyada iddia edilen örgütün eylemlerinin, amacının ve liderinin talimatlarının anlatılmadığını ifade etti. Atayün "Dosyada, bizim Fethullah Gülen örgütü olduğumuz iddia ediliyor. Peki o zaman örgüt liderinin talimatları nerede? Bir örgütün lideri varsa talimatları ve amacı olmalı. Bu örgütün amacı nedir? Örgütün eylemleri nerede? Şeriat mı getirmek, yoksa başka bir şey mi?. Amacı olmayan bir örgüt olabilir mi?" diyerek hakkındaki iddiaları reddettiğini söyledi.
SAVCI, GÜLEN'İN KİTABINDA TAHRİFAT YAPIP DELİL OLARAK DOSYAYA KOYDU
İddianamede, Fethullah Gülen'in 'Ölçü ve yoldaki ışıklar' kitabından alıntı yapılarak örgüt tarifi yapıldığına dikkat çeken Atayün savunmasında şunları söyledi: "Hangi sayfada yazdığı belirtilerek iddianameye konulan kitap burada. Ama görüyoruz ki kitapta böyle bir kısım yok. Savcı, sahte delil koyarak hukuku yanıltmış. Bütün iddianamenin sahte olmadığı ne malum? Bakıyoruz ki farklı şehirlerde Fethullah Gülen örgütü olarak açılan davalarda bütün savcılar aynı sahte delili iddianameye koymuşlar. Bir üst akıldan söz ediliyorsa işte budur üst akıl."
OKYANUS OPERASYONLARI SUÇ İSE İMZASI OLAN SAVCI VE HAKİMLER NEREDE?
Dönemin KOM Şube Müdürü Atayün, Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik yapılan operasyonların hakim ve savcıların hiyerarşik talimatlarıyla yürütüldüğünü değinerek şunları söyledi: " Yaptığımız operasyonlar örgütlü bir suç ise bu operasyonlarda ve yargılamalarda imzası ve kararları olan hakim ve savcılar neden tanık olarak yargılanmıyor? Bu kadar hakim ve savcının hepsi mi kandırıldı? Biz, iddianamede yer alan operasyonlarda imzası olan bütün hakim ve savcıların tanık olarak mahkemede dinlenmesini ve ifadelerinin alınmasını istiyoruz."