Asr-ı Saadet’ten Günümüze Hizmet Yolu

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Aralık 25 2018
Samanyoluhaber.com yazarı Fikret Kaplan 'Asr-ı Saadet’ten Günümüze Hizmet Yolu' başlıklı bir yazı yazdı
Asr-ı Saadet’ten Günümüze Hizmet Yolu
FİKRET KAPLAN - SAMANYOLUHABER.COM 


Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) beyanları içerisinde ‘İslâm garip olarak başladı (gariplerle temsil edildi.)’ ‘Arkadaşlarım!’ dediği o güzide ashabı, garip olarak O’nun (sav) davasına sahip çıktılar. Bütün bir hayat boyu başlarını saran sevdalarıyla buhurdanlık gibi tütüp durdular. Canlarını, mallarını, her şeylerini feda ettiler. İşkencelere maruz kaldılar; evlerini, yurtlarını terk ettiler. Hep keder gördüler, dert yaşadılar. Ama ne hallerinden şikayet ettiler ne de kimseye dert yandılar.. İslâm dinini omuzlarında yükselttiler ve dünya onlara gülmeden çekip gittiler. Fakat, Yüce Allah’ın şu iltifatına mazhar oldular:  

‘İslâm’da birinci dereceyi kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce tâbi olanlar yok mu? Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan râzı oldular. Allah onlara içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırladı. Onlar oralara devamlı kalmak üzere gireceklerdir. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı!’ (Tevbe, 9/100)
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), Allah tarafından övülen o garip arkadaşlarından birisi Abdullah Bin Cahş’tı. Kureyş’in eza ve cefasından kurtulmak için Medine’ye hicret edenlerin ikincisiydi.  

Abdullah (ra) gönül verdiği mukaddes vazifenin sorumluluğunu yerine getirememekten çok korkuyordu. Bu şuurla hep teyakkuzda yaşamış ve Uhud harbinde gösterdiği kahramanlıkla dillere destan olmuştu. O gün Sad Bin Ebi Vakkas (ra) ile aralarında şöyle bir konuşma geçmişti. Sa’d (ra) bu konuşmayı şöyle nakleder:

“Uhud günü çarpışmaların çok şiddetlendiği bir andı. Abdullah İbni Cahş yanıma sokuldu, elimden tuttu, beni bir kayanın dibine çekti:
 “Şimdi burada sen dua et, ben amin diyeyim. Ben dua edeyim, sen amin de…'” dedi. Ben de peki dedim. B

Bu haberler de ilginizi çekebilir