Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, devlet kurumları lüks içinde yüzerken yeni bütçe için bakanlıklar yapacakları harcamaları kısmak yerine KDV, ÖTV artışı düşündüğünü söyledi. Özdebir, "Ankara'daki lüks binaların çoğu bakanlık binası oldu. Kamuda tasarruf sağlamak için araba alımlarına kısıtlamalar getirilmişti. Kamu kurumları ise artık araba almak yerine en lüks arabaları kiralamaya başladılar. Biz, bu lüksü karşılayacak kadar zengin değiliz. Kamudaki bu lükse son verilmeli." dedi.
Nurettin Özdebir, Ankara Sanayi Odası'nın Eylül ayı olağan meclis toplantısında gündemdeki ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. 2016 yılı bütçesinin en geç 17 Ekim'de meclise sunulması gerektiğini belirten Özdebir, ancak bütçenin meclisten geçmeme ihtimali oldukça yüksek olduğunu bütçe konusundaki bu belirsizlik beklentileri olumsuz etkilediğini kaydetti.
Diğer yandan yeni bütçe için bakanlıkların yapacakları harcamaları karşılamak için KDV, ÖTV artışından söz edildiğini belirten Özdebir, şunları söyledi:
"Devlet kurumları lüks içinde yüzerken bu harcamaları kısmak yerine KDV, ÖTV artışı düşünülmektedir. Ankara'daki lüks binaların çoğu bakanlık binası oldu. Kamuda tasarruf sağlamak için araba alımlarına kısıtlamalar getirilmişti. Kamu kurumları ise artık araba almak yerine en lüks arabaları kiralamaya başladılar. Biz, bu lüksü karşılayacak kadar zengin değiliz. Zengin olsak bile bu kadar lüks israfa girer. Bizden kat kat zengin ülkelerde bizdeki lüks ve israf yoktur. O ülkelerde devlet vatandaşın parasını harcarken lüksü aklına bile getirmiyor. Kamuda bu lükse son verilmeli, harcamalar disiplin altına alınarak vatandaşın üzerindeki vergi yükünü azaltmak için çaba gösterilmelidir."
'KURLARDAKİ YÜKSELİŞ DEVAM EDERSE DIŞ BORCU OLAN FIRMALARIN AYAKTA KALMASI ZORLAŞACAK'
Döviz kurlarındaki yükselişin yabancı para cinsinden borçlu olan firmaları zorlamakta olduğunu belirten Özdebir, eğer kurlardaki yükseliş devam ederse dış borcu olan firmaların ayakta kalmasının daha da zorlaşacağına dikkat çekti.
Özdebir, "Şirketlerin yurtdışından yaptıkları net borçlanma tutarı 170 milyar dolardır. Kurdaki her artış, şirketlerin borç yükünü de artırmaktadır. Kurlar yükseldikçe zaten çok az olan kârlar erimekte, durgun ekonomik şartlarda borçları ödeyecek cirolara ulaşmak gittikçe zorlaşmaktadır. Eğer kurlardaki yükseliş devam ederse dış borcu olan firmaların ayakta kalması daha da zorlaşacaktır." ifadelerini kullandı.
Ekonomi ve siyasetteki belirsizlikler azalmadıkça ve güven artırıcı tedbirler alınmadıkça ekonomiye bakıştaki kötümserliğin devam edeceğini belirten Özdebir, şöyle devam etti:
"Çevremizde savaşlar ve siyasi istikrarsızlık devam etmektedir. AB'deki ülkelerin neredeyse yarısı resesyona girmiştir. Dış pazarlarımızdaki bu olumsuz görünüm ihracatta daha bir süre sorun yaşayacağımızı göstermektedir. Bu nedenle iç pazarda canlanma doğuracak tedbirler üzerinde odaklanmalıyız. İç talebin canlandırılması güven artırıcı tedbirlerin başında gelmektedir. Daha önce bu konuda bir önerim olmuştu. O önerimi tekrarlamak istiyorum. Bugün 200 bin emekli kredi kartı ve tüketici kredisi borcu nedeniyle bankalar nezdinde takibe düşmüş durumdadır. 36 ayla sınırlandırılmış olan yeniden yapılandırmada bankaların elini serbest bırakmak gerekir. Ekonomi yönetimi ve BDDK, kredi kartında taksit sınırlamasına giderek bankaların ve tüketicilerin elini kolunu bağlamıştı. Durgun ekonomik şartlarda bu kısıtlama kaldırılarak bankaların eli serbest bırakılmalıdır. Banka, müşteriye göre bu süreyi uzatabilmelidir. Süre uzatılırsa hem borcun geri ödenmesi kolaylaşacak, hem de iç talebi canlandıracak yeni bir harcama imkanı sağlanmış olacaktır."
CİHAN