ASKON, Genel
Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve
Anadolu'daki tüm şubelerin
yönetim kurulları ile bir toplantı düzenledi. Toplantıda, ekonominin geldiği nokta ve geleceği ile ilgili değerlendirmeler yapıldı.
ASKON 5. Divan Toplantısı'ndan sonra yayımlanan sonuç bildirgesinde de, ABD'nin ekonomisini toparlayacağı ve istihdam yaratmaya başlayacağı, ancak toparlanmanın yavaş olacağı belirtilerek, ''İkinci dip olasılığı çok zayıf görünmektedir. Avrupa'da taşlar yerinden oynamıştır. AB'nin borçlu ülkeleri yeni krizleri yaratmaya adaydır.
Alman ekonomisi hızla toparlanmaktadır, fakat
avro bölgesindeki
büyüme hala zayıftır. AB bölgesinde de büyüme kısa sürede güçlü bir hal almayacaktır'' denildi.
Asya ve Çin'deki büyümenin bir miktar yavaşlamasına karşın ciddi bir sorun yaratmayacağına işaret edilen bildiride, şu görüşlere yer verildi:
''ABD'nin bastığı paralar, gelişmekte olan ülkelerde yeni balonlar oluşturmaya adaydır. Gelişmiş ülkelerin GSYH'nın yüzde yüzü aşan aşırı borç yükleri, tarihsel bir
ekonomik problem haline gelmiştir. Bu durum gelecek projeksiyonunu zorlaştırmaktadır. ABD ve AB'de olumlu
gelişim seyri devam ederken, AB için de
borç sorunu önemli bir noktada durmaktadır.
Yunanistan'ın büyük krizi AB'nin krizi olmaya devam etmektedir.
Borçlarının AB'nin büyüklerine olması, onları da riske etmektedir. Yunanistan'a
yardım Almanya'ya, İngiltere'ye, İtalya'ya yardım anlamına gelmektedir. AB'nin yeni bir borç krizine girmemesi için
faizlerin düşürülmesi ve AB tarafından Yunanistan'ın desteklenmesi zorunludur.''
Bildirgede,
Türkiye'de büyümede ve borç dinamiklerinde sorun olmadığı vurgulanarak, Türkiye'de iç talebin hızla arttığı ve bu talebin kredilerle desteklendiği kaydedildi.
-''2011 YILININ 2010'DAN DAHA İYİ BİR YIL OLMASI MUHTEMELDİR''-
İşletmelerin hala geleceğe dair haklı endişeler taşıdığının da savunulduğu ASKON bildirgesinde şu görüşler ifade edildi:
''Türkiye'de iç talepteki artış, büyümeye katkı yaparken, ithalatı körükleyerek, cari açığın artmasına neden olacaktır. Dikkate alınmalıdır. 2011
seçimleri nedeniyle kamu harcamaları geçen yıla göre en az yüzde 20 oranında artacaktır. Bu durum talebi daha da kamçılayabilir. Seçim sonrasında kemerler şiddetle sıkılmak zorunda kalınabilir.
Cari açık ciddi bir problem olmaya adaydır.
2011 yılının 2010'dan daha iyi bir yıl olması muhtemeldir. 2011 yılının sonlarına doğru tüm dünya genelinde enflasyon sorunu baş gösterecek ve faizler artmaya başlayacaktır. Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası asla faiz artırımına gitmemelidir. Şu anda ülkeye giren sıcak paranın son derece riskli olduğu, TL'nin değerlenmesi sürecinin olumsuz sonuçlar getireceği görülmektedir.
İthalatın ciddi anlamda artışı yakın gelecek için riskli bir gelişim olarak görülmektedir. Sermaye malları ithalatının yükselişi de risk haline dönüş sinyalleri vermektedir. Tüketim malı ithalatının ivmesinin çok fazla yükselmesi dikkat çekicidir. Tedbir alınmalıdır.
İhracat için çok daha ciddi bir kulvara taşınmalı ve artırma
tedbirleri devreye girmelidir.
Piyasa endişeleri, enflasyon beklentileri ve borç ödeme riskleri yüzünden
altın talebi yükselerek devam edecek görülmektedir. Bu tutarsız bir gelişimdir. 2011'de emtiada yatay gelişim beklenirken 2012'de ciddi yükselişler tahmin edilmektedir. 2012 yılında dünya daha büyük krizlere gebedir.
Enflasyon ve durgunlukla birlikte ortaya çıkma riski bulunmaktadır.''
AA