Kuzey Kıbrıs'ta askerlik yaparken "DİSKO" olarak adlandırılan disiplin koğuşunda darp edilmesi sonucu hayatını kaybeden er Uğur Kantar davasında, sanık Piyade Çavuş Fırat Keser’e işkence sonucu ölüme sebebiyet verme suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının gerekçesi açıklandı.
Su ve tuvalete gitme talepleri karşılanmayan Kantar’ın, sanıklar Fırat Keser ve Ayhan Arslan tarafından önce tokat, yumruk ve tekmelerle darp edildiği belirtilen kararda, sanıkların daha sonra yarım saat öğlen sıcağında sandalyeye kelepçeleyerek beklettikleri ifade edildi.
DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre; Er Uğur Kantar, askerlik görevini yaptığı sırada, bir askerle tartışıp kavga ettiği gerekçesiyle 7 gün disiplin cezası almıştı. Kıbrıs 28. Mekanize Piyade Tümeni Disiplin Ceza ve Tutukevi'ne 18 Temmuz 2011 tarihinde konulan Kantar’ın cezası 25 Temmuz 2011 tarihinde bitecekti. Uğur Kantar, buradaki asker gardiyanlar tarafından cezaevindeki diğer hükümlülerle birlikte sabah sporuna çıkarıldı. Spordan sonra su isteyen Kantar’ın talebi önce yerine getirilmedi. Ancak ısrar etmesi üzerine Kantar’a su verildi. Ancak bu kez Kantar’ın tuvalete gitme talebi karşılanmadı.
Kantar, tuvalete gitmekte ısrarcı olunca gardiyan olarak görev yapan askerler Fırat Keser ve Ayhan Arslan tarafından darp edildi, güneşin altında yarım saat bekletildi. Burada bilinci kapanan Kantar, önce Kıbrıs’taki bir devlet hastanesine, daha sonra bugünkü adı Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi olan, o dönemki Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) sevk edildi. Kantar, 12 Ekim 2011 tarihinde hayatını kaybetti.
Mahkeme gerekçesini açıkladı
Kantar’ın ölümüne ilişkin açılan dava, askeri mahkemelerin kapatılması üzerine sivil yargıya devredildi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Haziran 2021 tarihinde sanık Fırat Keser’e işkence sonucu ölüme sebebiyet verme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Firari er Ayhan Arslan’ın dosyası ise ayrıldı.
Mahkeme, gerekçeli kararını yaklaşık 3 ay sonra açıkladı. Kararda, Kantar’ın darp neticesi değil, İstanbul Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun raporunda belirtildiği şeklide sıcak çarpması ve gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü savunuldu.
"Islatılarak dövüldü"
Kararda, Kantar’ın nasıl darp edildiğinin ayrıntıları yer aldı. Olay tarihinde spor yapıldığı, maktulün yeniden su istediği, önce vermek istemedikleri, yalvarınca su verildi ifade edilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Bu kez maktul tuvalete gitmek istedi. Bunun üzerine sanık Piyade Çavuş Fırat Keser, maktüle birkaç kez vurdu, sonra boynundan tutarak binaya soktu, sanık P.Er. Ayhan Arslan'ın yanına götürdü. Burada her iki sanık tarafından maktul dövüldü. Maktul banyoda sanık Ayhan tarafından ıslatıldı, dışarıya sesleri geldi, maktulün feryat etti."
Sonrasında sanık Fırat Keser tarafından Uğur Kantar'ın dışarıya çıkarılması için asker istediği belirtilen kararda, daha sonra yaşananlar şöyle özetlendi:
"Önce Mehmet Selman Bektaş geldi. Bu sırada sanık Fırat banyodan dışarı çıktı. Arkasından Can Yusuf Kaya ve Hasan Ergül geldi. Maktulü kollarından ve ayaklarından tutarak dışarı çıkarttılar, iskemleye oturttular. Sanıklar Ayhan ve Fırat maktulü kelepçeledi, yarım saat kadar öğlen sıcağında tuttular. Maktul baygın haldeydi. Sanık Ayhan, ayılması için sert olarak bir tokat attı. Bir ara sanık Fırat maktulün nabzını kontrol etti, işaret ile durumunun iyi olmadığını sanık Ayhan'a söyledi. Sanık Ayhan maktülün kebi ile maktulün başına su serpti. Ayılmaması üzerine iskemle ile birlikte gölgeye aldılar, kelepçeyi çözdükler.
Her iki sanık sorumluluktan kurtulmak için sanık Fırat'ın düzenlediği belgeye maktulün imzasını almaya çalıştılar, maktul imzalayamayınca sanık Fırat ve sanık Ayhan'ın maktule parmak bastırdılar; daha sonra gelen birlik komutanına teslim ettiler. Teslim ettikten sonra sanıklar Ayhan ve Fırat, ölse vatana millete daha iyi olur dedi."
Kararda, sanık Fırat Keser’in bu eylemlerinin işkence suçunu oluşturduğu vurgulandı.