'HALA YETERLİ DÜZEYDE TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞIMIZ YOK'
'SON KAPANMASI GEREKEN OKULLARDIR'
"Bir kısıtlamaya gidilecekse bu okullar olmamalı. Yani her halükarda okullar mutlaka açılmalı. 12 yaşa kadar tüm çocukların ve gençlerinin aşılarının yapılması gerekir. Ama şu anda Sağlık Bakanlığı 15 yaş ve üzerindekilerin aşı olabileceğini duyurdu. 12- 15 yaşta ise risk grubunda olan çocukların aşılanmasını önerdi Sağlık Bakanlığı. Bu da iyidir.
Bu aşıların tamamlanması, okullarda çalışan öğretmenler, memurlar, hizmetliler ve okullara servis yapan tüm servis şoförleri, servislerde çalışan hostesler, kısaca çocuklarla iletişime geçecek tüm personelin mutlaka aşılanması gerekir. Eğer aşılanmamakta ikna edemiyorsak ve aşılanmamakta inat ediyorlarsa bu kişiler, o zaman yapacağımız işlem onların hasta olmadıklarını bizlere kanıtlamaları, çocuklarımızı riske atmamak için.
Ne yapılacak o zaman, ya hızlı antijen testleriyle hastalığın olup olmadığını kontrol edeceğiz, ya da PCR testiyle haftada en az 2 kez bu kişiler hasta olmadıklarını bizlere kanıtlayacaklar. Bence bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı şöyle bir uygulama yapabilir, tüm okullara hızlı antijen testleri gönderilebilir, bunlar çok rahat sağlanabilir. Ucuz kitlerdir bunlar"
'AŞISIZLARIN PANDEMİSİNİ YAŞIYORUZ"
Aşılama oranında belirli bir orana ulaşıldığını ifade eden Prof. Dr. Ertuğrul, "Şu anda ülkemizde erişkin yaş nüfusunun yüzde 40-45'i gibi aşılı durumda. Bir genel kısıtlama, sokağa çıkma kısıtlaması veya sektörel kısıtlamaya gittiğiniz zaman bu sefer bu aşılılara da bir ceza gibi olacak. Yani niye insanlar aşılandılar? Aslına bakarsanız şu anda biz aşısızların bir pandemisini yaşıyoruz.
Hastaneye yatanlar, yoğun bakımda olanlar ve can kayıplarının neredeyse yüzde 95'i aşısız olanlardan kaynaklanıyor. O zaman aşısız olanlarla ilgili kısıtlamalar ve önlemler alınabilir ve aşısız olanların aşı olmaya ikna edilmesi gibi çalışmalar yapılabilir ki bir an önce toplumsal bağışıklığa ulaşalım. Bu anlamda da okulların açılması gerekir" dedi.