Asıl tahammül edemedikleri milletin söz sahibi olması

Başbakan Tayyip Erdoğan, başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin Köşk seçimi sürecinde demokrasi sınavından geçemediğini söyledi.


Son bir ayda yaşananlara dikkat çeken Erdoğan, ne kadar ağır olursa olsun demokrasinin bütün yükünü taşımanın kendileri için onur olduğunu belirtti. Türk siyasetinin 60 yıllık aktörlerinin milletten çekindiklerini gizleme gereğini bile duymadıklarını kaydeden Erdoğan, 'milli iradeyi yük, milletin tercihlerini tehlike, halkoyunu sıkıntı' olarak görenlerin sandıkta hak ettikleri cevabı alacağını vurguladı. Bu kesimlerin demokrasiyi totaliter mantıkla tanımladığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde Meclis çatısı altında sergilenen tutum, aslında AK Parti grubuna değil, milli iradeye yöneliktir. Çok açık anlaşılmaktadır ki asıl tahammül edilemeyen milli iradedir, milletin söz sahibi olmasıdır. Cumhurbaşkanının Meclis'te seçilmesini bloke edenler, 'halk seçsin' dediğimizde, gerçek düşüncelerini ortaya koymuşlar, 'Millet seçerse rejim tehlikeye girer.' demişlerdir. Olup biten her şeyi milletimiz, ayan beyan gördü. Canlı yayınlarda izledik, kimin demokrasiyi içine sindirdiği, kimlerin halka güvenmediği açık seçik ortaya çıktı. Bu ülkenin son 3 cumhurbaşkanı nasıl seçildi, bundan önceki cumhurbaşkanları nasıl seçildi, hepsi ortadayken, yasaları zorlayarak, bunların neticesinde bir tabloyu yakaladıklarını ve bununla beraber bu işi başardıklarını konuşmaya başladılar. Öyleyse kalan neydi? Millete gitmekti... Şimdi bunu söylüyoruz; yeter, karar milletindir." Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, 367 tezini Anayasa Mahkemesi'ne taşıyarak, Meclis'i kilitleyen muhalefet partilerine yüklendi. Ülkede hâlâ demokratik ayıplardan, statükodan nemalanmak isteyenlerin olduğunu ifade eden Erdoğan, milletvekillerinden Meclis'in duvarlarında yazan 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ifadesini iyi okuyup anlamalarını ve içlerine sindirmelerini istedi. Erdoğan, "Hiç kimse ama hiç kimse, milletin hakimiyetine karşı, milletin egemenlik haklarına karşı kayıt ve şart ileri süremez. Milletin verdiği oyu hafife alamaz. Millet iradesini asla tartışmaya açamaz. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Bu milleti parçalara, sınıflara, kamplara, kategorilere ayırmaya kimsenin gücü yetmez. Kimsenin bunu yapmaya hakkı da yoktur. Farklılıklarımız olabilir, bunlar bizim zenginliğimizdir. Ama kamplaşma asla... Milletimizin her ferdi, her cüzü aynı değerdedir, aynı haklara sahiptir. Egemenliğin de Cumhuriyet'in de demokrasinin de öz be öz sahibidir." ifadelerini kullandı. Anamuhalefet lideri Deniz Baykal'ın Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun ardından, "Bizim istediğimiz doğrultuda bir karar çıkmazsa bu ülkede çatışma çıkar." dediğini hatırlatan Erdoğan, Baykal'ın sürekli kamplaşma ve çatışma mesajı verdiğini anlattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Konuşması tehdit, tehlike, kriz, çatışma kelimelerinden oluşan bir siyasi lider, çağdaş ve aydınlık bir Türkiye mesajı nasıl verebilir, soruyorum size? Kriz tellallığı yapan bir siyasi lider, güven ve istikrar vurgusu nasıl yapabilir? Bunların siyaset literatüründe çatışmadan, kutuplaşmadan, kavga ve gürültüden başka kelime yok. Bunlar siyasi hayatlarını felaket tellallığı yaparak götürmüşler. Ezberlerini bozamazlar, yeniliklere açık olamazlar, 'Türkiye'nin gelişimine nasıl bir katkı yaparız?' diye düşünemezler." Er meydanı 22 Temmuz'da Bunlar takılmışlar bazı şeylere, takılmışlar kendi elleriyle yaptıkları bazı öcülere, sabah akşam aynı teraneyi söyleyip geziyorlar. 4,5 yıldır seçim, seçim diye ortadalar. Daha seçimi yeni yaptık, durun bakalım. İşte şimdi seçime gidiyoruz. Er meydanı 22 Temmuz'da kurulacak. Kim pehlivan, kim dürüst değil görülecek. Çıkın bu millete anlatın; nedir sizin ekonomi politikanız, enflasyon, faizle, yoksullukla mücadele politikanız, yatırım, sosyal politikalarınız nedir, anlatın. Kapkaççı taktikle siyaset olmaz Biz başkaları gibi değiliz. Milli iradeyi hiçbir şart altında tartışmaya açmayız, üstüne gölge düşürmeyiz, bu milletin sesine hissiyatına asla ve kat'a sağır kalmayız, yabancılaşmayız. Demokrasiyle kavga ederek siyaset hiç olmaz. Millet iradesini gölgeleyerek, kapkaççı taktiklerle siyaset olmaz, olamaz. Türkiye artık bunu hak etmiyor. Refaha, adalete, kalkınmaya, üretime, ticarete kilitlenen Türkiye'de demokrasinin çıtası, onların erişemeyeceği kadar yükselmiştir. Engellemeleri millete anlatacağız Karşılaştığımız engellemeleri seçim meydanlarında anlatacağız. Bunların haritası elimizde. 'Ne, nasıl engellenmeseydi, şu anda ne olacaktı?..' Zira bu ülkede öyle şeyler yaşandı ki maalesef engellemeler olmasaydı, milletin kasasına o para girmiş olsaydı, şu anda ödediğimiz, belki de o faizlerin birçoğunu ödememiş olacaktık.
<< Önceki Haber Asıl tahammül edemedikleri milletin söz sahibi olması Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER