Yeni asgari ücretin ne olmasıyla ilgili işçi sendikalarından talepler yavaş yavaş gelmeye başlarken; işveren sendikası TİSK’te de asgari ücrete temmuz ayında yapılacak ara zamla ilgili çalışmalar başladı.
Seçimlerin ardından kabinenin oluşturulmasını ve yeni ekonomi politikalarının seyrinin netleşmesini bekleyen iş dünyası da, kendi arasında yeni asgari ücretin ne olacağını ya da ne olması gerektiğini konuşuyor.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, seçimlerin bitmesinin ardından henüz kabinenin oluşturulmadığı ve haziran enflasyonunun belli olmadığı bir ortamda asgari ücrete yapılacak ara zamla ilgili konuşmanın erken olduğunu söylerken; Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya ise asgari ücrete temmuz ayında bir iyileştirme yapılması iş dünyasının gündem maddeleri arasında olduğunu aktardı.
Kaya, temmuz ayında asgari ücrete yüzde 25-35 aralığında bir ara zam geleceğinin konuşulduğunu, bunun da 10 bin 500 TL ila 11 bin 500 TL aralığında bir tutara tekabül ettiğini dile getirdi.
“Yüksek enflasyonla, kur artışıyla ve işsizlikle karşı karşıyayız. Yeni asgari ücret zammı da sektörü zor durumda bırakacak” diyen Kaya, şöyle devam etti:
“Çünkü hazır giyim sektörü ciddi şekilde düşen taleple zaten çok zor durumda, fiyat tutturamıyoruz. Bu yüzden asgari ücret konusunda işverene verilen desteklerin de artmasını bekliyoruz.”
Sozcu.com.tr’ye konuşan bir diğer isim Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Hizmetler Meclisi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozdağ ise, halihazırda zaten 8 bin 500 TL’ye çalışan bulmakta zorlandıklarını, bu yüzden yeni asgari ücretin 10 bin TL olması durumunda bunu karşılayabileceklerini ancak işverene yeni kolaylıklar sağlanması durumunda bu tutarın 12 bin TL’ye kadar çıkabileceğini söyledi.
“Ancak işverene yeni destekler sağlanmaksızın 12 bin TL bandına çıkması sektörü yorar, istihdamı olumsuz etkiler” diyen Bozdağ, “Biz de şu anda maliyetler arasında boğulup kalıyoruz. Çok yüksek vergi ve prim yükü var üzerimizde” diye konuştu.
Bozdağ, bu konuyla ilgili taleplerini şöyle dile getirdi:
“Biz hep diyoruz, asgari ücretin üzerindeki vergi kaldırılsın. SSK primlerinin yarısını işçiye verelim, yarısını bize taahhüt yaparak, yani yılın sonunda kapasite raporumuza göre yüzde 10 istihdam artıracak şekilde bize bırakılsın. Bu talebimizi yineliyoruz.”
Sozcu.com.tr’ye konuşan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, haziran ayı enflasyon rakamları belli olmadan yeni asgari ücrete ilişkin bir rakam telaffuz etmenin zor olduğunu, ancak açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı verilerine bakıldığında zaten olması gereken rakamın belli olduğunun altını çizdi.
Türk-İş verilerine göre, mayıs ayında açlık sınırının 10 bin 362 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 33 bin 752 TL’ye çıktığını anımsatan Çerkezoğlu, “Bir ailede iki kişi çalıştığı zaman o eve en az yoksulluk sınırı kadar para girebilmeli” diye konuştu.
Bu da asgari ücretin 16 bin TL olmasına yönelik bir talebe işaret ediyor.
Enflasyon tek haneye gerileyene kadar asgari ücretin yılda 4 kez güncellenmesi gerektiğini söyleyen Çerkezoğlu, bu ücret belirlenirken de belli kriterlerin göz önüne alınması gerektiğini söyledi:
“Asgari ücretlinin gerçek enflasyon karşısında, dolar kuru ve altın fiyatları karşısında alım gücünün giderilmesi ve işçinin ailesiyle birlikte yaşayabilmesi için hesaplama yapılmalı, şimdiki gibi tek bir işçinin geçim maliyeti üzerinden değil. Bir diğer kriter de işçinin milli gelir artışından ve büyümeden aldığı payın artırılması şeklinde olmalı.”
Çalışma Bakanı’nın ‘500 dolar’ açıklamasına ilişkin ise Çerkezoğlu, şöyle devam etti:
“”Rekor zam yaptık’ gibi açıklamalar yapılsa da çok yüksek bir enflasyon olduğu için suya yazılan yazı gibi kalıyor bu zamlar. Dolayısıyla dolar üzerinden bir rakam telaffuz etmek yerine asgari ücretin alım gücünün korunması lazım. Ülkenin yüksek enflasyon sarmalından kurtulması lazım. Ekonomide bütünlüklü bir iyileşmeye ihtiyaç var.”
Öte yandan, yüksek enflasyon nedeniyle sürekli azalan alım gücü, yıllar sonra ilk kez geçen sene asgari ücrete ara zam yapılmasına neden olmuştu.
Böylece 2022 Ocak’ta 4 bin 253,4 TL olarak belirlenen net asgari ücret, geçen sene temmuz ayında yapılan ara zamla 5 bin 500,3 TL’ye yükseltilmiş; 2023 Ocak ayında ise 8 bin 506,8 liraya çıkmıştı.
Ancak Türk-İş verilerine göre, 2022’de yılın ikinci ayında açlık sınırının altında kalan asgari ücret, bu yıl daha işçinin eline geçmeden açlık sınırının altında kalmıştı.
Buna göre, 2023 Ocak’ta asgari ücret 8 bin 500 TL iken, aynı ay açlık sınırı 8 bin 864 TL’ye yükselerek asgari ücretin üzerine çıkmıştı.
Son seçimlerden önce asgari ücreti gözden geçireceklerine ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, net bir şekilde “Temmuzda asgari ücrete ara zam var” demişti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise, temmuzda asgari ücrete zam yapılacağıyla ilgili net açıklamalarda bulunmanın yanında ne kadar olacağıyla ilgili rakam da vermişti.
Mayıs ayı başlarında “Cumhuriyet tarihinde dolar bazında 455 doların üzerinde en yüksek seviyeye çıkaran bir düzenlemeyi ocak ayında yaptık. Temmuzda da aynısını yapacağız” diyen Bilgin, “Aşağı yukarı 500 dolar bazında bir oran olacak. Çalışmalarımız hazır” diye konuşmuştu.
Bilgin bu konuşmayı yaptığında 500 dolar 9 bin 750 TL’ye tekabül ederken, seçimlerden sonra dolar kurundaki artışın hızlanmasıyla bugün itibarıyla 500 dolar 10 bin 400 TL’yi aşmış durumda.