İran'ın dünyadaki tecridine son verecek anlaşma, Tahran ile Batı arasındaki ilişkiler ve bölge dengeleri açısından yeni bir dönem olarak görülüyor.
İran ile altı büyük dünya gücü arasında 12 yıldır süren nükleer açmazda nihayet anlaşmaya varıldı. 18 gündür Viyana'da bir otele kapanıp çetin pazarlıklar yapan İran ile P5+1 ülkeleri (BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi ülkesi ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ile Almanya) Ortadoğu'nun temellerini değiştirme potansiyeline sahip tarihi imzaları attı. Anlaşmaya göre ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in yıllardır İran'a uyguladığı yaptırımlar, Tahran'ın uzun vadeli olarak nükleer programını sınırlaması karşılığı kaldırılacak. Ancak İran'a yönelik BM silah ambargosu beş yıl, Tahran'ın füze satın alma yasağı sekiz yıl süreyle devam edecek. İran, anlaşma şartlarını ihlal ederse yaptırımlar 65 gün içinde tekrar başlayacak. Viyana'da dün sağlanan anlaşma, 1979'daki İran devriminden bu yana Tahran ile Batı arasında yeniden yakınlaşma yönünde atılmış en büyük adım. Anlaşma hem ABD Başkanı Barack Obama hem de ülkesinin uluslararası arenada tecridine son vermeyi hedefleyen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani için zafer olarak görülüyor.
OBAMA'DAN VETO RESTİ
Uzlaşmayla ilgili Beyaz Saray'da basın toplantısı düzenleyen Obama, İran'ın nükleer silah edinme yollarının kesildiğini söyledi. İran'ın uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjlerinin üçte ikisini devre dışı bırakacağını, nükleer malzemelerinin yüzde 98'ini yok edeceğini kaydederek, “İran reaktörlerini uranyum zenginleştiremeyecek hale getirecek.” dedi. Obama, İsrail lobisinin güçlü olduğu Amerikan Kongresi'nin uzlaşmayı engellemeye çalışması halinde ise ‘veto hakkını kullanacağını' belirtti. Obama, anlaşmaya sert tepki gösteren İsrail Başbakanı Netanyahu'yu da arayarak ABD'nin, İsrail'in güvenliğini sağlama konusundaki taahhüdüne bağlı olduğunu belirtti.
Anlaşma, bu ay sonuna kadar BM Güvenlik Konseyi'nde onaylandıktan sonra resmiyet kazanacak. Yaptırımlar da BM denetçileri Tahran'ın anlaşmaya uyduğunu teyit edinceye dek yürürlükte kalacak. Ancak anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Obama'nın Amerikan Kongresi'nin onayını alması gerekiyor. Kongre'de çoğunluğu oluşturan Cumhuriyetçilerin anlaşmanın aleyhinde oy kullanması bekleniyor. Cumhuriyetçilerin uzlaşmayı engellemek için Senato'da en az 12 Demokrat'ı da ikna etmesi gerekiyor.
RUHANİ: HEDEFLERİMİZE ULAŞTIK
Tahran'da konuşan İran lideri Ruhani, ‘lüzumsuz bir krizin çözüldüğünü, yeni bir dönemin başladığını, ortak zorluklara odaklanmak için yeni ufuklar açıldığını' söyledi. Hedeflerinin tamamına ulaştıklarını kaydederken, “Büyük güçler anlaşmaya sadık kalırsa biz de kalacağız.” dedi. Müzakerelerde İran heyetine başkanlık eden Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de Viyana'da, “Anlaşma hiç kimse için mükemmel durumda değil. Ama bunu başarabildik. Bugün, umudun bittiği gün olabilirdi ama umudun başladığı gün oldu.” şeklinde konuştu. Zarif ile ortak basın toplantısı düzenleyen AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de nükleer uzlaşının uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin kapısını aralayacağını söyledi. Rusya lideri Vladimir Putin ise gelişmeyi memnuniyetle karşılayarak, “Bugün dünya rahat bir nefes aldı. Askeri güç senaryoları oluşturma girişimlerine rağmen, taraflar istikrar ve işbirliğinden yana sağlam bir karar aldı.” dedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de tüm taraflara anlaşmanın hızla yürürlüğe sokulması çağrısı yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İranlı meslektaşı Zarif arasında 18 gündür sıkı pazarlıklara sahne olan Viyana'da görüşmelerin uzamasına sebep olan son pürüzler, İran'ın 2006'dan beri süren BM silah ambargosunun ve balistik füze programına uygulanan ambargonun hemen kaldırılması konusundaki ısrarından vazgeçmesi ve askeri tesislerini denetime açmaya razı olmasının ardından aşıldı. Anlaşma, İran için başlıca ihraç ürünü olan petrol üzerindeki ticaret yaptırımlarının kalkması ve ekonominin hızla büyümesi anlamına geliyor. Tahran, yabancı bankalarda dondurulan 100 milyar doları aşkın parayı kullanabilecek. Ticaret, teknoloji, finans konularında uygulanan ambargo kaldırılacak. İran'ın serbestçe ticaret yapmasının önündeki engeller büyük ölçüde kalkacak. İran Merkez Bankası, İran Petrol Şirketi, İran Deniz Taşımacılığı Şirketi, İran Havayolları ve birçok kamu şirketi ve şahıslara yönelik yasaklar kalkacak. Buna karşılık İran, 10 yıl boyunca uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sınırlandıracak ve askeri alanlar da dahil olmak üzere nükleer tesislerini denetime açacak. Bu çerçevede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Yukiya Amano ile İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Salihi bir yol haritası imzaladı. Buna göre Tahran'ın BM'nin denetim talebine itiraz etme hakkı var. Böyle bir durumda BM'nin beş daimi üyesi ve Almanya ile Tahran bir komisyon kurarak ihtilafı çözecek.
İRAN'DA BAYRAM HAVASI
Viyana'dan gelen anlaşma haberi İran'da coşkuyla karşılandı. İranlılar, ekonomilerini felce uğratan müeyyidelerden ve tecritten kurtulacak olmanın sevinciyle zafer turları attı. Başkent Tahran'da İran bayraklarıyla sokağa inen insanlar dans etti, Ruhani lehine sloganlar attı. İran'ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney de Cumhurbaşkanı Ruhani'yi kabul ederek müzakerelerdeki çabalarından ötürü teşekkür etti.
ABD ve Avrupa Birliği'nin aldıkları yaptırım kararları, son üç yılda İran'a büyük darbe vurmuş, Tahran milli gelirinin yarısını oluşturan petrol ve doğalgazı satamaz hale gelmişti. Petrol ihracatı yüzde 60 düşmüş, enflasyon yüzde 40'lara çıkmıştı.
MUTABAKAT POZU: Viyana'da zorlu pazarlıklar neticesinde varılan anlaşmanın mimarları tarihi uzlaşmanın ardından basına poz verdi. Soldan sağa: Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Mogherini, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Salihi, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammon, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve ABD Enerji Bakanı Dr. Ernest Moniz.
İşte anlaşmanın temel maddeleri
Anlaşma, BM Güvenlik Konseyi'nin onayından itibaren 90 gün sonra yürürlüğe girecek.
Anlaşma, yürürlüğe girdikten sonra İran'a yaptırımlara dayanak oluşturan 7 BMGK kararı iptal edilecek.
BM silah ambargosu 5, füze ambargosu 8 yıl daha yürürlükte kalacak.
Uranyum zenginleştirme oranı 15 yıl boyunca yüzde 3,67'yi geçmeyecek.
İran, Fordo nükleer tesisini bir teknolojik merkeze dönüştürecek. Bu tesisteki santrifüjler izotop üretiminde kullanılacak.
P5+1 ülkeleri ve İran yılda en az 2 kere olmak üzere bakanlar düzeyinde toplantılar gerçekleştirip nükleer anlaşmanın gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini değerlendirecek.
İran anlaşma maddelerini ihlal ederse, ihlal tarihinden itibaren 65 gün içinde yaptırımlar geri getirilecek.
İran'a ilişkin yeni BMGK kararı 10 yıl geçerli olacak.
‘Tarihî hata' diyen İsrail'in umudu Amerikan Kongresi
İran ile nükleer anlaşmayı varlığına yönelik tehdit olarak gören İsrail, Viyana'da atılan imzalara sert tepki gösterdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘tarihi bir hata' olarak nitelediği anlaşmanın kendilerini bağlamayacağını açıkladı. Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders ile görüşmesinden önce basına konuşan Netanyahu, “İran, nükleer silahlara giden sağlam bir yolu elde etmiş oluyor. Bu yolu tamamlamasını engellemek için konulan yaptırımların birçoğu kaldırılıyor.” dedi. Yaptırımların kaldırılması ile İran'ın elde edeceği yüzlerce milyar dolarlık geliri, bölgede ve dünyada terör ve saldırıların finansmanında kullanacağını iddia eden Netanyahu, “Bu, tarihi denebilecek boyutlarda berbat bir hata.” şeklinde konuştu. İsrail Dışişleri Bakanı Yardımcısı Tzipi Hotovely da, Twitter'daki mesajında “tarihi teslim” dediği anlaşmanın onaylanmasını engellemek için Cumhuriyetçilerin kontrolünde bulunan ABD Senatosu'ndaki nüfuzlarını kullanacaklarını söyledi. ABD Kongresi'nin anlaşmayı gözden geçirmek için 60 gün süresi var. Anlaşma bu süre içinde veto edilirse Obama'nın vetoyu reddetme hakkı var. Kongrede Obama'nın vetosunu reddetmek için ise üçte iki çoğunluk gerekiyor. Öte yandan bazı gözlemcilere göre İsrail'in sert tepkisi, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin ülkesindeki muhafazakarlara anlaşmayı kabul ettirme noktasında elini güçlendirecek.
Körfez'de İran endişesi
ABD'nin Ortadoğu'daki müttefikleri, anlaşmanın İran'ın bölgedeki hegemonik emellerini gerçekleştirmek için fırsat sağlayacağından endişeleniyor. Arap ülkeleri, ABD'nin İran ile yakınlaşmasından, Basra Körfezi'nin anahtarlarının Tahran'a verilmesinden, ekonomik tecritten kurtulan Tahran'ın Şii yayılmacılığı politikasına hız vermesinden korkuyor. İran'ın Suriye'de Esed'e, Lübnan'da Hizbullah'a, Irak'ta Şii milislere ve Yemen'de Husilere bundan sonra daha fazla destek vererek bölgede genişleme çabalarının ivme kazanmasından çekiniliyor. Körfez ülkelerinin Yemen'de Şii Husilere karşı operasyona girişmesi, Suriye'de muhalifleri daha aktif desteklemesi de İran'ın bir geri dönüş yapmak üzere olduğu endişesinden kaynaklanıyor.
ZAMAN