Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CNN Türk'te Taha Akyol'un Eğrisi Doğrusu programına konuk oldu. Çözüm süreci, dış politikadaki sorunlar, yargı bağımsızlığı ve ifade hürriyeti gibi konularda önemli açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanıyla hiç görüşmesi olmadığını belirten Arınç, "Ondan bir davet gelmedi, benden de bir talep olmadı. Sayın Başbakanımızla görüşüyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan Davutoğlu ile geçmişten bu yana hukukları olduğunu belirterek, "Bazı konularda derin istişare yapma gereği duyuyorlar. Türkiye'yi böyle gül gibi idare ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Bülent Arınç'ın katıldığı programdan satır başları şöyle;
'AK PARTİ'Yİ KURDUĞUMUZDAN BU YANA KİMLER VARSA ONLARLA GÖRÜŞÜYORUZ'
"Parlamento içerisinde bulunduğum süre içerisinde de eski yeni milletvekilleri, bazı bakan arkadaşlarımızla konuşmalarımız oluyor. Ankara'da geçmişten bu yana birlikte olduğumuz, yani 2001'de AK Parti'yi kurduğumuzdan bu yana kimler varsa -onlar şimdi daha çok bana karşı ilgi duymaya başladılar- onlarla oturuyoruz. (Neden şimdi bu ilgi?) Hükümette olmak bir sorumluluktu. Zaman fukarasıydık. Bir de ilgilendiğimiz alanlar üzerinde çok yoğun çalışmamızı gerektiriyordu. Bir de ben hamd olsun vefalı bir insanım. İhmal ettiğim bazı ziyaretleri yaptım. Mesela Refah Partisi döneminden bazı bakan, milletvekili arkadaşlarımın hasta olanlarını ziyaret ettim. Bunlardan sonuncusu Fehim Adak beyefendiydi. Ona Allah'tan acil şifalar diliyorum. Yine milletvekili arkadaşlarımız var. İstanbul'a, Bursa'ya, Manisa'ya gittiğimde de bu ziyaretlerimi daha çok yapmaya çalışıyorum. Biraz dinlenmiş haldeyim. Görenler öyle söylüyorlar.
'UMHURBAŞKANIYLA GÖRÜŞMEMİZ OLMADI'
Cumhurbaşkanımızla hiç görüşmemiz olmadı. Ondan bir davet gelmedi, benden de bir talep olmadı. Sayın Başbakanımızla görüşüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız 10 Ağustos 2014'te seçilmişti. Daha sonra 14-15 günlük bir süre oldu biliyorsunuz. Hemen hemen 28 Ağustos'a kadar devam etti. O süreç içerisinde de yeni Genel Başkan ve dolayısıyla Başbakan arayışları vardı. O süreç içerisinde ismi geçenlerden birisi olarak ben ve bazı arkadaşlarımız da yarışın içindeydik. Ama daha sonra üç dönem şartı, başka şartlar gelince biz de sayın Davutoğlu'nun Genel Başkan olacağını az çok tahmin ettik. Ve aslında çok da sevindik. Yani bir başkası olmasın da keşke sayın Ahmet Davutoğlu olsun diye. Çünkü benim dikkat ettiğim ve üzerinde taşıması gerektiğini düşündüğüm özelliklere sahip bir insan. Bir bilim adamı olarak saygı duyuyorum.
Siyasette bence olması gereken bir haslet; yüzünün gülüyor olması.
Tarihe karşı çok büyük merakı ve ilgisi var. İyi bir aile reisi. Çok güzel bir aile hayatı var. Hanımefendiyi çok takdir ediyoruz. Çocukları da aynı şekilde. Bir de siyasette bence olması gereken bir haslet, yüzünün gülüyor olması. Bunu bilinsin diye de söyledim. Önce kendisine söylediğim için rahatım. 'Siz sesinizi çok yükseltmeyin' dedim. Bakın biz Erbakan Hoca'yla birlikte siyaset yaptık. Sayın Necmettin Erbakan için söylenen ve benim de çok benimsediğim Erbakan Hoca sözü üzerinde kaldı ve çok da yakıştı. Siz de Ahmet Hoca olun. Kaldı ki Hoca diye bir kitap da yazıldı. (Erbakan'ın yüzü sürekli gülerdi.) Çok da saygılı, kibar bir beyefendiydi. Meseleyi çok güzel anlatır. İzah ederdi. Herkese karşı da vefalıydı benim görebildiğim kadarıyla. Bir davası, bir meselesi olan bir insandı."
CİHAN