Arap Baharı'nın 11. yılında çanlar bu kez siyasal İslam için çalıyor

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ocak 14 2022
Tunus'ta 9 Aralık 2021'de El Nahda Hareketi'nin merkezinde bir yangın çıktı. Sebebi Sami el Seyfi'nin yanan bedeniydi. Zeynel Abidin Bin Ali döneminde hapisteydi el Seyfi. 1991'de Tunus Teknik Enstitüsü'nde öğrenciyken Bab Suveyka'daki bombalı saldırılar nedeniyle tutuklanmıştı. Bu suçtan aklandı fakat daha sonra kendi okulunun kundaklanmasıyla ilgili davadan 15 yıl hüküm giydi.
Sami el Seyfi hapisten çıktıktan sonra bir ilaç şirketinde çalışmaya başladı. Hapisteki arkadaşlarına da yardım ediyordu. 2011'de dava arkadaşları iktidara yürürken kendisi siyasi tutuklular için öngörülen tazminatlarla ilgilenmedi. Kamuya da girmedi. Sonra ekonomik nedenlerle işten atıldı. Eski dava arkadaşlarının kapısını çaldı; işine dönmesi ya da yeni bir iş bulunması için yardım istedi.

Bulunan iş El Nahda'nın merkezinde korumalıktı. Sınıf atlayan arkadaşlarını koruyacak, onların lüks araçlarıyla ilgilenecekti. Gardiyanlarla feci anıları olan biri için özgür hayatta "sivil gardiyanlık" ağır geldi. Psikolojisi bozulunca başka bir iş istedi el Seyfi. Derdini anlayan çıkmadı. El Nahda lideri Raşid el Gannuşi ile birkaç kez görüşmeyi denedi; reddedildi, hatta aşağılandı. O da kendini ateşe verdi. 51 yaşında, üç çocuk babasıydı. Bir iddiaya göre sonradan El Nahda'daki işinden de kovulmuştu.

Gannuşi, el Seyfi'nin ölümünden eski rejimi sorumlu tuttu:

"Hayatını kaybeden kardeşimiz, diktatörlüğe karşı mücadele vermiş, rejimin cezaevinde 10 yıl kalmış birisi. Diktatörlük, yolsuzluk, marjinalleşme ve yoksullukla mücadelede şehit oldu."

Bu açıklama Seyfi'nin ailesini bir kez daha yaktı.

Gannuşi, Seyfi'ye hak kazandığı halde tazminat ödenmediğini savundu. (Bu tazminatlar toplumun bir kesiminde "teröristlerin finansmanı" olarak görülmüş, ayrıca El Nahda'nın listeleri oluştururken sahtekârlık yaptığı ve kamu parasının çalındığı suçlamaları ayyuka çıkmıştı.)

El Nahda'dan kopan eski liderlerden Abdullatif el Mekki, Gannuşi'yi eleştirip olayı "felaket" olarak nitelerken Seyfi'nin 1990'larda sıradan biri değil örgütün etkili isimlerinden olduğunu söyledi.

1991'de iktidar partisi Anayasal Demokratik Birlik'in (RCD) binalarına yönelik saldırılardan dolayı Seyfi dahil 300 kişi yargılanmış, Nahda suçlu bulunup "terör örgütü" ilan edilmiş, örgütle bağlantısı tespit edilen 15 bin kişinin kamuda çalışması yasaklanmıştı.

17 Aralık 2010'da Arap Baharı ateşini tutuşturan işportacı

Bu haberler de ilginizi çekebilir