Türkiye’deki analog radyo sistemi dijitale taşınacak ve ülkedeki tüm radyolar ise çöp olacak. Türkiye’de bulunan yaklaşık 20 milyon araçda ki radyo teypler ise tozlu raflarda yerini bulacak. Araçlarda yeni radyo sistemine geçmek isteyen vatandaşlar 40 ila 60 doları gözden çıkararak yeni teknolojiye erişebilecek. 

1894 yılında İtalyan Marconi tarafından bulunan radyo, 1933 yılında ilk kez futbol karşılaşması sunulmasıyla ile Türkiye ile tanıştı. O yıldan bugüne kadar karasal ve uydu yayınları ile vatandaşlara ulaştırılan radyo 2017 yılından itibaren farklı bir sistemle kullanıcılara sunulacak. Analog yayından dijital sisteme geçiş ise 2016 yılı içerisinde olacak. 

Devrim niteliğinde olacak uygulama hakkında bilgi veren Uydu Elektronik İletişim İş İnsanları Derneği (TUYAD) Genel Başkanı Hayrettin Özaydın, Türkiye’de şuanda bin 57 radyonun analog olarak yayın yaptığını söyledi. Uzun yola giderken belli bir yeri geçtikten sonra radyo yayının gitmesinin artık son bulacağını söyleyen Hayrettin Özaydın, “Yolda giderken bir müddet sonra hışırtıyla birlikte yayın kesiliyor. İşte bu artık olmayacak. İstanbul’da radyoya başladığınızda Türkiye’nin neresine giderseniz gidin yayın artık dijital olarak CD kalitesinde yayına devam edecek.” dedi.

Türkiye’de dijital yayınının sadece Ankara’da şuanda test olarak yapıldığını kaydeden Hayrettin Özaydın, yetkililere verdikleri rapor doğrultusunda satışa çıkartılacak araçların bundan sonra radyo frekanslarında kullanılan 3 sistemi desteklemesini istediklerini kaydetti. 

Türkiye genelinde 24 bin 750 radyo vericisinin olduğunu ve bunların tamamen değişeceğini belirten Hayrettin Özaydın, dijital sistem için 6 bin vericinin yeterli olacağını ifade etti. Yaşanacak bu durumdan da 20 milyona yakın aracın etkileneceğinin altını çizen Özaydın, “Şimdi bu vericiler bizim hesapladığımız 11 milyar dolarlık bir Pazar doğuracak. Bu pazarla birlikte bir süreçte olacak. Fakat bu süreç çok fazla değil. . Bu proje başladığında 1 yıllık bir süreçte bu pazarın nakitte dönüşmesi ve sektöre bu değişikliği sağlamakla ilgili sürenin 1 yıldan fazla olmaması gerektiğini biliyoruz. Avrupa’dan dijital radyo ile bir araç gelmişse Ankara’da ki dijital test yayınını alacaktır. Şuanda Türkiye’de sahada dijital radyo satışı ise sunulmamıştır.” diye konuştu. 

Arabalarda bulunan radyoların modülatörlerle yenilenemeyeceğini aktaran Hayrettin Özaydın, dijitale geçiş için herkesin cebinden bir miktar para çıkacağını, kesinlikle alternatif bir durumun söz konusu olmadığını anlattı. Dünya genelinde dijital radyoların en ucuzlarının 40 dolar olduğunu vurgulayan Özaydın, “Bu dünyada baktığınızda 40 ila 60 dolar arasında bir alt limitten başlıyor. Kullanıcının tercihine göre üst sınırları belirlemek mümkünde değil. Evlerde ve profesyonel sistemle kullanılan radyolar da isteğe bağlı olarak değişecektir. Minimum seviyede cihaz almak istiyoruz derseniz Sadece radyo olanlar 40 dolar radyo artı CD çalar isterse en az 60 doları gözden çıkarmak zorundasınız.” diye konuştu. 

Türkiye’de bulunan yaklaşık 20 milyona yakın araçtaki radyonun çöp olacağını anlatan Özaydın, insanların artık her ilde aynı frekansta mevcut radyoyu dinleyeceğini belirtti. Dijital sistemin kötü bir yanının da analog sistem kadar kanal kapasitesi olmadığını vurgulayan Özaydın sözlerine şöyle devam etti: “Dijital sistemde kanal kapasitesi analog kadar çok geniş değil. 100 civarında bir radyoyu kapsayabilecek. Bölgesel bir değişim söz konusu olacak. Bölgelerde de yerel radyolar var. RTÜK her bölgedeki en çok tercih edilen yerel kanalların 2 tanesini bu paketin içerisine alacak. Ama yayın politikasını RTÜK yapıyor bu konuda pek yorum yapamam.”

Birçok kişinin vakit geçirmek için kullandığı radyo için yerel yönetimlere de iş düşecek. Bölgedeki belediyelerin yaptığı karasal yayının vericilerinin değişmesi durumunda dağdaki çoban da radyo yayınını yeni sistem üzerinden CD kalitesinde dinleme imkânı bulabilecek.