Nurullah Kaya / Saarbrücken
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, yaklaşık dört yıldır Hizmet Hareketi’ne yönelik yaptığı cadı avında yarım milyonun üzerinde masum insan hakkında soruşturma açtı, yüzbinlerce kişiyi de gözaltına aldı ya da tutukladı. Bu masum ve mağdur insanların içindeki en üzücü olanları ise hamile kadınlar ve masum bebeklerin tutuklanması oldu.
Daha kundaktaki bebekleri hapse atmaktan geri durmayan Erdoğan rejiminin yaptığı hukuksuzluğu dünyaya duyurmaya çalışan bir grup gönüllü insan, Almanlara Türkiye’de yaşanan bu zulmü anlatmaya çalıştı.
Saarbrücken şehir merkezinde gerçekleşen etkinlik 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında yapıldı. Etkinlikte Türkiye’de 864 bebeğin anneleri ile birlikte cezaevinde tutsak olmasını anlatan fotoğrafların olduğu küçük bir sergi de yer aldı. Almanların yakından incelediği broşürlerle ve Türkiye’de yaşananlarla ilgili soru soranlara detaylı bilgiler verildi. Ayrıca etkinlikte genç bir sanatçı, 864 bebek ve anneleriyle ilgili yaşanan zulmü kemanından çıkan duygu dolu notalarla ifade etmeye çalıştı. Büyük beğeni toplayan sanatçı etkinliğin ilgi odağı oldu. Eşinin ve babasının yaklaşık 2 yıl Türkiye’de suçsuz şekilde hapishanede kaldığını belirten L.K. isimli bir hanımefendi, “Biz burada Türkiye’deki büyük çileyi anlatmaya çalışıyoruz. Ben, bebeğim kucağımda iki yıl boyunca eşimi ve babamı görmeye cezaevlerine gittim. Her seferinde 1-2 saatlik o zaman diliminde dahi benim 1 yaşındaki bebeğim oralarda duramazdı ve ağlardı. Havanın dahi zor girdiği 8 metrelik buz gibi duvarların içinde bir bebeğin kalması bir anneye yapılacak en büyük zulümdür. Anneler Türk hapishanelerinde sütlerini yavrularına veremiyor ve kan ağlayarak lavabolara döküyor. Anadolu topraklarında annelere yapılan böyle bir zulmü ben tarihin hiçbir sayfasında görmedim.” şeklinde konuştu.
Türkiye’deki tutsak bebekleri simgeleyen sarı balonlar ise ziyaretçilere verildi. Etkinlik, okunan Almanca basın bildirisiyle son buldu. Türkiye’deki anne ve bebeklerin durumuyla ilgili detayların paylaşıldığı bildiride, “Herkesi Türkiye’deki insan hakları ihlallerine karşı harekete geçmeye davet ediyoruz.” denildi.