Akademisyenler, uzun yıllar OHAL Komisyonu’ndan başvurularının sonucunu bekledi. Ret kararlarının gelmesinin ardından akademisyenler idare mahkemelerine başvurdu ve ihraçlara karşı yargı süreci başladı.
Ankara Üniversitesi yönetiminin, ihraçların öncesinde Millî İstihbarat Teşkilâtı’ndan (MİT) talep ettiği personeline dair ‘gizli’ ibareli fişleme belgesini, “savunma” adı altında idare mahkemelerindeki yargılamalara gönderdiği ortaya çıktı.
SENDİKAL FAALİYETLER FİŞLEMEDE YER ALDI
Dönemin Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş ile Rektör Yardımcısı Abdülkadir Gürer, 14 Aralık 2016 tarihinde MİT’ten gelen belgeyi ıslak imzalarını atarak teslim aldı. MİT tarafından üniversite yönetimine gönderilen evrakta, ihraç edilen akademisyenlerin yanı sıra bugün hâlâ çalışmaya devam eden akademisyenlerin de olması dikkat çekti.
MİT’in “fişleme” belgesinde, akademisyenlerin sendikal faaliyetleri, katıldıkları akademik panel ve etkinlikler, eşlerinin ya da çocuklarının sendika ya da seçime katılma yeterliliğine sahip siyasi partiye üye olması gibi kişisel bilgiler yer aldı. Listede adı olan akademisyenlere ilişkin, okul bünyesinde kurulmuş öğrenci topluluğunun danışmanı olmak, televizyona röportaj vermek, basın açıklaması yapmak gibi faaliyetler MİT’in gönderdiği yazıda yer aldı. İhraç edilen bazı akademisyenlere dair “ilişiğin tespit edilememesi” ifadeleri MİT’in belgesinde yer alırken, akademisyenlerin çocuklarına ilişkin, “kızı-oğlu ilişik kaydına ulaşılmıştır” denildi.
MİT: BU BİLGİLER HUKUKİ DELİL OLARAK KULLANILAMAZ
MİT’in bu “uyarılarına” rağmen Ankara Üniversitesi yönetimi, ihraçların ardından hukuk yoluna giden akademisyenlere karşı “gizli” ibareli bu belgeyi mahkemelere “savunma” adı altında göndermeye başladı. Akademisyenlerin T.C. kimlik numaralarının açık açık yazdığı, başka akademisyenlere dair kişisel verilerin görülebildiği bu belge mahkemelere “ihraca gerekçe” olarak gönderildi.
İHRAÇLARDAN ÖNCE ÜNİVERSİTE BÜNYESİNDE ‘KOMİSYON’ KURULMUŞ’
AKADEMİSYENLER SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK