Ankara Başsavcılığı'ndan çok tartışılacak bir adım

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 2000-2013 yılları arasındaki faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyaları raftan indireceği belirtiliyor.

Ankara Başsavcılığı'ndan çok tartışılacak bir adım

Başsavcılığı'nın yaptığı açıklama, cinayetlerin çözüleceği umudunu artırmak şöyle dursun yeni siyasi konjonktür çerçevesinde karanlık perdesinin kalınlaşacağı endişesi doğurdu. “Failini bulamadım, cemaatin üzerine at gitsin” politikasının son halkası olursa cinayetlerin çözüm ihtimali iyice azalacak. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine bakarsak, “AK Parti döneminde Faili Meçhul cinayet yok”'tan, ''Faili meçhuller araştırıldıkça, toprak kazıldıkça, bir ucu Ergenekon'u savunan statüko partilerine, diğer ucu da örgütün kuklası haline gelmiş bu partiye dokunur”a nasıl değiştiği ibretle görülüyor.

AK Parti'nin, faili meçhullere ilişkin AKP'nin reddettiği araştırma komisyonlarını dikkate alırsak, Erdoğan'ın ifadelerini bir yere oturtabiliriz. Şimdi, özellikle Recep Tayyip Erdoğan ifadelerine, ardında da AK Parti dönemindeki faili meçhullere bakalım.

ERDOĞAN: BİZİM DÖNEMİMİZDE FAİLİ MEÇHUL YOK
Tarih 6 Şubat 2011… Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'a hareketi öncesi Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplıyor. Bir gazeteci, Cumartesi Anneleri'yle ilgili görüşmelerin detaylarını soruyor. Kendi dönemlerinde faili meçhul cinayetin yaşanmadığını şu ifadelerle söylüyor Erdoğan: "İnsan hakları noktasında bir annenin bir babanın çektiği acıyı dindirmek için sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Bizim dönemimizde faili meçhul yaşamadık. Ama maalesef bir faili meçhul varmış. 2004'te Tolga adlı bir gencin durumunu öğrendik. Annesi bana mektup göndermiş ama bana mektup ulaşmadı. O konuda yoğunlaşacağız. Alacağımız her netice bizi huzurlu kılacaktır. Faili meçhullerin istismara malzeme edilmemesi için çabalıyoruz."

ERDOĞAN: UCU ERGENEKON'A DOKUNUYOR
Bir yıl sonra… Tarih, 8 Şubat 2012… Ergenekon operasyonlarının yaşandığı dönemler… AK Parti Grup Toplantısı… Başbakan Erdoğan, faili meçhuller için, bu sefer ‘savcı'sı olduğu Ergenekon ve ‘statükocu' partileri gösteriyor. Erdoğan'ın ifadeleri şu şekilde: “Terör örgütünün siyasi uzantısı gibi hareket eden parti, tıpkı diğer statüko partileri gibi faili meçhuller konusunda isteksiz olduğunu, samimiyet sergilemediğini, konunun üzerine yeterince gitmediğini görürsünüz. Neden? Çünkü faili meçhuller araştırıldıkça, toprak kazıldıkça bir ucu Ergenekon'u savunan statüko partilerine, diğer ucu da örgütün kuklası haline gelmiş bu partiye dokunur.”

YOLSUZLUK OPERASYONU VE…
17-25 Aralık büyük yolsuzluk operasyonları yapılmış, kasa kasa, kutu kutu paralar ortaya çıkmış. “Polisler koydu” dedikleri paralar bile valizlerle ve faiziyle geri verilmişti. Ve “Açıklayamadığın bütün hukuksuzlukları Camia'nın üzerine at” politikası başlamıştır.

Tarih 12 Aralık 2014… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Saray'da yine konuşuyor. Ve o güne kadar söylemediği bir şeyi söyledi Erdoğan. Hizmet Hareketi'ni, faili meçhul cinayetlerle irtibatlı göstermeye kalkıştı… Ancak, kimse, “Hani sizin döneminizde faili meçhuller yoktu” diye sormadı. Muhalefet partileri ise, Erdoğan'ın sözlerine tepki göstererek, “Faili meçhullerde soruşturulması gereken biri varsa, o Erdoğan'dır” açıklaması yaptılar. Hükümete yakın Yeni Şafak'ta yazan Ali Bayramoğlu da, Erdoğan'ın açıklamasını ‘talihsizlik' olarak nitelendirdi. Erdoğan'ın, 'Daha da fazlası çıkacak. Daha şaşırtıcı şeyler duyacaksınız." sözlerinin altındaki asıl maksat, daha sonraları ortaya çıkacaktı.

FAİLİ MEÇHULLER İÇİN ARAŞTIRMA KOMİSYONLARINI AK PARTİ REDDETTİ
Recep Tayyip Erdoğan'ın failli meçhullerle ilgili ifadeleri inişli çıkışlı. Peki AKP, geçmişteki faili meçhullerle ilgili neler yaptı? 29 Mart'ta Zaman Pazar'da Arife Kabil imzalı haberde, bu sorunun cevabı net bir biçimde görülüyor. “Bunlar da AKP dönemin faili meçhulleri” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, faili meçhullere ilişkin AKP'nin reddettiği araştırma komisyonlarını şöyle sıralanmıştı:

ASELSAN mühendislerinin yakın zamanlarda şüpheli şekilde ölmesi için MHP araştırma komisyonu kurulmasını önerdi ama AKP karşı çıktı.

2014 yılında HDP, Bingöl'de iki polisin şehit edildiği olayın aydınlatılması için araştırma komisyonu önergesi verdi. AKP'li vekillerin oylarıyla reddedildi.

BDP Roboski katliamına ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu önergesini AKP vekilleri reddetti.

2011 yılında BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan faili meçhul cinayetlere ilişkin önerge verdi, süresi içinde cevaplandırılmadı.

2010 yılında CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Şükrü Elekdağ farklı zamanlarda faili meçhul cinayetlere ilişkin önerge verdi, süresi içinde cevaplandırılmadı.

AKP döneminde işlenen ve birçoğunda sadece tetikçilerin yakalandığı gerçek faillere ulaşılamayan cinayetler de bulunuyor. İşte onlardan bazıları:

Hrant Dink: 19 Ocak 2007'de Agos Gazetesi'nin önünde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen tetikçilerin öne sürülüp asıl faillerinin hâlâ bulunamadığı cinayet en son paralel yalanı üzerinden Hizmet Hareketine yüklenmişti.

Muhsin Yazıcıoğlu: 25 Mart 2009 tarihinde seçim gezileri dolayısıyla Kahramanmaraş'a giderken helikopteri düşen Yazıcıoğlu'nun davası henüz sonuçlanmadı. Mahkeme son duruşması 17 Şubat'ta görülen davayı 21 Nisan'a erteledi.

Rahip Santoro: Santa Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santoro, 5 Şubat 2006'da uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. O tarihte 16 yaşında olan katil zanlısı Oğuzhan Akdin 18 yıl hapis cezası aldı. Davada sadece tetikçinin cezalandırıldığını düşünen hukukçular olayın derin devletle bağlantılı olduğu görüşünde.

Uludere: 29 Aralık 2011'de Şırnak'ın Uludere ilçesinde 34 sivil TSK uçaklarının bombalamasıyla hayatını kaybetti. Katliamla ilgili dava dosyası kapatılırken olayın üzerindeki sis perdesi hâlâ aydınlanmış değil.

Zirve Yayınevi suikastı: 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya'daki Zirve Yayınevi'nin çalışanları öldürüldü. Suçüstü yakalanan 5 gencin ve diğer şüphelilerin yargılandığı davanın seyri de 17 Aralık operasyonlarından sonra değişti. Gelinen noktada beş genç dâhil bütün sanıklar serbest kalırken davada yargılanan tutuklu sanık kalmadı.

Ceylan Önkol: Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Şenlik köyünde, 28 Eylül 2009 günü hayvan otlatırken askeri mühimmatın patlamasıyla 12 yaşındayken öldürüldü. Olayın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen sorumlular hâlâ bulunamadı.

Necip Hablemitoğlu: Evinin önünde uğradığı suikast sonucu 18 Aralık 2002 tarihinde hayatını kaybetti. Suikastın failleri halen bulunamadı.

ASELSAN mühendisleri: ASELSAN'da görev yapan 3 mühendisin şüpheli ölümleri henüz aydınlatılamamışken 28 yaşındaki Erdem Uğur da evinde, yatağının içinde ölü bulundu.

Hacı İrfan Atsız: Çevresinde sevilen ve dindar kimliği ile tanınan 60 yaşındaki Yüksekovalı Hacı İrfan Atsız, maskeli kişilerce evinin önünde ensesine kurşun sıkılarak öldürüldü.

Bingöl Emniyet Müdür Yardımcısı: Geçtiğimiz yıl Bingöl il emniyet müdür yardımcısı ve bir başkomiser sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı. Yapılan operasyonda 4 kişi öldürüldü ancak daha sonra bu kişilerin olayla ilgili olmadığı ortaya çıktı. HDP'nin olayla ilgili Meclis araştırma komisyonu kurulma talebi ise reddedildi.

Kobani eylemlerinde öldürülenler: Kobani eylemlerinde 46 kişi hayatını kaybetti, failleri ise hâlâ bulunamadı.

<< Önceki Haber Ankara Başsavcılığı'ndan çok tartışılacak bir adım Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER