Geçtiğimiz dönemde AK Parti ve MHP’nin “dezenformasyonla mücadele” gerekçesiyle yasalaştırdığı sansür yasasına karşı birlikte mücadele yürüten Medya Dayanışma Grubu, yargı paketindeki taslak düzenlemeye ilişkin hukuki işbirliği amacıyla bugün Ankara Barosu’nu ziyaret etti.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı ile Genel Sekreter Kenan Şener, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Kıvanç El ve Avukat Gökhan Tekşen, baro yönetimiyle görüştü. Görüşmede, Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) de temsil edildi. Medya Dayanışma Grubu’nda Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) gibi basın meslek örgütleri de yer alıyor.
Görüşmede, “etki ajanlığı” ifadesiyle hayata geçirilmesi öngörülen yeni suç kavramının sadece gazetecilere yönelik bir “susturma” ve “cezalandırma” girişimi olmadığı, tüm toplumu yakından ilgilendirdiği dile getirildi. Düzenlemeye yönelik “tüm toplumu sessizleştirme çabası” tespiti paylaşıldı.
Türkiye’nin, Rusya, Kırgızistan, Sırbistan ve Gürcistan gibi ülkelerden sonra bu düzenlemeyi gündeme alarak, demokratik ülkeler kategorisinden çok hızlı uzaklaşacağı da yine görüşmede ifade edildi. Bu nedenle basın meslek örgütlerinden öte sivil toplum kuruluşları, sendikalar, barolar gibi “ifade özgürlüğü” talebindeki herkes tarafından bu yasal düzenlemeye karşı birlikte hareket edilmesi gerektiği görüşünde uzlaşıldı.
Bilgin: “Etki ajanlığı suçlaması, Türk siyasi hayatına getirilen en tehlikeli çalışma”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, taslaktaki düzenlemenin TBMM’ye gelmesi halinde iktidar cephesi tarafından bunun ısrarlı bir şekilde yasalaştırılacağını söyleyerek, bu nedenle mutlaka 9. Yargı Paketi’nden çıkarılması ve TBMM’ye hiç gelmemesi için çalışılması gerektiğini dile getirdi.
Bu suçun yasalaşması durumunda fikir ve ifade özgürlüğüne büyük bir darbe vurulacağını kaydeden Bilgin, “Darbe dönemlerini görmüş biri olarak bu düzenlemenin Türk siyasi hayatına gelen en tehlikeli çalışma olduğunu söyleyebilirim. Sansür yasası belli bir kesimi ilgilendiriyordu, bu yasaysa toplumun her kısmını etkilendiriyor” dedi.
Düzenlemeyle ilk anda gazeteciler mağdur olacak gibi gözükse de aslında ifade özgürlüğü bakımından tüm toplumun suçlanabileceğini belirten Bilgin, “Dezenformasyon gerekçeli sansür yasasına karşı kavgayı basın meslek kuruluşları verdi. Ancak şimdi bu konuda ön alması gerekenler barolar, hukukçular, akademisyenler olmalı. Bu suçun demokratik hukuki bir ülkede bir yeri yok, demokrasiyi benimsemiş bir ülkede uygulanması düşünülemez. Mücadele sadece basına bırakılmamalı. Birbirimize destek olarak ve deneyimlerimizi paylaşarak mücadele etmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Ankara Barosu: “Etki ajanlığı suçlaması hak ve özgürlüklere karşı bir düzenleme”
Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, TBMM’ye sunulacak yargı paketi taslağındaki “etki ajanlığı suçlaması” düzenlemesinin kesinlikle paketten tümüyle çıkarılması gerektiğini düşündüklerini açıkladı.
Bu konuyu Ankara Barosu’nun yönetim kurulunda detaylarıyla ele alacaklarını kaydeden Köroğlu, konuya ilişkin diğer barolara da çağrı niteliğinde bir çalışma yürütebileceklerini ve ceza hukukçusu uzmanlarıyla akademisyenlerden de destek alarak bu suç düzenlemesine ilişkin kapsamlı bir yazılı raporlama yapacaklarını ifade etti.
“Bu madde müzakere edilebilecek bir madde değil. Sonuçları sadece medya alanını değil sivil toplumu, sendikaları ve hatta biz baroları etkileyecektir. Temelde hak ve özgürlükleri kısıtlamayı amaçlıyor. Toplumu susturmayı hedefliyor” diyen Köroğlu, bu düzenlemeyle istenirse sivil toplum alanında sendikalar ve barolarda görevli herkese suçlama yapılabileceğini kaydetti.
Görüşmede, Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeleri Elçin Şimşek Çağlayan ve Güçlü Bolat da, en kısa sürede bu yeni suç düzenlemesine karşı çalışmaları hayata geçireceklerini dile getirdi.
Siyasette Bahçeli sahiplendi, muhalefet liderleri tepki gösterdi
MHP lideri Devlet Bahçeli, geçen hafta sözkonusu yasal düzenlemeye karşı çıkacak olanları peşinen “ajan, FETÖ’cü” gibi ifadelerle suçlamış, “etki ajanlığı” suçlamasını kısa sürede yasalaştırma çağrısı yapmıştı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise, “gestapo kanunu denemesi” ifadesiyle bu düzenlemeyi Türkiye’yi distopya ülkesine çevirme amaçlı gördüğünü açıklamıştı.
CHP lideri Özgür Özel de bu hafta, “Cumhur ittifakı gururla sunuyor Türkiye’ye. Sanki Türkiye’ye özel bir şey. Kimse unutmasın. Otoriter liderler, popülist liderler birbirlerinden öğrenirler. Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Busunuz. Cumhur ittifakı bu yasayı geri çekmezseniz, işte sizin karneniz de ekibiniz de budur. Bu ekibiniz dünya tarihine büyük gerileme filmini çekenler olarak geçiyor. Siz de bunların Türkiye şubesisiniz. Bunlarla birlikte dünya siyasi tarihinin kara bir sayfasında yerinizi alırsınız. Şimdiden uyarıyorum. Ya çekersiniz ya da bu rezil filmi Putin ile birlikte çekersiniz” tepkisini paylaşmıştı.