Anayasa Mahkemesi, Gezi davasından 15 yıl hapis cezası alan TİP Milletvekili Can Atalay kararının uygulanmamasına ilişkin verdiği ikinci ihlal kararının gerekçesini yayımladı.
Yüksek Mahkeme, Atalay ile ilgili ilk hak ihlali kararını uygulamayan ve Anayasa Mahkemesi üyelerini Anayasa'ya aykırı davranarak "suç işlemek"le itham eden Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Anayasa'nın açık hükümlerini göz ardı ettiğini vurguladı. Bununla birlikte, kararda, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlalini denetlerken hangi mercinin bu ihlali gidereceğini belirlemekle de yetkilendirildiğini, karara rağmen dosyayı Yargıtay'a gönderen yerel mahkemenin de Anayasa'ya aykırı davrandığını belirtti.
AYM, açık biçimde Atalay dosyasını yerel mahkemenin karara bağlamasının zorunlu olduğunu vurguladı. Yüksek Mahkeme, Anayasa koyucunun iradesine aykırı yorum ve uygulama yapıldığını belirterek, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığının yargısal makamlar tarafından tartışılamayacağının altını çizdi.
'Herhangi bir merciin bu kararın denetleme yetkisi yok'
Anayasa Mahkemesi kararında şu ifadelere yer verildi:
"İhlal kararının gönderildiği ilk derece mahkemesi ise Anayasa Mahkemesinin kararı uyarınca önüne gelen dosyada yeniden yargılamayla ilgili görevini yerine getirmemiş; başvurucunun anayasal haklarını da gözeten bir yargılama yapmamıştır.
Kamu gücünün eylem, işlem ve ihmallerinin Anayasa'ya uygunluğunu kesin ve bağlayıcı olarak karara bağlama yetkisi münhasıran Anayasa Mahkemesine aittir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla bir temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verdiğinde herhangi bir merciin bu kararın Anayasa'ya veya kanuna uygun olup olmadığını inceleme ve denetleme yetkisi bulunmamaktadır.
'AYM kararlarının bağlayıcılığı hiçbir makam tarafından tartışılamaz'
Anayasa ve kanunlar Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirme yükümlülüğü altında olan kamu makamlarına ve somut olayda ilk derece mahkemesine dosyayı farklı bir yargı merciine gönderme yetkisi vermediği gibi herhangi bir yargısal makamı da Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını tartışma konusunda yetkilendirmemiştir.
Anayasa Mahkemesi kararının bağlayıcılığı, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenleri kapsadığı gibi ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak merciin belirlenmesini de kapsar. Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmasının reddedilmesi ve hukukun emrettiği yöntemler izlenerek ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmaması Anayasa'nın 153. maddesinin sözüyle açıkça çelişen, anayasa koyucunun iradesine aykırı bir yorum ve uygulama olmuştur.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesinin yetkisi dâhilindeki bir dosyayı Yargıtaya göndermesiyle başlayan, Yargıtayın da Anayasa hükümlerini gözardı ederek verdiği bir kararla şekillenen süreç Anayasa'nın sözüne açıkça aykırılık oluşturmuş ve neticede başvurucunun bireysel başvuru hakkı, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline yol açmıştır."
Yerel mahkemenin beklediği 'gerekçe' geldi
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 21 Aralık'ta, Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı vermişti. Yüksek Mahkeme’nin hakkında verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle yaptığı ikinci başvuruyu inceleyen AYM, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar vermişti. AYM, Anayasa'nın 148. maddesinde güvence altına alınan "bireysel başvuru hakkı”nın ihlal edildiğine ise oy birliğiyle karar vermişti. Hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine oybirliğiyle karar veren Yüksek Mahkeme, Can Atalay'a da 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetmişti.
Karara göre infazı durdurarak tahliye kararı vermesi beklenen 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise AYM gerekçeli kararı yayımlandığında karar vereceğini duyurmuştu.
AYM'nin gerekçeli kararı bugün Resmi Gazete'de yayımlandı.