Murat ÇETİN
AKP Genel Başkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamıştı zaten. Adaylığını sürdürür mü yoksa tarihe yenilgi alan bir lider olarak geçmemek hatta belki de “Bay Kemal’e” yenilmemek için adaylığını geri çeker mi bilmiyorum. Sağlık sorunu giriverir araya, istemeye görsün. Belki de yeni bir mağduriyet oluşturur Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üzerinden. Başlar yandaş medya yine destansı nutuklarına. E nasıl olsa otomatik pilot Binali hazır bekliyor…
Millet İttifakı’na baktığımızda ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı bariz hatalar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın derin sessizliği… Her ikisini de şimdilik bir adım geri plana itti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu belki de ilk başlarda birçok kimsenin “seçilemez” sürecinden epey sıyrılmışa benziyor. Artık anketlerde Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı geride bırakıyor. Birinci turda Kemal Bey, yüzde 51 alır mı almaz mı onu bilemem… Onu belirleyecek seçmen ise HDP tabanı… Yani Kürt seçmen kitlesi.
Hakkında kapatma davasının sonucu bekleyerek seçimlere hazırlanan HDP’de oy oranı sanki yüzde 11-13 bandında. Ne bir ilerleme var ne de bir gerileme… Bu oranlar bile çok önemli. Türkiye’de hem Meclis’teki çoğunluğun muhalefet adına sağlanmasında hem de Cumhurbaşkanı’nın belki de birinci turda seçiminde HDP önemli bir konumda bulunuyor.
Millet İttifakı ve Cumhur İttifak’I bunu çok iyi biliyor. Cumhur İttifakı HDP’yi şeydanlaştırmada başarılı olurken Millet İttifakı HDP’ye yönelik melekleştirme hamlesi yapamıyor. Arafta kalmış bir parti gibi duruyor HDP. Ama görünün o ki HDP hem tavanı hem de tabanı gelişmeleri iyi takip ediyor ve gardını ona göre alıyor. HDP’de toplanan ve politik bilinci yüksek, Kürt haklarını önemseyen oy kitlesinde ise durum farklı. Bu kitle seçimlerin kaderi üzerinde etkili olabiliyor. Peki HDP hakkında bir kapatma kararı verilirse ne olacak? Böyle bir durumda HDP’nin seçimleri bir başka parti üzerinden girmesi muhtemel. Bu bir şekilde aşalabilir ancak birçok isme siyasi yasak gelecek olması Kürt seçmeni küstürür mü? İşte Kürt siyaset merkezinde şimdi bunun hesapları yapıyor. Sadece orada değil Külliye’nin AKP ve MHP Genel Merkezi’nde kimbilir başka yerlerde de aynı hesaplar yapılıyor. Herkes olayı kendi açısından değerlendirmeye çalışıyor. Yakın bir zaman içinde Kürt siyasi yapısına ilişkin balans ayarları ve HDP’nin kapatılma sürecini daha etkin konuşacağız gibi. Bu yönüyle belki de sonbahar veya seçimlere az bir zaman kala mevsim HDP açısından ve kelebek etkisiyle Türk siyaseti açısından çok sıcak geçecek.
Hatırlayacak olursak; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 17 Mart 2021’de HDP’nin kapatılması için dava açtı. Ancak Anayasa Mahkemesi kısa bir süre sonra eksik belge gerekçesiyle iddianameyi iade etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ikinci iddianamesini 7 Haziran 2021’de sundu. Anayasa Mahkemesi de 21 Haziran 2021'de iddianamenin kabulüne oy birliğiyle karar verdi. Süreç HDP’nin yapacağı savunma ile devam edecek.
Peki HDP kapatılırsa ne olacak?
HDP kapatılması halinde seçim öncesinde 600 milyonluk hazine yardımını alamayacak, bütün mal varlıklarına el konacak. 843 sayfalık kapatma iddianamesinde aralarında HDP'nin eski eş başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın yani sıra mevcut eş başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Sezai Temelli, Sırrı Süreyya Önder, Meral Daniş Beştaş, Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü'nun de bulunduğu 451 kişi hakkında siyaset yasağı isteniyor. Siyaseten yasaklı hale gelen kişiler 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetimcisi olamayacak.
Anayasa Mahkemesi ne yapar ?
Anayasa Mahkemesi’nin mevcut yapısıyla HDP hakkında bir kapatma kararı verebilir mi? Bu sorunun cevabı için öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısına bakmak gerekir. 2018’de yapılan Anayasa değişikliği sonrasında Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı yeniden düzenlendi. 11 asil üyesine karşılık 4 yedek üyeli bir yapıda olan mahkeme yeni değişiklikle üye sayısını korudu. Sadece 4 yedek üye asil üyeliğe dönüştürüldü. Üyelerin görev süreleri 12 yıl ile sınırlandırıldı ve emeklilikte 65 yaş sınırı korundu. Anayasa Mahkemesi’nin 5 üyesi 11’nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atandı. Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın yanısıra başkanvekili Hasan Tahsin Gürcan’ı, üyeler Engin Yıldırım’ı, Muammer Topal’ı ve Muhammed Emin Kuz’uyu atadı. Gül’ün atadığı Anayasa Mahkeme üyeleri Alparslan Altan ve Erdal Tercan ise 15 Temmuz sonrasında tutuklandı. Erdoğan, bu iki üyenin yerine Recai Akyel ve Yusuf Hakyemez’i atadı. Abdullah Gül döneminde TBMM tarafından Mümtaz Akıncı ve Hicabi Dursun üyeliğe seçildi. Kadir Özkaya, Yıldız Seferinoğlu, Selahattin Menteş, Basri Bağcı ve İrfan Fidan ise Erdoğan tarafından atandı. Rıdvan Güleç ise TBMM kontenjanından üye oldu.
Anayasa Mahkemesi’ne son olarak Ocak 2022 tarihinde yeni bir üye seçildi. Çorum Baro Başkanı Kenan Yaşar, Türkiye Baralor Birliği (TBB) tarafından gösterilen üç aday arasından TBMM’ce Anayasa Mahkemesi üyesi olarak seçildi. Daha önce AKP’den milletvekili aday adayı olan Yaşar’ın mahkemeye üye seçilmesi Erdoğan açısından büyük önem taşıyor. Zira Anayasa Mahkemesi’den Başkan Zühtü Arslan'ın bulunduğu 6 muhalif üyeye karşılık, 9 kişilik iktidara yakın grup öne çıkıyordu. Yaşar’ın üye olmasıyla bu denge 5’e karşı 10 oldu. Bu da Erdoğan’ın mahkeme üzerindeki ağırlığının daha da artması anlamına geldi. Nitekim HDP hakkında açılan kapatma davası bu tablodan doğrudan etkilenebilecek. Kapatma kararı için üçte iki çoğunluk aranması nedeniyle, 10 üyenin oyu, kapatma kararı için yeterli olacak.
MHP lideri Bahçeli’nin sürekli olarak, “HDP açılmamak üzere kapatılmalıdır“ çağrısını bir sıkıştırma hamlesini olarak görmek mümkün. “HDP kadar Anayasa Mahkemesi de kapatılmalıdır” diyen Bahçeli, bu sözleriyle aslında aynı baskıyı Anayasa Mahkemesi üzerinde de kuruyor. AKP içerisinde HDP’nin kapatılması yönünde bir talep yok. Bu seçimi tekrar kazanmak için taktiksel bir hamle olarak görülüyor ve bu sebeple AKP’li Kürt siyasetçilerin bile sesi çıkmıyor. MKYK üyesi Abdurrahman Kurt, Galip Ensarioğlu, Yasin Aktay gibi isimlerdeki sessizliğin sebebi bu. Ama AKP’de siyaset yapan hiçbir Kürt milletvekili HDP’nin kapatılmasını desteklemez.
HDP kapatılır mi bunu yakın zamanda göreceğiz… HDP kapatılması halinde PKK lideri Abdullah Öcalan nasıl bir tavır alır ? Dahası şunu sorayım; Türkiye’nin seçim sürecine girdiği bir dönemde bir yandan Kürt siyasi HDP’nin kapatılması üzerinden sıkıştırılırken bir yandan da Öcalan üzerinden Kürt oyları nasıl bir hamle ile devşirilmeye çalışılıyor? Sahi Öcalan’ın bu dönemde ziyaretçileri artmış mıdır ? Arttı ise kimler Öcalan’a fıstıklı lokum götürüyor ?