Güney Afrika’da bulunduğu için Amnesty’nin yıllık raporunu dünyaya Johannesburg şehrinden açıklayan ve ardından medyanın sorularını cevaplayan Callamard, Yunanistan’ın geri itmelerini de yakından takip ettiklerini söyledi.
Johannesburg’da düzenlenen medya konferansında Türk gazetecinin sorularını yanıtlayan Callamard, Erdoğan rejimini şu cümlelerle eleştirdi. “Uluslararası Af Örgütü'ndeki meslektaşlarımız taciz edildi ve Türkiye şubemizin eski yönetim kurulu başkanı Taner Kılıç hapsedildi, şu anda dava süreci devam ediyor ve sonunda hapse girebilir. Yani Türkiye bizi can evimizden vuruyor.”
Covid-19 virüsünü bahane eden hükümetlerin daha da otokrat olduklarından bahseden Dr. Callamard, ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların bir de Tayland’dan Yunanistan’a, Amerika’ya resmi yetkililerin geri itmelerine maruz kaldıklarını ifade etti. Callamard şunları ifade etti, “Akdeniz'de İtalya ve Malta'nın arasındaki sularda mültecilere ve sığınmacılara çok kötü muameleler yapılıyor ve ayrıca Avrupa Birliği ile Libya arasındaki suç ortaklığı sonucu Libya muhafızlarının göçmenleri uluslararası sularda geri itmesi sonucu durum daha da kötüleşti. Yani bu küresel bir fenomen, 2021'in bir yansıması. Günlerce, haftalarca denizde kalan ve uçurumun eşiğinde olan insanlar için ahlaki görev duygusunu tamamen yitirmiş küresel toplumumuzun derin hastalığının bir belirtisi. Örneğin Tayland sularına girmeye çalışan ve engellenen o teknelerde hayata tutunmaya çalışan Rohingyalıların fotoğraflarını da hatırlamalısınız.”
Kanunsuz uygulamalara karşu toplu mücadele çağrısı yapan Callamard sözlerini şöyle tamamladı, “Bu durum, ahlaki pusulasını kaybetmiş bir dünyanın, yani şu anda Rusya'da ve Ukrayna'da tanık olduğumuz vahşetlerin gerçekleşmesine izin veren durumun bir parçası. Yıllarca süren ihmalin, umursamamanın, bencilliğin, kamu mallarına yatırım yapmayan birkaç kişinin ekonomik çıkarlarına odaklanmanın mirasını ödüyoruz. Dünyanın gerçeği bu. Bu yüzden yeniden hayal etmeye ihtiyacımız var. Yeniden düşünmeye ihtiyacımız var. Afrika'dan Asya'ya tüm liderliğe, dünyayı alışkanlıklardan uzak bir şekilde yeniden tasavvur etmek, bu istismarın etrafından dolaşabilmemize izin vermek için yeni bir enerjiye ihtiyacımız var. Ve şu anda içimizde, sivilde, toplumda, medyada, akademide sahip olduğumuz güç budur. Hükümetlerin bizi ileriye taşıyabileceklerine güvenmiyorum. Bu yüzden lütfen gücünüzü toplayın ve savaşın.”
Amnesty’nin Savunma ve Global Araştırma Direktörü Netsanet Belay de söz alarak soruları cevapladı, “ Türkiye hakkında bulgularımız oldukça şok edici. Biz halen yargı da (bağımsızlığında) çok büyük bir geriye gidişle karşı karşıyayız. Muhalif siyasetçiler, gazeteciler, insan hakları savunucuları, öğrenciler, LGBT’ler ve daha bir çok insan asılsız soruşturmalara ve konuşturmalara maruz kalmaya devam ediyor. Türk hükümeti, kadınların haklarını koruyan İstanbul Anlaşması’ndan acımasızca çekildi.
Geri itmelere de değinen Belay şunları söyledi, “Sığınmacı ve göçmenlerin hukuka aykırı olarak geri gönderildiğine dair inandırıcı iddiaları araştırdık ve 154 ülke hakkında raporlar tuttuk. Ve bu, söylediğim gibi, küresel bir fenomendir. Bunu örneğin Şam'da ve ayrıca yönetimlerin önceki yönetimin kötü miraslarını değiştirme vaatlerine rağmen, Amerika’nın Meksika sınırında belgeledik. Bu durumla 2021’de halen karşılaşmamız çok utanç verici.”
2021'in en büyük kayıplarından birinin Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin olduğu ifade edilen yeni raporda, 154 ülkedeki insan hakları ihlalleri detaylandırıldı. Callamard, Afganistan’dan kaçmaya çalışan kalabalıkların Kabil Havaalanı’na akın etmelerini ve çaresizce uçakların üzerlerine atlamalarının 2021’in en çarpıcı görüntülerinin olduğunu ifade etti.