HSK'nın kılını kıpırdatmadığını belirten Çalıkuşu, "Ahmet Altan için tahliye kararı vermeyen 26. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti yerli yerinde duruyor ama Kıvanç Tatlıtuğ için anında harekete geçiyor." dedi.
Çalıkuşu, "Yüzleri kızarmadan yargı reformundan söz ediyorlar." ifadesini kullandı.
Avukat Figen Albuga Çalıkuşu, ilk olarak 2018’in Temmuz ayında başvurunun AYM Genel Kurul'a sevk edilen Ahmet Altan hakkındaki bireysel başvurunun karara bağlanması için Anayasa Mahkemesi'ne her gün dilekçe verme eylemi başlatmıştı.
Çalıkuşu, Altan'ın tahliye edilmemesi üzerine HSK'ya dilekçe gönderme eyleminin 16'ncı gününde.
T24'te yer alan habere göre HSK için Kıvanç Tatlıtuğ ile fotoğraf çektirmenin Anayasayı yok saymaktan daha vahim bir suç olduğunu söyleyen Figen Albuga Çalıkuşu şunları söyledi:
"TC Anayasası’na direnen Mahkeme Heyeti hala iş başında …
Kıvanç Tatlıtuğ ile resim çektiren hâkime "anında" soruşturma açan HSK, anayasal suç işleyerek T.C. Anayasasını yok sayan hâkim ve savcılara hala sessiz.
Siyasal gündemin ilk sıralarında iktidar partisi içinde Adalet Bakanlığı’nı ele geçirme çekişmesi ile Yargı Reformu var.
Yargı erkini keyfi kullanma kavgası var ama hukuk devletini yeniden hayata kavuşturma kavgası yok.
Halbuki Yargı reformu strateji belgesine göre; ‘Yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırlanacak ve etkili şekilde uygulanacak. Bunun için Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında yer verilen ihlal alanlarına ilişkin etkili çözümler geliştirilecek.
Hâkim ve Cumhuriyet savcısı kararlarının, AYM ve AİHM kararlarına uygunluğunun meslekte yükselme süreçleri ve denetimlerinde gözetilmesi sağlanacaktır.’
Üstelik Adalet Bakanı ‘Yargı reformunun devletimizin millete sözü olduğunu’ söylüyor.
Adalet Bakanı aynı zamanda HSK’nın da başkanı, böyle söyleyince ne beklenir, anayasal suç işleyerek Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını yok sayan yargı üyelerine gereğini yapmak.
Hâkim ve savcılar Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını yerine getirsin ki temel hak ve hürriyetler korunabilsin.
Esasen bu kural zaten Anayasamızda yazılı bir emir olarak var.
Ama bu dönemde, T.C. Anayasasına direnen ve böylelikle Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamayan hâkimleri gördük.
İstanbul 26. Ağır Ceza mahkemesi başkanı Kemal Selçuk Yalman, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski başkanı Abdurrahman Orkun Dağ gibi.
T.C. Anayasası hükümlerine direnen bu hakimlerden Abdurrahman Orkun Dağ HSK tarafından ödüllendirilerek Yargıtay üyesi yapıldı.
Kemal Selçuk Yalman ile birlikte defalarca şikayet ettiğimiz İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti ise hala yerli yerinde durmaya devam ediyor.
Çöken/çökertilen yargı toplumun önünde sürekli tartışma konusu iken, defalarca yaptığımız şikayetlere karşın sessiz sakin seyirde kalmayı tercih eden HSK’ya, yasasında tanımlanan varlık görevini hatırlatmak üzere her gün yeni bir dilekçe vererek bu adaletsizliği haykırmak amaçlı hukuki eylem başlatmıştık.
Bu gün on altıncı dilekçemi de gönderirken sormak isterim;
TC Anayasasına, anayasal suç işleyerek direnen ve böylelikle anayasal suç işlemekten çekinmeyen, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını yok sayan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkeme heyeti görev başında kalmaya devam edecek ise biz hangi yargı reformundan söz ediyoruz?
Eğer söylem başka eylem başka olamaya devam edecek ise bunun adı reform olmaz, artık müptela aşinası olduğumuz yeni bir kandırmaca olur.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti yerinde kalmaya devam etmesi ağır bir kandırmacanın da kanıtı sayılacak, bekliyoruz.
Dileriz bir sinema sanatçısı ile fotoğraf vermenin, T.C. Anayasasını yok saymaktan daha vahim bir suç sayıldığı bu dönemler artık son bulur."