Bir yılı aşkın bir süredir Bolu cezaevinde tutulan Furkan Vakfı lideri Alparslan Kuytul'un ailesiyle yaptığı 10 dakikalık telefonla görüşme hakkının süresiz engellendiği öğrenilmişti.
Alparslan Kuytul'un eşi Semra Kuytul'un aktardığına göre Alparslan Kuytul'un ailesi ile açık ve kapalı görüşmesine de yasak getirildi. Alparslan Kuytul'un cezaevi kurulu tarafından aile ile açık-kapalı görüşlerine yasak getirildiği belirtilirken kararın henüz infaz hakiminin onayından geçmediği de ifade edildi.
Alparslan Kuytul'un eşi Semra Kuytul'un konuya ilişkin paylaşımları şu şekilde:
Sıkıntılar üst üste gelmeye devam ediyor. Alparslan Kuytul Hocaefendi davasından ve doğrularından vazgeçmiyor, vazgeçmesin de zaten..
Her şeye rağmen her zaman arkasındayız, yanındayız..
Ama üstümüze çok geldikleri de kesin, zulmü açık etmek de görevimiz...
Ona ard arda açılan delilsiz-dayanaksız mahkemeler, biz arkasında duruyoruz diye neredeyse her gün mahkemedeyiz, iki hafta önce ailesini arama hakkı akıllara zarar bir gerekçe ile süresiz kısıtlandı, en son mesele kızlarıma kadar geldi, 15-16 yaşında iki kızım da mahkemelik oldu.
Şimdi cezaevi kurulu tarafından aile ile açık-kapalı görüşlere yasak getirildi. Konu henüz infaz hakiminin onayından geçmedi ama beklemedeyiz.. Sebep aynı, telefonda terör örgütlerine talimat vermiş!!! Talimat da,"Talebelerim iyi bir İslam davetçisi olursa kurban keseceğim"demiş.
Bu süreçte çok sıkıntılı zamanlar geçirdik ama bu haberi aldığımdan bu yana çok üzgünüm. İtiraf etmeliyim ki eğer bu yasak uygulamaya geçerse bana en ağır gelen darbe bu olacak. Zaten ayda bir defa,sadece bir saat çocuklarını öpüp koklayabiliyordu, ondanda mahrum etmek istiyorlar
Ben sürecin başından beri eşimin arkasında duruyorum, ses kayıtları konusu da yine benim suçum(!) Sanırım konu artık beni çocuklarım vesilesiyle cezalandırmaya geldi. Bu yasak Hocaefendiye çok zor geleceği gibi bana da çok ağır gelecek! Bir babayı çocuklarından mahrum bırakmak!!!
Onun ayda bir çocuklarının yüzüne biraz daha fazla bakmaya çalışması, omuzuna alıp gezdirmek istemesi, o kısıtlı sürede küçük oyunlar oynamaya, her birine ayrı ayrı nasihat etmeye çalışması, kapıdan en son çıkarken son kez bir daha görmeye çalışması gözlerimin önünden gitmiyor..
Biz, Sisinin zulmünü sözümona kınayan bir memleketiz. Muhammed Mursi de çocuklarına hasret bırakıldı ve o şekilde de Rabbine kavuştu. Bize yapılanın ondan farkı nedir?
Birilerini Sisiye benzetmek kolay, Sisiye hakikatte kimin benzediğini düşünmek lazım.