Soma Holding patronu Alp Gürkan’ın talimatla İstanbul’da alınan ifadesine Hürriyet ulaştı. 15 Aralık’ta görülecek duruşma öncesi Soma Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilen ifadede Gürkan suçlamaları reddetti, madende tüm tedbirlerin alındığını başkaca bir tedbir alma imkân ve ihtimalinin bulunmadığını söyledi.
Hürriyet'ten Banu Şen'in haberine göre, mağdur avukatlarının Alp Gürkan’ın davaya dahil edilmesi taleplerinde delil olarak değerlendirilmesini istediği facia sonrası yaptığı basın toplantısındaki “Ben bu şirketin patronuyum. Aktif görevden ayrılmış olmam patronluğumu engellemiyor” sözleriyle ilgili ise, ”Şirketin en büyük ortağı durumundayım. Bu durumda hukuki anlamda şirketin patronu sayılırım. Ancak bu şekilde yaptığım beyan hiçbir şekilde hukuki ve cezai sorumluluk sahibi olduğum anlamına gelmez” diye belirtti.
ALTI SAYFALIK İFADE
Daha önce hakkında kesinleşmiş kovuşturmaya yer olmadığı kararı alınan Soma Holding patronu Alp Gürkan için geçen duruşmada mağdur avukatları, yeni deliller olduğu ve daha önceki delillerin değerlendirilmediği gerekçesiyle davaya dahil edilmesini talep etmişti.
Madenci ailelerinin avukatlarından Denizer Şanlı ve Sercan Aran, facianın 4. gününde (16 Mayıs 2014) yapılan basın toplantısında Alp Gürkan’ın “Ben bu şirketin patronuyum. Hala da patronuyum. Aktif görevden ayrılmış olmam patronluğumu engellemiyor” dediği görüntülerinin delil olarak değerlendirilmediği talebi üzerine Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, Gürkan hakkında Soma Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine savcılık Alp Gürkan hakkında yeni bir soruşturma başlatarak, ifadesinin alınmasına karar verdi. Yazılan talimatla İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Gürkan’ın ifadesini aldı. 15 Aralık’ta başlayacak duruşma öncesi Soma Savcılığı’na ulaşan Gürkan’ın 9 Kasım’da verdiği 6 sayfalık, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, basın toplantısındaki sözlerini neden söylediğinin yer aldığı ifadeden satırbaşları şöyle:
BASIN TOPLANTISINDAKİ SÖZLER
* Basın toplantısında yaptığım açıklamada şirketin halen patronu olduğum, yetkilerimin fiilen devam ettiğine ilişkin açıklamaların ne anlama geldiğini izah etmek gerekirse… Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin en büyük ortağı durumundayım. Bu durumda hukuki anlamda şirketin patronu sayılırım. Şirketin patronu olduğum için de şirketin yönetim kurulu başkanını ve diğer üyelerini hukuken değiştirebilme yetkisine sahip bir kimseyim. Bu durumda “Şirketin patronu benim, şirkette yetkilerim var” demem gayet normaldir. Ancak bu şekilde yaptığım beyan hiçbir şekilde hukuki ve cezai sorumluluk sahibi olduğum şeklinde yorumlanamaz. Sadece en büyük hissedarı olarak patronu olduğumu ve eğer istersem yönetim kurulu başkanını değiştirebileceğimi gösterir.
MADENLERİN BAŞINDA BULUNMADIM
* Şirkette yönetim kurulu başkanlığı yaptığım dönemde, şirket merkezinin İstanbul olması ve şirkete bağlı çok sayıda işyeri olması nedeniyle, fiilen madenlerin başında hiçbir zaman bulunmadım. Madenlerde sürekli olarak tam yetkili yönetici bulundurdum. Bu nedenle İş Kanunu’nun 2. Maddesi gereği konusunda uzman işveren vekilleri seçmem gerekiyordu. Maden ocakları için her alanda uzmanlardan oluşan bir ekip kurma gayreti içine girdim. Uzun süredir görev yapan kişilerin başarılı olduğunu madende yapılan kamu denetlemelerinden alınan başarılı sonuçlara bakarak anladım ve bu kişilerin birçoğu ile maden ocağını işletmeye devam ettim.
İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ
* Gerek bilirkişiler, gerekse savcılık makamı kazanın meydana geldiği ocakta konusunda uzman personel çalıştırılmadığı şeklinde bir suçlama yapmamıştır, yapamamıştır. Şirket yöneticisi olarak bizler, sorumlu bir yöneticinin yapması gerekenleri yaparak, madende her alanda çalışan kimseleri alanlarında eğitim yapmış kişilerden seçtim. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine önem verdiğim için bu şekilde hareket ettik.
* Kazanın meydana geldiği ocakta yönetim kurulu olarak alınması gereken tüm tedbirler alınmıştır. Bunun haricinde başkaca bir tedbir alma imkan ve ihtimalim bulunmamaktadır.
YÖNETİM KURULUNUN SUÇ İŞLEMEDİĞİ İFADELERDE DE AÇIK
* Bu hususta benim söyleyebileceğim, o madende alınması gereken tüm tedbirlerin alındığı, yönetim kurulundan yapılan her türlü talebin gecikmeksizin en hızlı şekilde yerine getirildiği, güvenlik ile ilgili alımların maden içerisinde görevlilerce yerine getirildiğidir. Nitekim, şirket yönetim kurulundan talep edilip de yapılmayan, istenip de alınmayan herhangi bir eksikliğin olmadığı; Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyasında dinlenen 48 sanık, yaklaşık 180 mağdur ve 500 civarında tanık beyanları tarafından da dile getirilmiştir.
Daha önce yürüttüğü soruşturmalarda “Gürkan’ın yargılanmasına gerek olmadığına” kanaat getiren başsavcılık, yeni bilgiler ve ifadeler doğrultusunda dava açmaya karar verirse Gürkan hakkında hazırlanan ek iddianame ana dava ile birleştirilecek.
FİİLİ VE RESMİ PATRON
Mağdur avukatlarından Denizer Şanlı ve Sercan Aran, Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçesinde basın toplantısının yanı sıra Prof. Dr. Tevfik Odman’ın hakemli makalesini de sunarak, bir şirketin resmi patronunun yanı sıra fiili patronu olabileceği ve onun da mesul olabileceğini ifade etti. Bu duruma göre Alp Gürkan’ın fiili, halen tutuklu bulunan oğlu Can Gürkan’ın ise resmi patronu olduğunu kaydetti.