2015 yılında Suriye ve Irak başta olmak üzere birçok ülkeden toplam 890 bin kişi, Macaristan ve Avusturya üzerinden Almanya'ya giriş yaparak iltica talebinde bulunmuş, bunun sonucunda Alman siyasetinde bugüne dek süren sığınmacı krizi başlamıştı.
Başbakan Angela Merkel’in partisi CDU liderliğinden istifasına, ırkçı ve İslam düşmanı Almanya için Alternatif partisinin de Alman politikasını belirleyen güç haline gelmesine neden olan 2015’deki sığınmacı göçü sonrasında, alınan önlemler mülteci sayısının düşmesinin ana nedeni olarak görülüyor. Sığınmacı sayısı 2016’da 280 bin, 2017’de ise 222 bin olarak açıklanmıştı. Bakan, geçen yıl en çok sığınmacının 46 binle Suriye ve 18 binle Irak’tan geldiğini duyurdu.
Türkiye’den başvuru arttı
Verilere göre, Türkiye’den gelerek iltica başvurusunda bulunanların sayısı 10 bin 655 olarak saptandı. Bir önceki yıl Türkiye’den 8 bin 483 kişi sığınmacı olarak iltica işlemine alınmıştı. Geçen yılla ilgili sayıları değerlendiren İçişleri Bakanı Seehofer, sığınmacı sayısını azaltmak için alınan önlemleri överek, Almanya’ya mümkün olduğu kadar az sığınmacının gelmesi için Avrupa çapında ortak kararlar alınması gerektiğini açıkladı.
Alman hükümeti, geçen sene yaz aylarında koalisyon ortakları arasında derin görüş ayrılıklarına neden olan ve hükümeti dağılma noktasına getiren siyasi krizden sonra, bir dizi önlemle sığınmacıların ülkeye girişini zorlaştırmıştı. Almanya'nın sınırlarında daha sıkı kontroller uygulanması kararlaştırılırken, en etkili önlem diğer Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya’ya girmeye çalışanların, geldikleri son AB ülkelerine geri gönderilmesi oldu.
AB’nin Dublin Anlaşması’na göre mülteci Avrupa’ya hangi AB ülkesinde ayak basarsa iltica işlemlerinin o ülkede yapılması gerekiyor. Bu kapsamda Almanya’dan sınır dışı edilerek diğer Avrupa Birliği ülkelerine gönderilen göçmenlerin sayısı 2018’de 8 bin 658’le rekor düzeye çıktı. 2017 yılında sınır dışı edilenlerin sayısı 7 bin 102 olmuştu.