"Hollanda'dan tatili aldık, derin dondurucuyu da doldurduk, Adalet ile Arif'in sevdiği birayı bile ısmarladık ve artık geriye saymaya başlamıştık ki vize alamadıklarını öğrendik. Çok üzüldük. Bir de ben hamileyim diye benden gizlemeye çalışmışlar. Üzüldüm ve bu haksızlığa sinirlendim". İkinci kez anne olmaya hazırlanan, Almanya'nın Gelsenkirchen kentinden öğretmen Yağmur Aslan başına gelenleri böyle anlatıyor.
Hamileliği yaz döneminde ilerlemiş olacağından bu yaz Türkiye'ye gitmek yerine, yine kendisi gibi öğretmen olan kardeşi Adalet ile öğretmen eşi Arif'i Almanya'ya davet etmeye karar vermişler. Hazırlıklara da vakitlice başlamışlar. Yağmur Aslan, eşiyle kendisinin gelir belgelerini, evin tapusunun fotokopisini ve aylık giderlerini ortaya koyan banka dekontlarını da beyan ederek kardeşi ve eşi için, Gelsenkirchen Yabancılar Dairesi'nden davetiye çıkartmış. Sonra da onu Türkiye'ye göndermiş.
Türkiye'de de kardeşi, davetiyeyi, talep edilen diğer bütün belgelerin içine koyup aracı şirkete iletmiş. İşlem ve vize ücreti de ödendikten sonra süreç başlamış. "Eksik bir şey yoktu, sigortalarını bile buradan yaptık ki sağlam olsun" diye aktarıyor Yağmur Aslan. "24 Haziran'da da duyduk ki ret! İnanamadık, bütün çabalar, planlar, görüşme sevinci, tatil, hepsi suya düştü. Geri dönmeyeceklerinden şüphelenilmiş. Onlar Türkiye'de öğretmen, evi barkı var, sadece üç haftalığına geleceklerdi" diye tepki gösteriyor.
Geri döneceklerinden şüphe ediliyor
Yağmur Aslan'ın anlattığı, son aylarda pek çok vatandaşın internette paylaştığı tecrübelerle örtüşüyor. Yüzlerce kişi, belgeleri tam olduğu halde seyahat amacı ikna edici bulunmadığı ve döneceğinden şüphelenildiği gerekçesiyle başvurusuna ret aldığını belirtiyor. Son günlerde Deutsche Welle'ye de başvuran yüzden fazla kişi benzer gerekçelerle vize alamadığını aktardı.
Örneğin Süleyman Urebe, yükseköğretim kurumlarının işbirliğini teşvik etmeye yönelik bir Avrupa Birliği programı olan Erasmus çerçevesinde Almanya'ya gitmek üzere başvurduğunu, gerekmediği halde oradan bir garantör de bulduğunu, Erasmus hibesi de olduğu halde yine de vize alamadığını söylüyor. Urebe, Erasmus gibi bir programın, uluslararası anlaşmaların, emeklerinin ve her şeyden önce de kendisi gibi genç insanların hayallerinin yok sayıldığını söyleyip, haksızlığa uğradığını belirtiyor.
DW ile vize alamama hikayesini paylaşanlardan biri de genç sanat galerisi çalışanı Esengül Çelik. Çelik, dünyanın en önemli çağdaş sanat etkinliklerinden, Almanya'nın Kassel kentinde 100 gün süren sanat sergisi Documenta'ya gitmek için vize başvurusunda bulunmuş. Daha önce de defalarca Almanya dahil pek çok ülkeye sanat etkinlikleri nedeniyle giriş çıkış yapan Çelik de vize alamamış.
Bir iş insanı ise yıllardır her sene Düsseldorf kentindeki fuara gittiklerini, bu sene ise beş çalışanından üçünün vize alamadığını, o nedenle fuara katılamadıklarını aktarıyor.
Belgesel filmci Ümit Kıvanç da Hamburg'da düzenlenen bir anma için yaptıkları hazırlıktan ve vize alınamadığı için gidilemediğinden bahsediyor. "17 yıl önce bir arkadaşımızı kaybettik. Onun oradaki dostları bir anma gecesi tertiplediler. Bizden de bir grup gidecekti, o arkadaşım için çalıp söyleyecekler, müzikli bir oyun sahneleyeceklerdi. Ben de videolar hazırladım oyun için. Fakat altı kişiden ikisine vize vermediler" diye belirtiyor.