BASKILARI KINIYORUZ
Bizler, aşağıda imzası bulunan ve Almanya'da yaşayan Yahudi sanatçılar, yazarlar ve akademisyenler olarak, bu ay İsrail ve Filistin'de yaşanan korkunç şiddet olaylarının ardından demokratik kamuoyuna yönelik rahatsız edici baskıları kınamak üzere yazıyoruz.
Hamas tarafından sivillere yönelik kasıtlı saldırıların hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İsrail'de sivillere yönelik terörist saldırıları ve Gazze'de sivillerin öldürülmesini kayıtsız şartsız kınıyoruz. Birçoğumuzun İsrail'de bu şiddetten doğrudan etkilenen aile ve arkadaşları var. Gazze'de sivillerin öldürülmesini de aynı güçle kınıyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda Almanya genelinde eyalet ve şehir yönetimleri Filistinlileri desteklendiğinden şüphelenilen halka açık toplantıları yasakladı. Bu baskılar aynı zamanda "Irkçılığa Karşı Gençlik" ve "Orta Doğu'da Şiddete Karşı Yahudi Berlinliler" gibi gösterileri de cezalandırmaktadır. Öyle ki bir vakada, İsrailli Yahudi bir kadın, ülkesinin yürüttüğü savaşı kınayan bir pankart taşıdığı için tutuklandı.
Polis bu kararlar için inandırıcı bir savunma sunmamıştır. Yahudi gruplar tarafından düzenlenen toplantıların yasaklanması da dahil olmak üzere hemen hemen tüm iptal kararları, polis tarafından kısmen "Yahudi karşıtı sloganları kışkırtma" "yakın tehlikesi" temelinde gerekçelendirilmiştir. Kanaatimizce bu iddialar, İsrail'e yönelik eleştirileri de içerebilen meşru ve şiddet içermeyen siyasi ifadelerin bastırılmasına hizmet etmektedir.
KEYFİ YASAKLAR UYGULANIYOR
Bu keyfi kısıtlamalara direnme girişimleri ayrım gözetmeyen bir şiddetle karşılanmaktadır. Yetkililer Almanya genelinde göçmen kökenli insanları hedef alarak, çoğu zaman en sudan bahanelerle sivilleri taciz ediyor, tutukluyor ve dövüyor.
Berlin'de, büyük Türk ve Arap topluluklarına ev sahipliği yapan Neukölln bölgesi artık polisin kontrolündeki bir mahalle. Zırhlı minibüsler ve silahlı çevik kuvvet polisleri sokaklarda devriye gezerek Filistinlilere yönelik spontane destek ifadeleri ya da Filistin kimliğinin sembollerini arıyor. Yayalar kaldırımlarda itilip kakılıyor ve biber gazı ile saldırıya uğruyor. Çocuklar acımasızca saldırıya uğruyor ve tutuklanıyor. Tutuklananlar arasında tanınmış Suriyeli ve Filistinli aktivistler de bulunmaktadır.
Filistin bayrakları ve kefiye okullarda yasaklanmıştır. Bu eşyaların kamusal alanda bulundurulmasına kanunen izin verilmesine rağmen, bu durum polis şiddetine ve tutuklamalara yol açmaktadır. Bu yılın başlarında, Berlin polis memurları mahkemede, protestoların bastırılması sırasında "Filistin bayrağının renklerini ya da Filistin dayanışmasıyla ilişkili atkıları takarak dikkat çeken" sivilleri hedef aldıklarını itiraf etti. Çok sayıda film görüntüsü bu durumun hala devam ettiğini ve ırkçı önyargıların şüphelilerin hedef alınmasında önemli bir rol oynadığını göstermektedir.
Yurttaşlık haklarına yönelik bu ihlaller Almanya'daki kültürel elitler arasında pek de tepki yaratmıyor. Büyük kültür kurumları, sanki senkronize bir şekilde, çatışmayla ilgili oyunları iptal ederek ve İsrail'in eylemlerini eleştirebilecek - ya da sadece Filistinli olan - kişilerden konuşma hakkını geri çekerek kendilerini susturdular. Bu gönüllü otosansür bir korku, öfke ve sessizlik ortamı yaratmıştır. Tüm bunlar Yahudileri korumak ve İsrail devletini desteklemek bahanesiyle yapılıyor.
YAHUDİLER OLARAK BU ŞİDDETİ REDDEDİYORUZ
Yahudiler olarak bu ırkçı şiddet bahanesini reddediyor ve Arap, Müslüman ve özellikle Filistinli komşularımızla tam dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz. Önyargılı bir korku içinde yaşamayı reddediyoruz. Bizi korkutan Almanya'da hâkim olan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı atmosferidir; bu atmosfer saplantılı ve paternalist bir Yahudi düşmanlığı ile el ele gitmektedir. İsrail devletine yönelik her türlü eleştirinin antisemitizmle eş tutulmasını özellikle reddediyoruz.
Gazze için şiddet içermeyen direniş biçimlerinin çoğunun bastırıldığı bir dönemde, şiddet ve gözdağı eylemleri de gerçekleşmektedir: bir sinagoga atılan Molotof kokteyli; Yahudi evlerinin kapılarına çizilen Davut Yıldızları. Bu haksız antisemit suçların nedenleri ve failleri bilinmemektedir.
TARİHİN TEKERRÜR ETMESİ TEHLİKESİ SÖZ KONUSU
Ancak Almanya'nın Gazze'de hayatını kaybedenler için alenen yas tutma hakkını reddetmesinin Yahudileri daha güvenli kılmayacağı açıktır.
Yahudiler zaten savunmasız bir azınlık; bazı İsrailliler sokakta İbranice konuşmaktan korktuklarını bildiriyor. Gösteri yasakları ve bunların şiddetle uygulanması sadece şiddeti kışkırtır ve tırmandırır.Bu tür gösterilerin tehdit olarak algılanmasının, Federal Polise göre Yahudi karşıtı suçların "ezici çoğunluğunun" (yaklaşık yüzde 84) Alman aşırı sağcılar tarafından işlendiği Almanya'daki Yahudi yaşamına yönelik gerçek tehdidi büyük ölçüde tersine çevirdiğini kınıyoruz. Toplantı yasaklarının Alman tarihiyle hesaplaşmaya yönelik bir girişim olması gerekirken, tam da bu şekilde tarihin tekerrür etmesi tehlikesi söz konusudur.
İFADE VE TOPLANMA ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI DUYULMALI
Muhalefet, her özgür ve demokratik toplum için bir önkoşuldur. Özgürlük, diye yazmıştı Rosa Luxemburg, "her zaman muhalefet özgürlüğüdür". İfade özgürlüğünün baskı altına alınmasıyla birlikte Almanya'daki atmosferin hem Yahudiler hem de Müslümanlar için ülkenin yakın tarihinde hiç olmadığı kadar tehlikeli hale geldiğinden endişe ediyoruz. Bizim adımıza işlenen bu eylemleri kınıyoruz.
Almanya'yı Anayasa'da yer alan ifade özgürlüğü ve toplanma hakkına ilişkin yükümlülüklerine uymaya çağırıyoruz: "İnsan onuru dokunulmazdır. Ona saygı göstermek ve onu korumak tüm devlet otoritelerinin görevidir."İMZACILAR
Yoav Admoni, sanatçı
Abigail Akavia
Hila Amit, yazar, öğretmen
Maja Avnat, bilim insanı
Lyu Azbel, profesör
Gilad Baram, film yapımcısı, fotoğrafçı
Yossi Bartal
Alice Bayandin, fotografçı, film yapımcısı
Eliana Ben-David
Anna Berlin, sanatçı
Sanders Isaac Bernstein, yazar
Adam Berry, fotoğrafçı, TV yapımcısı
Jackson Beyda, sanatçı
Julia Bosson, yazar
Ethan Braun, bestekar
Candice Breitz, sanatçı
Adam Broomberg, sanatçı
Jeffrey Arlo Braun
Noam Brusilovsky, tiyatro ve radyo yapımcısı
Cristina Burack
Dalia Castel, film yapımcısı
Alexander Theodore Moshe Cocotas, yazar, fotoğrafçı
Eli Cohen, dansçıZoe Cooper, yazarMiriam Maimouni yazar, sanatçı
Dana Dimant, film yapımcısı
Emily Dische-Becker
Esther Dischereit, yazar
Tomer Dotan-Dreyfus, yazar
Shelley Etkin, sanatçı
Emet Ezell
Deborah Feldman, yazar
Sylvia Finzi
Erica Fischer, yazar
Nimrod Flaschenberg
Ruth Fruchtman, yazar
Olivia Giovetti, yazar ve kültür eleştirmeni
Harry Glass, kurator
William Noah Glucroft
A.J. Goldmann, yazar ve fotoğrafçı
Jason Goldmann
Noam Gorbat, film yapımcısı
Avery Gosfield
Max Haiven, profesör
Yara Haskiel, sanatçı
Iris Hefets, psikoanaliz uzmanı, yazar
Marc Herbst
Wieland Hoban, besteci, çevirmen
SaSchriftsteller, rejisör
Eliana Pliskin Jacobs
Eugene Jarecki
Roni Katz, koreograf ve dansçı
Marett Katalin Klahn
Michaela Kobsa-Mark, belgeselci
David Krippendorff, sanatçı
Quill R. Kukla, filozof
Sara Krumminga
Jenna Krumminga, yazar ve tarihçi
Matt Lambert, sanatçı
Na’ama Landau, film yapımcısı
Elad Lapidot, profesör
Danny Lash, müzisyen
Shai Levy, film yapımcısı ve fotografçı
Elizabeth, yazar gazeteci
Rapha Linden, yazar
Adi Liraz, sanatçı
Anna LublinaSasha Lurje
Roni Mann, profesörBen Mauk, yazar
Lee Méir, koreograf
Dovrat Meron
Aaron Miller, bilim insanı ve sanatçı
Ben Miller
Carolyn Mimran
Shana Minkin, bilim insanı
Susan Neiman, filozof
Gilad Nir, filozof
Ben Osborn, müzisyen ve yazar
Rachel Pafe, yazar, araltırmacı
Peaches, müzisyen
Siena sanatçı, yazar
Udi Raz
Aurelie Richards, sanat danışmanı
Kari Leigh Rosenfeld
Liz Rosenfeld
Ryan Ruby, yazar
Rebecca Rukeyser, yazar
Alon Sahar
Tamara Saphir
Eran Schaerf
Anne Schechner
Oded Schechter, bilim insanı
Jake Schneider
Ali Schwartz
Cari Sekendur, tasarımcı
Yael Sela (Teichler), tarihçi
Mati Shemoelof, şair, yazar
Maya Steinberg, film yapımcısı
Robert Yerachmiel Sniderman, şair, sanatçı
Avinoam J. StillmanVirgil B/G Taylor
Tanya Ury, sanatçı, yazarIan
Waelder, sanatçı, yayıncı
Rachel Wells
Sarah Woolf
Yehudit Yinhar
Sivan Ben Yishai, yazar
Dafna Zalonis, sanatçı