Federal Almanya Cumhuriyeti’nde 2021’e kadar yasama (Federal Meclis/Bundestag) ve yürütme (Federal Hükûmet/Bundesregierung) erklerinde vazife ifa edecek 709 milletvekili seçildi.
61 milyon seçmenin yüzde 77’si (47 milyon) 24 Eylül 2017 Pazar günü sandık başına gitti. Seçmenlerin bir kısmı oy pusulasının yer aldığı iki ayrı zarfı postayla seçim kurullarına yollamıştı. Zira Almanya’da bu şekilde de oy kullanılabiliyor.
AfD’NİN YÜKSELİŞİ KONJONKTÜREL
‘Almanya yeniden Almanların olacak’ nevinden aşırı sağcı vaatlerle yola çıkan AfD’nin yüzde 13’lük halk desteği ile Hristiyan Birlik partileri CDU/CSU (yüzde 33) ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD: Yüzde 20,5) akabinde üçüncü en büyük parti olarak Federal Meclis’e girmesi şüphesiz seçimin en çarpıcı neticelerinden biri oldu.
AfD vakası, göçmen krizinin bir neticesi olsa da her nevi ayrımcılığa karşı Anayasanın teminat altına aldığı ‘kanunlar önünde herkes eşittir’ ilkesinden taviz vermeyen bir demokraside radikal siyaset kalıcı bir temayüle dönüşemez ve merkez partilerin yerini alamaz.
KOALİSYON İÇİN HERKES FEDAKÂRLIK YAPACAK
Başbakan Angela Merkel ile büyük koalisyondaki dört senelik ortağı SPD’nin lideri Martin Schulz’un oylarında yüzde 15’e yakın gerileme olmasında AfD’nin halkın göçmen siyasetine dair endişelerini sonuna kadar istismar etmesinin payı hafife alınmamalı. Amma velakin telaşa kapılacak kadar vahim bir dağılım ile karşı karşıya olunmadığı unutulmamalı.
İktidar partilerinden giden oyların ilk toplandığı adres AfD olsa da küskün seçmen Hür ve Demokrat Parti (FDP) ve Cem Özdemir’in eş başkanlık vazifesini üstlendiği Yeşiller’i (Die Grünen) de bir nebze güçlendirdi.
Aşırı sol Die Linke ile AfD’nin oylarındaki artışa rağmen Merkel, koalisyon hükûmetini SPD, FDP ve Yeşiller ile yapacağı müzakerelere göre şekillendirecek.
SPD, ana muhalefet kozunu AfD’ye kaptırmamak için bu defa iktidardan ziyade muhalefette kalmayı tercih edebilir. Böyle bir tabloda FDP ile Yeşiller’in bir ya da iki bakanlığa mukabil mutabakata imza atması sürpriz olmaz.
ERKEN SEÇİM İHTİMALİ ÇOK ZAYIF
Almanya’nın siyasî tarihinde erken seçim çok denenmiş bir yol değil. Seçmen mevcut ihtimallerin sonuna kadar denenmeden seçim sandığı kurulmasını istemiyor. Böyle bir riski son seçimin popüler partisi AfD bile göze alamayabilir. Zira seçmen herkesi cezalandırabilir.
Bu safhaya gelmeden Merkel öncülüğünde Jamaika koalisyonu (Almanya’da CDU/CSU: Siyah, Die Grünen: Yeşil ve FDP: Sarı rengi temsil ediyor. Bunlardan müteşekkil bir koalisyon Jamaika bayrağındaki üç renki tedai ettiğinden isim de bu doğrultuda veriliyor.) tesis edilme ihtimali seçimi müteakip beş-altı gün içinde daha da öne çıktı.
Merkel’e bu yolda destek çığ gibi. AfD’ye oy vermeyen yüzde 87’lik blok anketler, imza kampanyaları ve inisiyatifler vasıtasıyla Berlin’e yolladıkları temsilcilerinden Almanya’yı Almanya yapan değerlerden taviz vermemelerini talep ediyor. Adeta bütün seçmenler sandık kaldırıldıktan sonra parti rozetlerini kenara koydu ve AfD’nin temsil ettiği faşist parti programına harp ilan etti.
FARKLI ALMANYA İÇİN OY VEREN YÜZDE 87’YİZ
İnternet ve sosyal medyayı AfD’ye karşı aktif olarak kullanan grupların sayısı artıyor. Avaaz inisiyatifi, ‘Farklı Almanya için oy veren yüzde 87’yiz’ sloganı ile Şansölye Merkel’e açık mektup (https://secure.avaaz.org/campaign/de/afd_merkel_3/?zpUZsmb) yazdı.
Mektupta Merkel’in AfD’nin aldığı seçim galibiyetinden dolayı hatalı adım atmaması gerektiğinin altı çiziliyor ve şu tespitler yer alıyor: “Almanların ezici çoğunluğu ülkemizde ve çevresinde duvarları görmek istemiyor, kökeni, rengi veya dini temelinde insanlara karşı ayrımcılık yapmak istemiyor, ırkçılığın Almanya’da tekrar canlandırılmasını istemiyorlar.
Bu Almanya’nın yanında değiliz.
Çoğu Alman, birlikte çalışarak zamanımızın zorluklarını aşacağımızı düşünüyor. Ve bu çoğunluk bir demokraside yol gösterecek.”
BİR MEKTUP DA AfD’YE: IRKÇILIĞINIZA KARŞI ÇIKIYORUZ
Avaaz bir mektup da ABD Başkanı Donald Trump’ın Meksika sınırı için tasavvur ettiği duvarın benzerini Almanya’nın sınırlarında inşâ edeceklerini ilan eden AfD liderlerine de yolladı.
İnisiyatif mektupta ifade ettikleri görüşleri benimseyen herkesin kampanyayı imzalaması için https://secure.avaaz.org/campaign/de/afd_widerstand/ adresine girip mail adresi, isim ve ülke bilgilerini doldurmasını istiyor. 500 bin imzaya ulaşmayı hedefleyen Avaaz bu hedefi çok rahat aşacak gibi görünüyor.
SİZİN DUVAR ÖRMEK İSTEDİĞİNİZ YERE KÖPRÜLER KURARIZ
Göçmenlere karşı duvar örmeyi vaat eden AfD’ye gönderilen mektuptaki her ifade dikkat çekici:
“Sevgili AfD,
Size oy vermeyen yüzde 87’yiz.
Biz, merkezin solunda, merkezin sağında ve tam da merkezdeyiz. Bizler her cinsiyet, yaş, köken, din, ten rengi ve cinsel temayülden siyasete yön veren insanlarız. Ülkemizin kendisini olduğu gibi yapan bizleriz.
Ve sizin ırkçılığınıza karşı çıkıyoruz.
Yabancı düşmanlığına yer olmadığı, kozmopolit, sosyal, liberal, farklı bir Almanya’yı temsil ediyoruz. Duvarlar örmek istediğiniz yere köprüler kuruyoruz. Nefret yaymak istediğiniz her yerde size uyum içinde tepki gösteririz.
Burası bizim topraklarımız ve siz ‘onu size geri getirmeyin’.”
Her iki mektup farklı siyasî meşreplerden gelseler bile fertlerin demokrasi, temel hak ve hürriyetler etrafında onları tehdit edenlere karşı nasıl kenetlenebildiğini ispat ediyor.
Velhasıl Almanya’nın ikinci bir Hitler’e de onun taklitlerine de tahammülü yok. Seçim neticelerinden ‘Almanya’da ırçılık hortladı’ nevinden mesajlar çıkaran akl-ı evvelleri hayal dünyaları ile baş başa bırakın ki boşa vakit kaybetmeyin.
TARIK ZİYA