Özellikle de çocuk ilaçlarında durum kritik. Bebekler ve küçük çocuklar hap yutamadıkları için ilaçları sıvı halinde almaları gerekiyor. Örneğin ateş ve ağrı durumlarında Parasetamol ya da Ibuprofen içeren tatlı şuruplar. Almanya'da bu ilaçlardan yılda 10 milyon paketten fazla satılıyor. Şimdi ise eczane rafları neredeyse bomboş. Penisilin ve antibiyotik içerikli şuruplarda da benzer bir durum söz konusu.
Eczacı Fatih Kaynak, yaz aylarında da tedarik sıkıntısı yaşadıklarını, ancak sipariş verilen bir ilacın iki hafta kadar sonra temin edilebildiğini, şimdi ise durumun gerçekten ciddi bir hal aldığını belirtiyor. Daha önce sipariş verilecek ilaçları alışveriş listesinde biriktirdiklerini anlatan Kaynak, şimdi ise bir ilacı buldukları anda sipariş verdiklerini, teslimatın yine de garanti olmadığını belirtiyor. Kaynak, "Sıkıntısı çekilen bir ilaçtan 50 paket sipariş ediyorsam belki 5 tanesi geliyor" diyor.
Hastanelerde yer kalmadı
Bu nedenle semtteki eczacılar dayanışma yoluna gitmiş. Sistemde bir ilaç gördüklerinde birbirini haberdar ediyor ya da birbirine ilaç yardımı yapıyorlar. Ebeveynler de sosyal medya gruplarında benzer bir dayanışma içinde. Hangi ilaç hangi eczanede var, alternatif ne ilaçlar kullanılabilir, bu forumlarda bilgi alışverişinde bulunuluyor. Ancak evdeki küçüklerin ateşini düşürmek mümkün olmadığında genelde tek yol kalıyor, o da hastaneye gitmek.
Ağırlıklı olarak küçük yaştaki çocukları etkileyen solunum yolu virüsü RSV (Respiratuar Sinsityal Virüs), durumun ciddiyetini daha da artırıyor. Hastanelerin çocuk bakım üniteleri dolup taşarken hayati tehlike taşıyan çocuk hastalar bile saatlerce sıra beklemek zorunda kalıyor, klinikler dolu olduğu için eve gönderilenler oluyor.
Eczacılar ilaçları kendileri hazırlamaya başladı
Bir değer sorun, hastanelerde de ilaç sıkıntısının baş göstermesi. Pek çok hastane eczanesi, acil durumlar için ateş düşürücü şurupları kendileri hazırlamaya başladı. Normalde eczaneler yılda yazılan 12 milyon ila 14 milyon ilacı kendileri hazırlıyor. 2021 yılında 1,3 milyar paket ilaç satıldığı düşünüldüğünde eczanelerin kapasitesi oldukça düşük kalıyor. Eczacının ilacı kendisinin hazırlaması yüksek ek maliyet anlamına geliyor.
Çocuklar için ateş düşürücü şurupları kendileri hazırlayan eczanelere soruyoruz. Hammadde, personel maliyeti ve harcanan zaman hesaba yansıtılsa bir şişe şurubun fiyatının 20 euroya yükseleceğini anlatıyorlar. Eczacı Kaynak, kendisinin de şurupları bizzat hazırlamayı düşündüğünü belirtiyor ve "Bir çocuk yüksek ateşle kıvranıyorsa fiyatın ne önemi var?" sorusunu yöneltiyor.
İlaç şirketleri: Üretim maliyeti karşılamıyor
Halbuki Almanya'da şu an yaşanan ilaç sıkıntısının temelinde de fiyat faktörü yatıyor. Alman ilaç sanayisi açısından bazı ilaçların üretimi, maliyeti karşılamıyor. Örneğin parasetamol içeren bir şişe ateş düşürücü şurup için resmi sağlık sigortalarının ilaç şirketine ödediği miktar sadece 1,36 euro. Bu miktar on yıldır yükseltilmedi. Halbuki parasetamol hammaddesinin fiyatı sadece bu yıl yüzde 70 arttı.
İlaç şirketi Teva, parasetamol içerikli ateş düşürücü şuruplarda "ratiopharm" markasıyla Almanya'nın en büyük tedarikçisi konumunda. Teva'nın Genel Müdürü Andreas Burkhardt, hızla yükselen etken madde ve üretim fiyatlarına işaret ederek resmi sigortaların ödediği miktarın sabit kalmasının ilaç üretiminden zarar edilmesini beraberinde getirdiğini belirtiyor ve "Hiçbir şirket uzun vadede buna dayanamaz" diyor.
İhtiyacın yüzde 90'ını tek bir şirket karşılıyor
Bundan 12 yıl önce piyasada ateş düşürücü şurup üreten 11 şirket varken bu yıl Mayıs ayında bir üretici daha piyasadan çekildi. Ratiopharm, piyasadaki ihtiyacın yüzde 90'ını karşılar hale geldi. Bu durumun sürdürülmesinin imkansız olduğunu belirten şirket, yaz aylarında eczanelerin kış için verdiği ön siparişleri iptal etti. Bu da eczanelerin buldukları ilaçları stoklamalarına yol açtı. Federal İlaç ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü, bu nedenle ilaçları piyasada bulmanın daha da zorlaştığını, ayrıca ilaçların dağılımında bölgeler arasında dengesizlikler oluştuğunu belirtiyor.
Çocuk Doktorları Birliği Başkanı Thomas Fischbach da, "Ateş düşürücü şurup gibi basit ilaçların bulunamaması acizlik göstergesidir. Bu tür ilaçları üreten çok az şirket var. Bunun nedeni de Almanya'daki sabit fiyat uygulaması nedeniyle üretimin ucuz maliyetli Çin ve Hindistan gibi ülkelere kaydırılmış olması" diyor. Fischbach, bu ülkelerden sevkiyat zincirinde yaşanan mevcut sorunların da ayrı bir darboğazı beraberinde getirdiğini söylüyor.
Piyasada daralmanın sonuçları
Önemli ilaçların bulunmasında yaşanan sıkıntının nelere yol açabileceği 2022 yılı başında meme kanseri ilacı Tamoksifen örneğinde görüldü. Ağır hasta insanların acilen kullanması gereken bu ilacın muadili bulunmuyor. Üretici firmanın maliyet baskısı nedeniyle üretimi durdurması darboğaza yol açtı. Bunun üzerine Federal İlaç ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü devreye girerek acil durum nedeniyle tamoksifen içerikli ilaçların Almanya'da ruhsat izni bulunmasa bile yurt dışından ithal edilip kullanılabileceğini açıkladı. Bu izin darboğazı gideremedi. Tamoksifen hala sıkıntı yaşanan ilaçlar arasında yer alıyor.
"Devlet üretsin" talebi
Doktorlar ve muhalefetten politikacılar Alman hükümetine acilen harekete geçme çağrısı yapıyor. Federal hükümet ve eyalet hükümetlerinin bir ilaç tedarik zirvesi düzenlemesi, sağlık bakanlarının üreticiler ve toptancılarla görüşmesi ve komşu ülkelerden sevkiyat için çaba gösterilmesi talep ediliyor.
Uzmanların vurgu yaptığı bir talep de hayati önemdeki ilaçların üretiminin devlet kontrolüne alınması. İlaç sanayisi ise resmi sağlık sigortalarının ilaçlara ödediği miktarın artırılmasını talep ediyor. İlaç şirketleri, sigortaların sabit fiyat ödemesine dayanan anlaşmaların, piyasadaki tedarikçi sayısı yeterli düzeye gelinceye kadar askıya alınmasını teklif ediyor. Sağlık Bakanlığının ise bu teklife yanaşması, mevcut planlar ışığında pek olası görünmüyor.