Almanya'da Diyanet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB'e bağlı imamların 'casusluk' yaptığına ilişkin iddialara yönelik tartışmalar devam ediyor. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Armin Laschet, söz konusu suçlamaların yöneltildiği DİTİB'e bağlı imamların görevlerine son verilmesini talep etti.
Laschet, Die Welt gazetesine verdiği demeçte, DİTİB'in de adının karıştığı, "Türk öğrencilerin, öğretmen ve velilerinin okullardaki Erdoğan politikalarına yönelik eleştirileri Türk makamlarına ilettiği" iddiaları nedeniyle imamların görevlerine son verilmesi gerektiğini kaydetti. Laschet, "Söz konusu imamlar, Almanya'yı derhal terk etmeli" şeklinde konuştu.
Laschet, yaptığı açıklamada Almanya'da İslam din dersi verilmesini istediklerini, ancak bu derslerin uzun vadede 'yabancı bir devletten bağımsız' şekilde verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
DİTİB'e yönelik 'casusluk' iddiaları uzun süredir tartışılan konular arasında yer alıyor. Almanya genelinde yaklaşık 900 camisi bulunan DİTİB'in imamları, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Almanya'ya gönderiliyor ve maaşları Diyanet tarafından ödeniyor. DİTİB'e bağlı bazı imamlara yönelik ‘Ankara'ya bilgi ulaştırdıklarına’ yönelik iddiaların ardından Şubat ayı ortalarında Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland Pfalz eyaletlerinde dört DİTİB imamının evine operasyon düzenlemişti.
Son olarak da geçen perşembe günü Alman basınında, Almanya Bilim ve Eğitim Sendikası'nın (GEW) Türkiye kökenli öğretmen, öğrenci ve velilere yönelik “casusluk” iddiaları geniş yankı bulmuştu. GWE, Türkiye kökenli öğretmen, öğrenci ve velilerden okullarda Erdoğan'ın politikalarına yönelik eleştirileri Türk makamlarına iletmelerinin istendiğini öne sürmüştü. İddialar kapsamında, Almanya'da Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Türk konsolosluklarında Ocak ayı sonunda bu konuda aile birlikleri, öğretmenler ve DİTİB'e bağlı imamların da katıldığı belirtilen bilgilendirme toplantıları yapıldığına yer verilmişti.
Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Türkiye başkonsoloslukları ise yaptıkları açıklamalarda, danışma toplantıları adı altında casusluk yapılmasının istendiği şeklindeki suçlamayı reddetmişlerdi.