Almanya-Türkiye ilişkileri: Fırtına öncesi sessizlik endişesi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Ocak 1 2022
ABD Başkanı Biden gibi yeni Şansölye Scholz'un da Erdoğan’a mesafeli tutumu dikkat çekiyor. "Zor ama zorunlu muhatap" olarak görülen Erdoğan’ın atacağı adımların ilişkilerin geleceğinde belirleyici olacağı belirtiliyor.
Olaf Scholz'un başbakanlığındaki yeni Alman hükümeti için Türkiye ile ilişkiler bu yılın en zorlu dış politika başlıklarından birini oluşturuyor.

Türkiye'de demokrasi alanındaki gerilemenin sürmesi, Ankara ile Berlin arasında siyasi bir çok konuda görüş ayrılıklarının devam etmesi, ilişkilerin zorlu geçeceğinin işaretleri olarak görülüyor.

Diğer yandan Alman hükümetinin, AB'nin istikrarı ve güvenliği açısından önem verdiği bir çok uluslararası konuda, Türkiye "zor ama aynı zamanda zorunlu bir muhatap” olarak görülmeye devam ediliyor. 

Suriye, Doğu Akdeniz, Libya ve Afganistan gibi gerilim ve ihtilaf konularının bu yıl da gündemde önemli yer tutması beklenirken, uluslararası alanda endişelere neden olan Rusya-Ukrayna krizi ve Bosna Hersek'teki gerilimin de öne çıkması bekleniyor.

Scholz'den Biden'a benzer tavır
Almanya'nın yeni başbakanı Olaf Scholz'un, göreve gelmesinin ardından, tıpkı ABD Başkanı Joe Biden gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik mesafeli ve ihtiyatlı bir tutum takınması dikkat çekiyor.

Bu yaklaşımda, AB ve ABD'nin Türkiye politikalarında ortak bir tutum belirlemiş olmaları, tarafların Erdoğan ile yeni krizler yaşanmasına yol açabilecek angajmanlardan kaçınmalarının etkili olduğu belirtiliyor. Yeni yaklaşımın ana eksenini, Türkiye'nin rotasını yenide Batı İttifakı'na, demokratik hukuk devletine çevirmesi oluşturuyor.

Geçen sene 15 Haziran'da AB-ABD liderler zirvesi sonrasında yapılan ortak açıklamada, bu yaklaşım şu ifadelerle özetlenmişti:

"Biz, demokratik bir Türkiye ile işbirliğine dayanan ve her iki taraf için yararlı bir ilişki istiyoruz.”

Alman hükümetinin Türkiye'ye bakışı
A

Bu haberler de ilginizi çekebilir