Almanya’da 16 yıllık başbakanlık döneminin son günlerine yaklaşan Angela Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve kardeş parti Hıristiyan Sosyal Birlik’ten (CSU) oluşan Birlik partileri tarihi bir çöküşün eşiğinde mi? Pazar günü yapılacak Federal Meclis seçimleri, Birlik Partileri adına en az oy aldıkları federal seçimler olabilir. Fransız haber ajansı AFP, çok sayıda kamuoyu araştırma sonucunun ortaya koyduğu bu veriler ışığında siyaset bilimcilere, CDU/CSU’ya yönelik seçmen desteğinin neden azaldığını ve seçimlerden sonra neler olabileceğini sordu. İşte öne çıkan değerlendirmeler:
LASCHET’İN SEÇİM KAMPANYASI STRATEJİSİ İYİ DEĞİL
Siyasi partiler üzerine araştırmalar yapan Berlin Hür Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Oskar Niedermeyer’e göre CDU, planlarını hatalı bir devamlılık olgusu üzerine kurarak seçmenin Merkel’e gösterdiği “Genelleşmiş temel güveni” Armin Laschet’e de otomatik olarak yansıtacağını sandı. Ancak Niedermeyer, Laschet’in seçmende böyle bir güven duygusu yaratmadığını ve bu nedenden dolayı içeriği boş bir seçim kampanyası sürdürülemeyeceğini ifade ederek Laschet’in, iç güvenlik gibi klasik CDU konularının ele alındığı konularla çok daha erken bir dönemde kampanyasına yön vermesi gerektiğini ancak bunun yapılmadığını vurguluyor.
UZUN SÜRELİ HÜKÜMET ETMENİN GETİRDİĞİ İMAJ KAYBI
Duisburg Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Prof. Karl-Rudolf Korte ise 16 yıldan bu yana iktidarda olmanın da CDU için temel sorunlardan biri olduğunu belirtiyor. “CDU parti programının karakteristik çizgileri sürekli hükümette bulunmaktan dolayı törpülendi” diyen Korte, “Kriz yönetimi dışında, CDU markasının özünü anlamak zor” söyleminde bulunuyor. Korte buna örnek olarak da geleneksel olarak CDU’nun en güçlü olduğu alanlardan ekonomiyi, seçmen nezdinde büyük oranda Sosyal Demakrat Parti’ye (SPD) kaptırmasını gösteriyor.
MERKEL SONRASI BOŞLUK
Üst üste dört dönem boyunca başbakanlık koltuğunda oturan Angela Merkel’in vedası ve ardında bırakacağı boşluk da Berlin Hür Üniversitesi profesörlerinden, siyaset bilimci Thorsten Faas’a göre partinin önemli sorunlarından biri. CDU’da bu boşluğu doldurabilecek herhangi bir isim olmadığını dile getiren Faas, “Birlik partilerinin bütünleştirici gücünün ve parti içindeki farklı yönelimlerin bir arada olabilmesinin, büyük oranda Merkel’in kişiliğinden ve makamından kaynaklandığını görüyoruz. (Merkel) hem önce partinin zirvesinde hem de şimdi başbakanlıkta bir boşluk bırakıyor” ifadelerini kullanıyor.
GÜÇLÜ İSİMLERİN EKSİKLİĞİ
Prof. Niedermayer’e göre, anketlerde başbakanlık adayı Laschet’le ilgili çıkan düşük kişisel değerler partiyi de aşağı çekiyor. “Bu sebepten dolayı daha aylar önce Laschet’in etrafına iki-üç ilginç isim yerleştirilmeliydi” diyen Niedermayer, “Bu ekibe kendini tanıtmaları için yeterli süre tanınmalıydı” diye de ekliyor. Niedermayer’e göre Laschet’in seçim ekibinin geç bir tarihte kamuoyuna tanıtılması da yarardan çok zarar getirdi ve “büyük bir hata” oldu.
PARTİ İÇİNDE YIPRATICI ÇEKİŞMELER
Prof. Korte, CDU içindeki gelişmelerin de seçim kampanyasına olumsuz yansıdığını şu sözlerle dile getiriyor: “CDU uzun süredir içinde bulunduğu büyük değişimin etkisi altında. Parti genel başkanlığı birkaç kez el değiştirdi. (Merkel-Kramp-Karrenbauer-Laschet) Bir halef bulma süreci bir parti için en yıpratıcı dönemlerden biridir.”
MUHAFAZAKAR SİPERLERİN TERK EDİLMESİ
Oskar Niedermayer, tüm bu olumsuzlukların yanında CDU’nun “Bariz bir biçimde içeriksel anlamda özünden uzaklaştığını” savunuyor. Partinin, Merkel yönetiminde “Ekonomik ve sosyopolitik anlamda sola kaydığını; muhafazakar ve liberal seçmenler için önemli olan alanlardan vazgeçtiğini” belirterek birçok kişinin artık CDU’nun neyi temsil ettiğini bilmediğini ifade ediyor. Bu eksikliğin karizmatik bir kişiliğe sahip bir liderle giderilmesinin mümkün olabileceğini dile getiren Niedermayer, “Ancak ortada öyle biri yok” değerlendirmesinde bulunuyor.
SEÇİMDEN SONRA LASCHET VE CDU’NUN AKIBETİ NE OLACAK?
“Seçimden sonra Birlik Partileri şayet iktidarı ele alabilecek bir güce sahip olursa bu partiyi yeniden disipline edebilir ve Laschet açısından da faydalı olur” diyen Thorsten Haas, bu durumda Laschet’i genel başkanlık koltuğundan indirmek isteyen güçlerin gizlendikleri yerden çıkmaya cesaret edemeyeceklerini belirtiyor. Karl-Rudolf Korte de bu görüşü paylaşarak “CDU, olası bir Jamaika koalisyonunun (Birlik Partileri-Yeşiller-Hür Demokratlar) kurulması aşamasında Laschet’in elini neden zayıflatsın?” yorumunda bulunuyor. Peki Birlik partileri seçimden hükümeti kurabilecek bir pozisyonda çıkamaz ise?. Oskar Niedermayer’e göre Sosyal Demokrat Parti’nin gerisinde kalmak Laschet’i çok zor bir duruma sokabilir: “Böyle sert bir sonuç çıkarsa, Laschet’in (siyasi) kariyeri sona erer.”