Kanal Türk ve Bugün televizyonlarının kayyımla, Samanyolu Grubu'nun 13 kanalınında uydudan çıkarılarak susturulmaya çalışılmasından sonra Cumhuriyet Gazetesi'nin tepe isimlerinin tutuklanması Türkiye'de, demokrasinin teminatı olan basın özgürlüğü konusunda endişeleri iyice artırdı. Avrupa'daki Türk STK'lar, baskıların Cumhuriyet'e uzanmasının, meselenin cemaat meselesi değil, diktatörleşme olduğunu ispatladığını ifade ediyor.
CHP Almanya temsilcilerinden Salman Yelken, Türkiye'de durumun vahim olduğunu gittikçe de kötüye gittiğini söyledi. Yelken, "Seçim öncesi Koza-İpek grubuna el konuldu. Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması ve Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesi. Ülkemiz hem içte hem dışta gittikçe kan kaybediyor. Eskiden mahkemelere güvenilirdi. Ne anayasal güvence, ne mahkemelere güven kaldı. Kendisine muhalefet edenlerin malına mülküne el koyuyor. 12 Eylül faşizmi bile bunu yapmadı. Türkiye'de kanunlar işlemiyor." dedi.
Dündar ve Gül'ün tutuklanmasının, meselenin cemaat meselesi olmadığını gösterdiğine vurgulayan Yelken, "CHP'li Alevi bir vatandaşım, cemaatle bir alakam yok. Ama gelinen aşama meselenin cemaat meselesi olmadığını gösteriyor. Cemaatle ilgili söyledikleri şeylere kargalar bile güler. Bugün söylediği dün söylediğini tutmuyor. Tamamen kendi yaptığı hırsızlığı, yalanı, dolanı, katliamları örtbas etmek için 'Paralel devlet' diye bir şey kullanıyor." açıklamasında bulundu.
"SİLAHLARI GÖNDEREN DEĞİL DE YAYINLAYAN SUÇLANIYOR"
"Can Dündar IŞİD'e giden silahları deşifre etti. Erdoğan dayandığı kitleyi elinde tutabilmek için Paralel Devlet iddiasını öne sürerek, Dündar'ı onlarla işbirliğiyle suçluyor. Buna kargalar güler. Düne kadar can ciğer olduğun bir kesime bugün 'paralel devlet', 'yasa dışı terör örgütü' diyorsan, insan biraz utanır, sıkılır." diyen Yelken, esas suçun silahları göndermek olduğunu hatırlattı.
Aynı görüntüleri Doğu Perinçek'in Aydınlık gazetesinin de yaptığına dikkat çeken Yelken, "Perinçek'i niye tutuklamıyorlar? Perinçek cezaevinden çıktı çıkalı Erdoğan'ı hiç ağzına almadı. Bunlar düşünülmesi gereken şeylerdir." şeklinde konuştu. Türkiye'de her gün yürekleri ağızlara getiren yeni bir şey yaşandığını hatırlatan Yelken, "Bu gidişatla bu hükümet iki yıl bile dayanamaz." yorumunu yaptı.
"TÜRKİYE'DE DİKTATÖRLÜĞE DOĞRU BİR GİDİŞ VAR"
Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Uyum Meclisi Başkanı Tayfun Keltek ise, "Eğer basın hürriyeti yoksa demokrasi ve hukuk devletinin mihenk taşları yerinden oynamış demektir. İnsan mutlaka hata yapar. Eğer o hataların kendisine söylenmesine tahammülü yoksa artık kendini geliştirmesi mümkün değil." dedi. Bunun doğru olmadığını söylemek yerine hapse atılmalarının Dündar ve Gül'ün haklı olduğunu gösterdiğini belirten Keltek, "Elbette herkes yargılanabilir. Ancak tutuklamalar yanlıştır. Ama kendini yasaların üzerinde görüyorsa, ben artık Türkiye konusunda korku içine düştüm. Gidişat diktatörlüğe doğru bir gidiş Türkiye'de." ifadelerini kullandı. Keltek, geçmişte örnek gösterilen Türkiye'nin şimdi diktatör bir Ortadoğu ülkesine benzemeye başladığını kaydetti.
"ERGENEKON'A TESLİM OLDULAR"
Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz ise "İki günde Şam'da cuma namazı kılacaklardı, şimdi kendileri ülkeyi neredeyse tipik bir Ortadoğu ülkesine çevirdiler. PKK'ya silah bıraktıracaklardı, PKK en güçlü dönemlerinden birini yaşıyor, Suriye'de batının muhatapı oldu. Rusya ile Şangay beşlisine girecektik, bugün neredeyse savaş eşiğine geldik. Rusya dünyayı ayağa kaldırdı. Cevap verecek gücümüz yok, bir tek hamaset var. Şımarıklık, kibir, kendini olduğundan güçlü görme onları bu noktaya getirdi." şeklinde konuştu.
Dündar ve Gül'ün tutuklanmasıyla bu işin cemaat meselesi olmadığının görüldüğüne dikkat çeken Yılmaz, "Bunu 17 Aralık sabahı söylemiştim. Bu, kar topu gibi. Bir yalan söylediniz mi, onu düzeltmek için türlü yalanlar söylemeniz lazım. O gün neşter vurulsaydı, bugün Türkiye çok farklı yerde olacaktı. Onu yapamadığı için, Şamir Tayyar'ın da dediği gibi Ergenekon'la işbirliği yapılıyor. Perinçek gibi karanlık insanlar devreye girdi, Türkiye neredeyse 90'lara geri döndü. İktidar o derin güçlere teslim oldu. Onlar da Türkiye'yi bir felakete doğru sürüklüyor. Silahlar Türkmenlere gidiyorsa saklanmasına gerek yoktu ki. Gücün birkaç kişinin elinde yoğunlaşması bir ülkenin felaketidir. Bence işbirliği yapılan karanlık güçler iktidarı ve Cumhurbaşkanı'nı dünyaya rezil etmek için her imkanı deniyorlar. Ben kontrolün saraydan çıktığını düşünüyorum. İpleri çeken, planları yapan başkaları. Çünkü göz göre göre böyle şeyler yapılmaz." dedi.
Köln Cumhuriyet Halk Platformu Derneği (CHP Köln) Başkanı Günay Çapan ise Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasının Türkiye'de demokrasi arayışına yeni bir darbe vurduğunu kaydetti. Günay Çapan, "Basın özgürlüğüne, toplumun bilgi edinme hakkına, halkın haber alma özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bu saldırı, aynı zamanda basın ve toplum üzerinde korku yayılarak, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve özgürleşmesi için çaba harcayan demokrasi güçlerinin önüne set çekmeye yöneliktir." açıklamasında bulundu. CİHAN