Sahneye davet edilen tüm
dernek temsilcilerine kırmızı gül veren
Diyanet İşleri Başkanı Ali
Bardakoğlu, “Umarım bu birlikteliğimiz daim olur dedi.
Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen
Kutlu Doğum etkinliğine 16 bin kişi katıldı. Kutlama, Köln Arena'da Diyanet İşleri Türk
İslam Birliği'nin (
DİTİB) öncülüğünde çok sayıda dernek ve
çatı örgütünün desteğiyle gerçekleştirildi. Saat 18.00'de başlayan ve coşkulu geçen etkinliğe İslami derneklerin verdiği birlik mesajı damgasını vurdu. Sahneye davet edilen tüm dernek temsilcilerine kırmızı gül veren
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Umarım bu birlikteliğimiz daim olurö dedi. Daha sonra el ele tutuşan dernek temsilcilerinin ellerini havaya kaldırmaları salonda büyük alkış aldı.
Kuran okunmasıyla başlayan
kutlamada DİTİB Genel Başkanı Sadi
Arslan, “Peygamberimizin
doğumunun 1436. yıl dönümünün coşkusunu bugün burada bütün
Müslüman kuruluşlarla birlikte paylaşıyoruz. bu salonda 16 bin kişi toplandı. Aramızda ufak tefek farklılıklar olabilir. Ama
peygamber sevgisi hepimizi burada birleştirdiö şeklinde konuştu.
BERABERLİĞİMİZ PEKİŞTİ
İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya konuşmasında, “Peygamberimizi anmak için bir araya gelmek çok güzel ve anlamlı. Bugün burada beraberliğimiz daha da pekişmiştir. Dört büyük kuruluş
Almanya'da ve
Avrupa'da peygamberimizle ilgili tartışmalarda ortak bir tavır ortaya koydu. Karikatürlere kızdık ama sokaklara çıkarak taşkınlık yapmadık.dedi.
İslam
Kültür Merkezleri Birliği Genel Başkanı
Mehmet Yılmaz, Hazreti
Muhammed'in davranışlarıyla tüm insanlara örnek bir kişi olduğunu söyledi. Konuşmasına
besmele ile başlayan ve salonda büyük alkış alan Almanya Müslümanları Merkez Konseyi Başkanı
Eyüp Köhler de konuşmasında peygamberin örnek kişiliğinden bahsetti.
İlahiler ve kasidelerin okunduğu kutlu doğumda
emekli büyükelçi Murad Hofmann da bir konuşma yaptı. Hofmann, “Hazreti Muhammed büyük bir devlet adamı,
komutan, dini liderdi dedi.
PEYGAMBERİMİZDEN GÜZEL AHLAKI ÖĞRENDİK
Kutlu doğumda Köln'de bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Diyanet İşleri başkanı Ali Bardakoğlu şunları söyledi:
“Burada hepimizi biraraya getiren bir aşk var. Biz yüce efendimizin rahmet gölgesi altında bütün dünyaya sevgiyi, barışı getirmeyi öğrendik. İnsanlar arasında ayrım yapmamayı, herkesi sevmeyi öğrendik. Yüce efendimizin rahmet gölgesi altında toplanmayı öğrendik.
Allah bu birliğimizi daim kılsın. 14 asın önce peygamberimizin insanları birleştirip kalplerini sevgiyle doldurduğu gibi bir araya geldik.
Emin olun ki aramızda oluşan bu sevgi, bu peygamber aşkı bütün insanlığı kaplayacaktır. Biz burada sadece peygamberimizi anmayın, onu anlamaya da çalışın. O, güzel hayatı sadece yaşamadı. Aynı zamanda güzel ahlakı yaşadı. Ne mutlu bize ki onun örnek ahlakını
rehber edindik. Sizler o ahlakı, sevgiyi,şefkati, yüreğinizde taşıdığınız sürece yarınlar daha güzel olacaktır.”
İsmail Coşar,
Abdurrahman Sadien ve Zübehir Altun'un okuyucu olarak katıldığı etkinlikte, Tasavvuf musikisinin ünlü sesi Ahmet
Özhan ile ekibi, Mesut Kurtiş ve Mehmet Ali Tuncer sahne aldı. Salonun dolması sonucu bazı vatandaşlar dışarıda kaldı.
Kutlu Doğum etkinliğini DİTİB, İslam Konseyi, Almanya Müslümanları Merkez Konseyi ve İslam Kültür Merkezleri Birliği düzenledi. Kutlamaya
destek veren kuruluşlar ise şunlar: İslam Toplumu Milli Görüş, Avrupa Demokrasi Vakfı, Avrupa Türk İslam Birliği, Avrupa Türk Federasyonu, NRW
MÜSİAD, TİDAF, Avrupa
Ehl-i Beyt Vakfı,
Kazak Türk Kültür Merkezi, Avrupa Türk Kültür Dernekleri Birliği, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği,
Cem Vakfı Avrupa Koordinatörlüğü, Avrupa Türk Caferiler Birliği, Avrupa Batı
Trakya Türk Federasyonu.
“İSLAM BARIŞ DİNİDİR”
Etkinliğin ardından bir
basın toplantısı düzenleyen Bardakoğlu, İslam'ın bir barış dini olduğunu vurguladı. Çok sayıda Türk ve alman basın mensubunun izlediği toplantıda Bardakoğlu, “Dünyada acımasızlık, bencillik ve bununla birlikte almış başınını giden terörü ve gözyaşlarını görüyoruz.
Masum insanlara yönelik şiddeti herkes de kınamalıdır. Hiç kimsenin
kavga etmediği bir dünya istiyoruz. Din üzerinden kavga olması tuzun kokması demektir. Din herşeyin yegane çaresi olmamakla birlikte sorunların giderilmesinde aktif rol oynayabilir. Dini ve dindarlığı şekilden ibaret sayamayız. Dindarlığımız aynı zamanda ahlaki bir olgunluk demektir. İyi Müslüman herkesle barış içinde olandır. Biz barış hedefli bir dindarlık taraftarıyız. Din iyi anlaşılmadığı, aktarılmadığı taktirde sorunları çözmek yerine katmerleştirebilir. Sağlıklı bir dini bilgi vererek insanların din ile dini zannettiklerini ayırt etmelerini sağlayabiliriz. İslamda kadına yönelik şiddet de yoktur.
Kadınlar artık dünyada toplumdaki haklı yerlerini almalıdırlar. Kadınlara karşı bir ayrımcılık meydana geldiği
vakit en başta bizlerin yüreği sızlamaktadır. Kadına karşı şiddet İslamiyeti anlayamamaktır. Kadın hakları ihlalleri dinlerin değil coğrafyaların, kültürlerin, şartların bir ürünüdür. Yer yüzündeki olumsuzlukların nedeni din değil insanlardır dedi.
İSLAM KUCAKLAYICIDIR
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İslam dinini özellikle medyada çatışma ile ilişkilendirilmesi sadece İslam dini hakkında bilgisizliğin bir ürünü olarak kalmamakta bizzat barışı kurma ve yaşatma sorumluluğunu da ciddi ölçüde zayıflatmakta, inananları sürekli barıştan yana olduğunu gibi sadece şiddeti reddeden, onun barışa katkı sağlayacağı konusunda yapıcı adımları fazla öne çıkarmayan bir tavra itmektedir. İslam kucaklayıcıdır ve bu kucaklayıcılığı çok yönlüdür. İslam'da şiddete yer yoktur. Öte yandan şiddete başvuran, şiddeti dini algılamalarındaki keyfilik ve yanlışlık bir tarafa, şiddeti üreten sosyal, siyasal,
ekonomik ve kültürel ortamı da görmek, zeminin iyileştirilmesi için tüm insanlık olarak gerekeni yapmak zorundayız. Bu iyileştirme olmazsa sadece din değil, insanlığın bütün kutsal değerleri, ahlaki adımlar ve insani idealler de kısa vadeli çıkar ilişkilerinin çok kolay ve
ucuz bir aracı kılınabilmektedir. Dini bilerek yanlış anlayan, kendi çıkarları için kullanan, dine
ihanet eden din adına topluma şiddet uygulayabilir. Bunun içindir ki
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak
Türkiye ve dünyada İslam dininin doğru algılanması için gayret göstermekte ve toplumsal barışa ve huzura katkı sağlamaktadır. Din doğru anlaşıldığı ve yaşandığı taktirde barışa katkı sağlamaktadır. Almanya bağlamında düşündüğümüzde buraya gönderilen imamların ne kadar önemli bir görev üstlendiği daha iyi anlaşılacaktır. Buradaki imamlar dini inanışları gereği cemaatlerini sorumlu davranmaya, çevrelerini önemsemeye, toplumsal sadakate ve sadece barış içinde yaşamaya değil, aynı zamanda barışa katkı sağlamaya yönlendirecektir. Elbette Türkiye'den 4 yıllığına gönderilen imamlara sunduğumuz dil ve
hazırlık kursuna rağmen istenilen derecede Almanca bilmemeleri belirli sıkıntıları beraberinde getirmektedir.”