Almanlar , gazetecileri gönderen Türkiye Hükümetinin ne istediğini açıkladı

İki Alman gazeteci akreditasyonlarının iptal edilmesinin ardından Türkiye’den ayrıldılar. Bir ZDF temsilcisi ile bir Tagespiegel muhabiri bu öğlen Almanya’ya uçtular.

SHABER3.COM


Tagesspiegel’in genel yayın yönetmeni Mathias Müller von Blumencon, Türkiye hükümetinin kendileri ile pazarlık yaptığını duyurdu ve şu detayları açıkladı:

“Basın ateşesi açıkça bunun Tagespiegel’e karşı alınmış bir karar olmadığını, bunu yanlış anlamamamız gerektiğini, meselenin sadece Seibert ile ilgili olduğunu açıkça ifade etti. Sonra da onu değiştirmemizi ve onun yerine başka birini yollamamızı önerdi. Bu Ankara’nın çok hoşuna gider tabii de, bu dünyanın hükümetleri kendilerine gazeteci beğenmeye başlarlarsa, bunun sonu nereye varır?”

Havalanına doğru birlikte yola çıktıklarında, Türkiye’deki son dakikalarını yaşıyorlardı. En azından şimdilik. Tagesspiegel’den Thomas Seibert’in ve ZDF’den Jörg Brase’nin artık basın kartları yok, dolayısıyla ayrılmak zorundalar. Kapı dışarı edilmek gibi bir şey bu. ZDF temsilcisi Jörg Brase, Türk makamlarının bu kararlarının gerekçesini açıklamadıklarını söylüyor: “ZDF’in yaptığı ve hükümetin beğenmediği bir sürü haber olabilir ama, başkaları da aynı haberleri yaptılar. Ben bunun emsal oluşturmak için alınmış bir karar olduğunu düşünüyorum, benim şahsımla ilgili bir şey olup olmadığını bilmiyorum, çünkü bize meselenin ZDF ile de, benim haberciliğimle de bir ilgisinin olmadığı söylendi. Eğer bunlar değilse ne olabilir ki?”

Tagespiegel muhabiri Thomas Seibert’in de elinden, 22 yıl sonra Türkiye’den neden ayrılmak zorunda kaldığını, tahmin etmeye çalışmaktan başka bir şey gelmiyor. Üstelik de Seibert, İstanbul’da üslenmiş olmasına rağmen, Türkiye ile ilgili neredeyse hiç haber yapmıyor ve ağırlıklı olarak Ortadoğu ile ilgili yazıyor.

Seibert’in televizyoncu meslektaşı Brase, Tahran’a gideceğini, İran’da akredite olduğu için orada çalışabiliceğini açıkladı. Brase “Türkiye dışından Türkiye hakkında haber yapmaya zorlanmış durumdayım. Bu bir muhabir olarak da, bir temsilci olarak da hoşuma giden bir şey değil. İnsan, olaylar nerede yaşanıyorsa, orada olmak ister,” şeklinde konuştu.

Bu mesele uzun süreden beri Alman hükümetini meşgul ediyor. Dışişleri bakanlığı sessiz diplomasi çabalarından sonuç alamayınca, hafta sonunda seyahat uyarısını sertleştirdi: “Almanya’daki hukuk anlayışına göre düşünce özgürlüğü kapsamında görülebilecek ifadeler, Türkiye’de meslekten men gibi önlemler ve ceza davaları ile sonuçlanabilir.” Bu sözlerle yeni bir gerilim aşamasına geçilmiş oldu.

Uzmanlar, turizm sezonunun başlamasından hemen önce yayınlanan bu uyarının sadece Turistleri ürkütmekle kalmayacağını, Türkiye’deki Alman yatırımlarını da etkileyeceğini belirtiyorlar. İlginç olan, Tagesspiegel’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’nin Almanya’daki büyükelçiliğinden bazı temsilcilerin, kapalı kapılar ardında ZDF ve Tagesspiegel ile bir anlaşmaya varmaya çalışmaları. Tagesspiegel’in genel yayın yönetmeni Mathias Müller von Blumencon şunları söyledi:

“Basın ateşesi açıkça bunun Tagespiegel’e karşı alınmış bir karar olmadığını, bunu yanlış anlamamamız gerektiğini, meselenin sadece Seibert ile ilgili olduğunu açıkça ifade etti. Sonra da onu değiştirmemizi ve onun yerine başka birini yollamamızı önerdi. Bu Ankara’nın çok hoşuna gider tabii de, bu dünyanın hükümetleri kendilerine gazeteci beğenmeye başlarlarsa, bunun sonu nereye varır?”

Türkiye hükümeti elbette kendine gazeteci beğenemez, ama hoşuna gitmeyen gazetecileri, o veya bu nedenle, kendi ülkelerine geri yollayabilir. Tıpkı Thomas Seibert’e yaptığı gibi.

Halen 80 civarında yabancı gazeteci basın kartlarını bekliyorlar. Basın kartlarının çoktan elllerine geçmiş olması gerekirdi, zira normalde kartlar her sene başında onlara yollanırdı.
<< Önceki Haber Almanlar , gazetecileri gönderen Türkiye Hükümetinin... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER