Türkiye’de son birkaç aydır yaşanan doğal afetlerin akabinde gündeme alınan Fay Kanunu sebebiyle deprem ve depreme hazırlık konuları yine tartışılıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geçen hafta bir Fay Kanunu çıkması zaruretini değerlendirdiklerini ve bir çalışma ekibi oluşturduklarını açıklamıştı.
Ekipte sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve kamu kuruluşlarının yanı sıra meslek odaları ve kuruluşları bulunuyor.
"EN BÜYÜK HASARLAR AKTİF FAY BÖLGESİNDE"
DW Türkçe’ye konuşan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Sami Teymurtaş'a göre, daha önce oda olarak meclisteki partilere bir taslak biçiminde sundukları teklifin gündeme alınıp değerlendirilmesi olumlu bir gelişme.
Teymurtaş, "Odamızın yaptığı çalışmalarda depremlerde can ve mal kaybının en çok yaşandığı yerlerin aktif fay bölgeleri olduğunu gördük. Deprem olduktan sonra biz o bölgeye gidip, incelemelerde bulunuyor, sonrasında raporlaştırıyoruz. Deprem bölgesindeki incelemelerimizde en büyük hasarların olduğu yerlerin genelde aktif fay bölgelerinde bulunan yerleşim yerleri olduğunu gördük." diyor.
Teymurtaş, bu yasanın sadece deprem için değil, sel, heyelan ve çığ gibi diğer doğal afetlerin yaratacağı riskleri azaltmak için hayati önemde olduğunun altını çiziyor.
"BU KANUNA İHTİYACIMIZ VAR"
En son Elazığ’da 41 kişinin hayatını kaybettiği ve 1.600’den fazla insanın yaralandığı 6.8 büyüklüğündeki depremin akabinde yayımladığı raporunda TMMOB, yaşanan olumsuz tabloyu "çoğunlukla zayıf zemin özelliklerine sahip alanlar üzerinde yerleşme, düşük nitelikli malzeme, işçilik hataları ve denetimsizlik" olarak gerekçelendirmişti.
Teymurtaş, "Elazığ’daki hasarın çoğu da fay zonları üzerindeki yapı stoklarındaydı. Yine Van’da bir deprem oldu 10 kişinin öldüğü. Depremin şiddetinin 5.9 olmasına rağmen 10 kişi hayatını kaybetti. Yaptığımız incelemelerde 7 kişinin öldüğü köyün tam da fay hattının üzerine kurulduğunu gördük. Bu sebeple önlem almak ve riski azaltmak gerekli. Bu sebeple de Fay Kanunu'na ihtiyacımız var." uyarısında bulunuyor.
"GEÇ KALINMIŞ DEĞİL, İSTANBUL İÇİN HER ADIM ÖNEMLİ"
Türkiye'de deprem denince akla ilk gelen şehirlerden 16 milyonluk İstanbul için de uzmanlar uzun süredir şiddetli bir deprem beklentisini dile getiriyor.
DW Türkçe’ye konuşan Almanya Potsdam merkezli Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nden (GFZ) sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff, İstanbul gibi bir mega şehirde depremle ilgili atılacak her adımın önemli olduğuna dikkati çekiyor.
Türkiye’deki fay hareketliliğini uzun süredir yakından inceleyen Bohnhoff'a göre, İstanbul gibi büyük bir şehri depreme hazırlamak genel olarak bakıldığında çok zor bir ödev.
Bohnhoff, "Yapılanlar hiçbir zaman da tam anlamıyla mükemmel olmayacak. İnsanları korumak için yapılabilecek şey, binaların da yapısını güçlendirmek. Şu anda yapılan da bu. 1,2 milyondan fazla yapının olduğu bir şehirde bu kolay bir görev değil. Bu konuyla ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor ve şehri depreme hazırlamakla ilgili çabalar artıyor." diyor.
ÇOK KARMAŞIK BİR GÖREV
Türkiye'deki yetkililerle birlikte depremi önceden tahmin edip uyarı verebilecek bir sistem üzerinde çalıştıklarını dile getiren Bohnhoff, "Bu konuda Türkiye’deki yetkililer, bizler ve partnerlerimiz çalışıyoruz. İyimser bir bakış açısıyla bu tür bir sistem - ki burada operasyonel deprem tahmin sisteminden bahsediyoruz - önümüzdeki yıllarda test edilip yürürlüğe sokulabilir. Ancak bu çok karmaşık bir görev ve dünyada bunun örneklerine bakarsak yürürlükte olan çok az böyle sistem var." diye konuşuyor.
Türkiye’de sadece bu yıl 5.0 büyüklüğünden büyük 10’un üzerinde deprem oldu ve 50’den fazla insan hayatını kaybetti.