Scholz bu konuşmada "Zeitenwende" ifadesini kullandı. Türkçe'ye "yeni bir çağ başlangıcı" veya "zamanların dönüşümü" olarak çevrilebilecek bu ifade, Alman siyasi tarih kitaplarında şimdiden yerini aldı. Söz konusu konuşmasında Scholz, Alman ordusunun eksiklerinin giderilmesi için 100 milyar euroluk özel bir fon ayrılacağını açıklamıştı.
Federal Meclis'in muhalefet sıralarında oturan merkez sağ Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) de geçen yıl 3 Haziran'da ek bütçenin yasalaşmasına olanak sağlayan düzenlemeye destek verdi. Böyle bir gelişme, Almanya Federal Cumhuriyeti tarihinde ilk kez yaşanıyordu.
Ancak geçen zaman içinde Scholz'ün merkez sol koalisyonu, muhafazakâr muhalefetin sert eleştirilerine maruz kalıyor. Muhalefet ve birçok bağımsız gözlemci, Alman ordusunun oluşturulan fondan şimdiye kadar herhangi bir fayda sağlayamadığı eleştirisini yöneltiyor.
"Ordu bir yıl kaybetti"
Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı ve koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) vekili Maria-Agnes Strack-Zimmermann ise Kiesewetter'in eleştirilerine karşılık olarak Angela Merkel liderliğinde ülkeyi 16 yıl yöneten CDU'nun orduyu modernize etmek için "hiçbir ama hiçbir şey" yapmadığını söyledi. Strack-Zimmermann, hükümetin geçen yıl içerisinde, ABD'den yeni F-35 savaş uçakları ve nakliye helikopterleri sipariş ettiğini ve silahlı kuvvetlerde bir dijitalleşme atağı başlattığını dile getirdi.
İlk sekiz F-35'in teslimatının 2026 yılında yapılması bekleniyor. Alman savaş pilotları, eğitim görmek üzere ilk etapta ABD'de olacak. Geriye kalan 27 uçak ise 2029 yılında Almanya'ya teslim edilecek. Dijital iletişim ekipmanı gibi bazı ürünlerin tedariği ise daha uzun zaman alacak.
Paranın üçte biri harcandı
Savunma Bakanlığı verilerine göre, tüm bunlar için 100 milyar euroluk fonun 30 milyar eurosu harcanmış bulunuyor.
Ancak zaten fonun tamamının doğrudan askeri ihtiyaçlara ayrılması söz konusu değil. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde (ECFR) savunma uzmanı olarak görev yapan Rafael Loss, ilk dönemdeki tahminlere göre, fonun yalnızca 8 milyar euroluk kısmının faiz ödemelerine ayrılacağının öngörüldüğünü söylüyor. Ancak giderek artan faizler nedeniyle bu rakam hâlihazırda 13 milyar euroya yükselmiş durumda. Bu da ordu için harcanabilecek paranın yalnızca 87 milyar euro olduğu gerçeğini su yüzüne çıkarıyor.
Tüm bunlara ayrıca enflasyon, dolar-euro kuru ve katma değer vergisi ekleniyor. Dolayısıyla tüm ekstra giderler çıkarıldığında, askeri donanıma harcanabilecek net meblağ 50 ila 70 milyar euroya düşürüyor.
DW'ye konuşan Loss, "Siz bu parayı harcamayıp bir yerlerde sakladıkça, enflasyon ve faiz ödemeleri gibi faktörler, sizin paranızı oturduğu yerde yiyor" değerlendirmesini yapıyor.
Hükümetin daha hızlı hareket etmesi gerektiği eleştirilerine kısmen katıldığını belirten Loss, "Baktığınız zaman geçen yıl ordu için kayıp bir yıl. Ama yeni Savunma Bakanı Boris Pistorius, birçok şeyin ivme kazanması için çaba sarf ediyor izlenimi veriyor" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Pistorius, bakanlık görevini yaklaşık bir ay kadar önce selefi Christine Lambrecht'ten devraldı. Lambrecht, yönetim tarzı ve kamusal duruşuna yönelik toplumsal tepkilere ordu içerisinden eleştirilen de eklenince istifa etmişti.
Pistorius: 100 milyar euro yetmez
Alman güvenlik ve savunma sanayi birliği BDSV'nin başkanı Hans Christoph Atzpodien ise Bakan Pistorius gibi Alman ordusunun onlarca yıldır ihmal edildiğini ve kaynaklarının yetersiz olduğunu düşünüyor. Atzpodien, ordunun teçhizat alım süreçlerinin bürokrasinin pençesinde olduğunu ve regülasyon bağlamında bir "mükemmeliyetçilik" sorunu yaşadığını söylüyor. Atzpodien'e göre, ordu bu sorun nedeniyle ihtiyaç duyduğu ekipmanı satın alamıyor.
Tedarik ekosistemi
Rafael Loss da Alman ordusunun tâbi olduğu süreçlerin karmaşıklığının kolayca çözülebilecek bir sorun olmadığının altını çiziyor. Loss, "Bu, bütçeyi veren parlamento, savunma bakanlığı, satın alım kurumları ve silahlı kuvvetler arasında son derece karmaşık bir ekosistem" diyor.
Alman ordusunun Soğuk Savaş'ın ardından hızın öncelikli olmadığı bir yönetim kültürüne yöneldiğini belirten Loss, "O dönemde bir hata yapmamak için büyük bir risk bertaraf etme çabası vardı" değerlendirmesini yapıyor.
Federal milletvekillerinin bölgesel çıkarlarının da alınan kararlarda önemli bir rol oynadığının altını çizen Loss, bazı Bavyeralı siyasetçilerin, ihaleleri Bavyera merkezli havacılık şirketlerinin alması için çaba sarf ettiği örneğini veriyor. Loss, "Bu da bütçe süreçlerinin askeri ihtiyaçları baz almamasına yol açıyor" eleştirisini yöneltiyor.
Dolayısıyla Almanya'da Başbakan Scholz'ün ifade ettiği "yeni çağ", Alman ordusunun kültürü ve bürokrasisi içerisinde daireler çizerek ilerlemek durumunda. Ve sorunun çözümünü bir yıl içinde beklemek de pek gerçekçi gözükmüyor.