Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Çin'den gelen tehditlere karşı uyarılarda bulundu. Welt am Sonntag gazetesine konuşan Bakan, "Çin'in, yüzleşmemiz gereken karışık tehditleri ile karşı karşıyayız" diyerek, bu tehditlerden birinin "casusluk" olduğunu ifade etti. Seehofer, Çinlilerin Almanya'nın kritik önemdeki altyapı kuruluşları ile ilgilendiğini ve bunun da yeni İpek Yolu stratejisiyle paralellik gösterdiğini" belirtti.
İçişleri Bakanı, "Bir ülkenin uyguladığı karışık taktiklerden, askeri gücünün yanı sıra ekonomik baskı, propaganda ve hacker saldırılarını da kullandığının anlaşılabileceğini" belirtti. Korona krizinde Çin'in rekabet sistemi içinde kendi çıkarlarını en sert şekilde savunan ülkelerden biri olduğunun netleştiğini ifade eden Seehofer, salgının başında Pekin’in dünya kamuoyuyla oldukça sınırlı bir bilgi paylaşımı içinde olduğunu hatırlattı. Bakan Seehofer, bu ülkenin son zamanlarda virüsle mücadelesine ilişkin övgü toplamaya yönelik her şeyi yaptığını ve "yardımsever" konumunda olmak için dünyanın çeşitli yerlerine koruyucu malzeme gönderdiğini söyledi.
Almanya İçişleri Bakanı, bu tehditlere rağmen Çin ile diyaloğun devamlılığından yana olduğunu da belirtti.
"İltica hakkı kişisel bir haktır"
Hong Kong’a da değinen Seehofer, özel yönetim bölgesinde yeni güvenlik yasası etrafındaki gelişmeleri dikkatle izlediğini söyledi. Bakan, Almanya'nın Hong Konglu muhalifleri koruma altına alıp almayacağı sorusuna ise, "Sığınma hakkı kişisel bir haktır. Kimsenin başvurusu belirli bir ülkeden geldiği için kabul edilmez veya reddedilmez" diye yanıt verdi. Seehofer, iltica başvurusu yapanın politik, dini, sağlık nedenleriyle mi yoksa hayatından endişe ettiği için mi bu başvuruyu yaptığına ilişkin kişiye özel tüm detayların incelendiğini hatırlattı.
Çin'de Hong Kong için hazırlanan Ulusal Güvenlik Yasası'nın kabul edilmesi Avrupa Birliği ve ABD’nin tepkisine neden olmuştu. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, yasanın kabul edilmesi halinde eski İngiliz sömürgesinden gelenlere koruma sağlanması için göç yasasının değiştirileceğini duyurmuş, Johnson’un bu adımı Pekin’den tepki görmüştü.