‘Suriye'yi bombalamak için hava mükemmel!'
Medyada Rus savaş uçaklarının Suriye'deki hava operasyonları sürerken devlet kanalı Rossiya 24'ün sunucusunun şu ifadeleri kullandığı yer aldı:
“Suriye'de hava şartları bombardıman için mükemmel. Hafif bulutlar uçuşu zorlaştırmayacağı gibi güdümlü silah sistemlerini de etkilemez. Uzmanlar Suriye'de operasyon zamanının iyi seçildiğini belirtiyor. Bugünden itibaren Suriye bir başka Rus bölgesi olup hava durumuna dahil edilmiştir.”
Suriye, daru'l İslam'ın toprağı. Siyasî görüşü ne olursa olsun Suriye halkı da bu ümmetin bir parçası. Bu güzelim ülke şimdi darmadağın oldu, parçalandı. Yaklaşık beş senedir kan akıyor, milyonlarca insan yerini yurdunu terk etti. Sadece Türkiye'de 2,5 milyona yakın mülteci var, sınırlı sayıda mülteci alacağı anlaşılan Avrupa'ya gitmek isterken binlercesi Akdeniz'de boğuldu.
Her şey o kadar karmakarışık hale geldi ki, kimin nerede durduğu belli değil. Dengeler günübirlik değişiyor. Öteden beri vekalet savaşı yürüttüğü söylenen Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Katar, acınacak duruma düştüler. Onbinlerce km öteden gelen Amerikalılar Suriye'yi bombalıyor. Ölen sivillerin hesabını tutan yok. Silah teknolojisinin muktedirleri oturdukları yerden Afganistan ve Suriye'de safari partileri düzenliyor, bilgisayar ekranlarından teşhis ve tespit ettikleri hedefleri yok ediyorlar. Ambulanslar, düğün evleri, hastaneler, okullar, medreseler vuruluyor. İnsanlar üzerinde nişan talimi yapıyorlar. Safari bu zaten! Körfez ve Türkiye'deki üslerini kullanan Amerikan ve koalisyon güçlerini durduracak güç yok. Son bir hafta içinde operasyonlara Rusya da katıldı. Paylaşımdan ne koparırım hesabı yapan Çin de uçak gemilerini yola çıkardı, operasyonlara o da katılacak.
Herkesin görünürdeki hedefi IŞİD! Ne var ki sağ gösterip sol vuruyorlar. Rejime karşı mücadele veren ılımlı-radikal ne kadar İslami grup varsa hem Amerikalıların hem Rusların hedefinde. Ruslar da, en az Amerikalılar kadar sivil öldürme potansiyeline sahipler.
Size bir komplo teorisi gelebilir ama galiba 70 sene önce oynanan oyun bugün tekrar ediliyor. Şöyle ki:
İkinci Dünya Savaşı'nda 20 milyon insanını kaybeden Sovyetler'in Yalta'da müttefiklerle anlaşmışken birden Stalin'in Türkiye'den toprak ve boğazlar üzerinde hak talep etmesi makul değildi. Savaş boyunca Almanların yanında yer almış Türkiye, o günün paniği içinde NATO'ya müracaat etti, aslında Doğu Avrupa'nın Sovyetlere, Türkiye'nin NATO'ya verilmesi kararı Yalta'da verilmişti.
Bugün de benzer bir durum var. Amerika ve Rusya, bu ay anlaştılar; her biri Suriye'nin bir parçasını kontrol edecek. İki güç arasındaki görüş ayrılığı ve polemikler tamamiyle danışıklı dövüş. Bize 20. yüzyılı tekrar ettirmek istiyorlar.
Amerika ve Çin'le Yalta benzeri gizli bir mutabakat olmasaydı Rusya bu kadar pervasız davranamazdı. Hava sahamızı iki kere ihlal etti, hiçbir şey yapamadık. Yapabildiğimiz tek şey “Türkiye'nin sınırları NATO sınırlarıdır” deyip, Batı'nın küresel jandarma gücünü üstü kapalı bizi koruması için yardıma çağırmaktan ibaret oldu. Bana utanmadan ve Allah'tan korkmadan “NATO'yu Türkiye'ye müdahale etmeye çağırıyor” diye iftira atanlar söylesin bakalım: Kimmiş NATO'yu çağıran! 1987'de bu konu tartışılmıştı ve NATO ülkelerinin Türkiye için asker göndermeyecekleri söylenmişti. Ama bu sefer maalesef haritaları yeniden çizmek ve belki bizden bir parça koparmak için NATO müdahale eder.
Olan oldu, olmaya devam ediyor. İslam âlemi paramparça, utanç içinde. Biz ise birbirimize düşmüş bulunuyoruz. Müslüman'ın Müslüman'a duyduğu kin ve nefret düşmana duyduklarından daha şedid. Devletler, mezhepler, etnisiteler, cemaatler konuşmayı ve uzlaşmayı unutmuş olarak durmadan çatışıyor. Rejim muhalifleri Esed'e karşı Amerikalılardan, rejim de muhaliflere karşı Ruslardan medet umuyor.
Rus TV sunucusunun sözleri suratımızda kamçı gibi şaklamaya yeter: “Bugünden itibaren Suriye bir başka Rus bölgesi olup hava durumuna dahil edilmiştir.” Sadece Rusların değil, Amerikalıların ve hatta Çinlilerin hava durumuna dahil edilmiştir. Daru'l-İslam'ın çökertilmesi için hava uygun! Liderlerimiz palavra atmaya devam ediyor. Başımıza her ne musibet geliyorsa bizim suçumuzdur. Hiçbirimiz masum değiliz!
YAZININ SAYFASINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ