Ali Bulaç: 70'lerde ajanlığı kabul eden İslamcılar iyi yerlere geldi
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Pazartesi, Temmuz 6 2015
Zaman yazarı Ali Bulaç, 70'li yıllarda okul müdürün talebi üzerine gittiği Gayrettepe'deki emniyet binasında görüştüğü polis şefinin kendisinden Yüksek İslam Enstitüsü'ndeki Nur talebeleri hakkında istihbarat getirmesini istediğini belirterek çarpıcı bir anısını köşesine taşıdı. Bulaç yazasında, "Ertesi gün oraya gittim, ismini verdiği polisi buldum. Beni hışımla alt kata indirdi, loş bir masaya oturttu. Üç polis beni sorgulamaya başladı. Biri hayli sert, aksi ve suçlayıcıydı. Benim ne tehlikeli ve zararlı biri olduğumu söyleyip içeri atılmamı istiyordu. Diğeri 'Yok canım, Ali iyidir, yanlış düşünüyorsun' diyordu. Üçüncüsü sorguyu gözlüyor, ara sıra kısa cümlelerle sorular soruyordu. Sorgu yaklaşık 2 saat sürdü. Sonunda bana, 'Tamam, dediğini kabul edelim ama bize yardımcı ol' dediler. 'Nasıl yardımcı olabilirim?' diye sorunca, 'Yüksek İslam'daki Nurcular hakkında bize ara sıra bilgi ver' diye cevap verdiler. Kabul etmedim. 'Bak baban sana para gönderemiyor, sana burs buluruz, harçlık veririz. İnat etme' diye ısrar ettiler. Ben 'Allah'ım! Bu adamlar beni Müslümanlara karşı kullanmak istiyor, bana güç ver' diye içimden dua ettim. Cesaretimi toplayarak, "Beni bu işten muaf tutun, bunu yapamam" dedim. İyi polis "Valla sen bilirsin, görüyorsun, seni içeri attırmaya can atıyor" deyip kötü polisi işaret etti. Yine direttim. Beni saldılar. Sonradan öğrendim ki, gözlerine kestirdikleri birkaç kişiyi çağırmışlar. Ve o arkadaşlar iyi yerlere geldiler." dedi.
Zaman yazarı Ali Bulaç, 70'li yıllarda okul müdürün talebi üzerine gittiği Gayrettepe'deki emniyet binasında görüştüğü polis şefinin kendisinden Yüksek İslam Enstitüsü'ndeki Nur talebeleri hakkında istihbarat getirmesini istediğini belirterek çarpıcı bir anısını köşesine taşıdı. Bulaç yazasında, "Ertesi gün oraya gittim, ismini verdiği polisi buldum. Beni hışımla alt kata indirdi, loş bir masaya oturttu. Üç polis beni sorgulamaya başladı. Biri hayli sert, aksi ve suçlayıcıydı. Benim ne tehlikeli ve zararlı biri olduğumu söyleyip içeri atılmamı istiyordu. Diğeri 'Yok canım, Ali iyidir, yanlış düşünüyorsun' diyordu. Üçüncüsü sorguyu gözlüyor, ara sıra kısa cümlelerle sorular soruyordu. Sorgu yaklaşık 2 saat sürdü. Sonunda bana, 'Tamam, dediğini kabul edelim ama bize yardımcı ol' dediler. 'Nasıl yardımcı olabilirim?' diye sorunca, 'Yüksek İslam'daki Nurcular hakkında bize ara sıra bilgi ver' diye cevap verdiler. Kabul etmedim. 'Bak baban sana para gönderemiyor, sana burs buluruz, harçlık veririz. İnat etme' diye ısrar ettiler. Ben 'Allah'ım! Bu adamlar beni Müslümanlara karşı kullanmak istiyor, bana güç ver' diye içimden dua ettim. Cesaretimi toplayarak, "Beni bu işten muaf tutun, bunu yapamam" dedim. İyi polis "Valla sen bilirsin, görüyorsun, seni içeri attırmaya can atıyor" deyip kötü polisi işaret etti. Yine direttim. Beni saldılar. Sonradan öğrendim ki, gözlerine kestirdikleri birkaç kişiyi çağırmışlar. Ve o arkadaşlar iyi yerlere geldiler." dedi.
Ali Bulaç'ın "Neden devletin İslamcısı olmadım?" başlıklı yazısı şöyle:
"Dünkü yazısında Mümtaz'er Türköne "kendisini hâlâ İslâmcı olarak tanımlayan, yaşça benden büyük bir dostundan dinlediği" bir olayı anlatıyordu: "70'lerin başına ait bir hikâye. Üniversitede okurken polisler sebepsiz yere Siyasî Şube'ye alıyor; iyi polis-kötü polis muhabbeti ile korkutucu bir sorgudan geçiriliyor. En nihayetinde üçüncü bir kişi "bize çalışacaksın" diye meseleyi bağlıyor. İslâmcı dostum, "Ben reddettim, ama çevremde aynı tezgâha düşüp teklifi kabul eden çok sayıd
Ali Bulaç'ın "Neden devletin İslamcısı olmadım?" başlıklı yazısı şöyle:
"Dünkü yazısında Mümtaz'er Türköne "kendisini hâlâ İslâmcı olarak tanımlayan, yaşça benden büyük bir dostundan dinlediği" bir olayı anlatıyordu: "70'lerin başına ait bir hikâye. Üniversitede okurken polisler sebepsiz yere Siyasî Şube'ye alıyor; iyi polis-kötü polis muhabbeti ile korkutucu bir sorgudan geçiriliyor. En nihayetinde üçüncü bir kişi "bize çalışacaksın" diye meseleyi bağlıyor. İslâmcı dostum, "Ben reddettim, ama çevremde aynı tezgâha düşüp teklifi kabul eden çok sayıd
Bu haberler de ilginizi çekebilir

ŞERİF ALİ TEKALAN

KADİR GÜRCAN

ABDULLAH AYMAZ

KEMAL GÜLEN







