Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak hem son 12 yıllık ekonomi yönetiminin hem de Başbakan Yardımcısı Babacan’ın anahtar isimlerinden biri olan Erhan Usta, MHP’den siyasete girme kararının ardından ilk kez Hürriyet’e konuştu. Aylarca uğraştıkları ve Türkiye için elzem olarak gördükleri rant vergisi için Başbakan Ahmet Davutoğlu da dahil herkesin onay verdiğini ancak paketin yaşama geçirilemediğini belirten Usta, “Benim için kırılma noktası oldu. Demek ki bürokrasi bir yere kadarmış. Sonuçta doğru kararların alınabilmesi için siyasette olmak gerekiyormuş” dedi.
RANT DÜZENLEMESİ OLMAZSA OLMAZ
Usta, 2000 yılından adaylık için istifa ettiği 10 Şubat 2015’e kadar bürokraside kesintisiz olarak bulunan tek isimdi. Babacan’ın da yakın çalışma ekibi içinde bulunan Usta, ilk siyasi röportajında niçin rant vergisinin kendisi için kırılma noktası olduğunu anlattı. Bürokraside 26 yıllık bir mazisinin olduğunu anlatan Usta, “Benim için rantla ilgili düzenlemeler Türkiye’nin geleceği için olmazsa olmaz uygulamalar. Biz buna uzun vadede çalıştık. Bakanlarla görüştük. Başbakanla görüştük. Tamam denildi, ama son anda uygulaması başka bir bahara kaldı. İmalat sanayinin payı yüzde 14’e inmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Kaynağımız az ama onu da üretken alanlarda kullanamıyoruz. Öyle bir ülke ki, Ar-Ge harcamaları milli gelirin yüzde 1’i bile değil” diye konuştu.
YAPILANLA YAZILAN FARKLI
Şu an için Türkiye’nin büyümesinin yüzde 3’e düştüğünü söyleyen Usta şunları söyledi: “2015 büyümesinin yüzde 2 bandında kalma ihtimali var. Artık görmek lazım. 2000-2002 döneminde Türkiye’de çok önemli kararlar alındı. 2008’e kadar da Türkiye’yi bu reformlar taşıdı. Ama sonuçta biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Reform sürecini devam ettirmemiz lazım. Sıkı maliye politikası 2008’den sonra da sürdü. Ancak inşaata dayalı bir ekonomik sistem geldi. Şu anda Türkiye’nin en büyük imalatçıları arsa alıyor. Büyük firmalar da küçük üretici de öyle. Küçük üretici de makineye yatırım yapacağına gidiyor, Eskisehir Yolu’ndan arsa kovalıyor. Çünkü bu alanlar aşırı kârlı hale geldi. Vergi oranları düşük. Bu üretimi vuruyor. Şeffaflık anlamında sıkıntı çıkarıyor. Son yıllarda çıkarılan bütün orta vadeli programlar, 10. kalkınma planlarında buna yönelik tespitler ve yapılması gerekenler yer alıyor. Hazırladığımız tüm programlarda bunlar var. Ancak artık devletin temel ekonomik politika metinleriyle yapılanlar arasında bir fark oluştu. Biz bu tespitleri ve uyarıları geçmişte de yaptık.”
DÜŞÜK BÜYÜME KAMUYU VURUR
2013 yılının başından itibaren talebi kısmak için bazı tedbirler aldıklarını hatırlatan Erhan Usta, “Bu makro ihtiyati tedbirler doğruydu. Ancak bu tedbirler alınırken bir yandan da cari açığı azaltacak yapısallar devreye girmeliydi. Bu yapılmadı, geçici olması gereken tedbirler kalıcı oldu. O da geldi büyümeyi vurdu. Artık teknik analizi iyi yapmak lazım. Enflasyon yüksek, cari açık yüksek. İşsizlik artma, büyüme düşme eğiliminde. Kimse konuşmuyor ama büyümenin düşük seyretmesi bir süre sonra kamu maliyesini de vurur. Vergi yapımız büyümeye endeksli bir yapı. Böyle bir yapıda bütçedeki harcamalarımız da çok katı. Kısılabilecek alanlar çok az. Artık hızla büyümeyi ve üretimi sağlayacak net kararlar alıp uygulamaya sokmak gerekiyor” dedi.
30 AYDIR İLK KEZ BU KADAR SERMAYE ÇIKTI CARİ
açık rakamları hakkında da değerlendirme yapan Ehan Usta, “Son 5 aydır eksi gelen net hata noksan kalemi şubat ayında 4 milyar doları aştı. Ama orada dikkatten kaçan bir detay daha var. 2.2 milyar dolar tutarında kayıtlı sermaye çıkışı oldu. Bu 30 aydır ilk kez olan birşey. Bu iki veriyi birleştirdiğimizde cari açığın finansmanının bozulduğunu görüyoruz. Ekonomik açıdan parlak göstergelerden bahsetmiyoruz” diye konuştu.
Kaynak: Hürriyet