DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Antalya'da partisinin 1. Olağan Kepez İlçe Kongresi'nde konuştu. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Babacan, Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis’in muaf tutulduğu ‘tasarruf genelgesi’ni eleştirdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Babacan, Erdoğan’ın belediye başkanlarına yaptığı konuşmasında, “İhaleleri mutlaka şeffaf gerçekleştirin, hatta canlı yayınlayın” sözlerini de anımsatarak  tasarruf ve canlı ihale konusunda “Önden buyurun” dedi.

Tasarruf genelgesinin yayınlanmasının ardından elektriğe ve doğalgaza gelen zammı da eleştiren Babacan, yükün vatandaşta olduğu vurguladı.

* İktidar bunları duymuyor, dinlemiyor, işine gelmiyor. Gerçek sorunlarla yüzleşemiyorlar, yüzleşmek istemiyorlar sağda solda kendilerine düşman arayıp duruyorlar. Bu ülkenin gerçek sorunlarını çözemediklerinde, gözlerinin önüne yoksulluk gelmediğinde kafalarını çevirip bakamadıklarında ne yapıyorlar?

* Dışarıda düşman arıyorlar. Gözlerinin önünde işsizlik, hayat pahalılığı duruyor bakmıyorlar. Ne zaman ki bir yerde bir rant var o zaman kitlenip kafalarını gözlerini o yana çeviriyorlar. Sonra gözlerini de başka bir yere çevirmiyorlar. Gözlerindeki o rant gözlüğünü bir türlü çıkaramıyorlar.

* Öyle bir ortam oluşturdular ki Türkiye'de şuanda kimse bu ülkede yeni bir yatırım yapmak istemiyor. Kendi yatırımcımız Türkiye'ye yatırım yapmaktansa birikimini, sermayesini başka ülkelerde değerlendiriyor. Uluslararası yatırımcılar Türkiye'ye gelmek istemiyor.

* Geçen ay bir veri yayınlandı son 20 yılda Türkiye'ye ilk defa bunu da gösterdiler bunu da yaşattılar maalesef. Doğrudan sermaye giriş rakamlarına baktığımızda, net sermaye hareketlerine baktığımızda tam 20 yıldan sonra ilk defa Nisan ayı sonu itibariyle birikimli 12 aylık rakam eksiye düştü, eksi 800 milyon dolar.

* Türkiye'den çıkan sermaye, Türkiye'ye gelenden tam 800 milyon dolar fazla olmuş. Biz böyle bir şey görmedik.

* Normalde böyle bir durumda o ülkenin yargısı resen harekete geçer, kimseden talimat beklemez. Bu iddiaların yüzde 1'i bile ortada olsa yargı derhal adım atar soruşturma başlatır.

* Bakın 2 ay geçti böyle bir süreç yok. Hükümetin yönlendirmesiyle, hükümetin talebi ile yargı bu açıklamaları yapan bu suç örgütünün başındaki kişiye karşı süreç başlattı bir de bu videoların yayınlanmasıyla ilgili yayın yasağı getirilsin diye çaba gösterdi.

* ‘Ya bu kadar iddia var bunlar doğru mudur, değil midir? Şunu bir incelemek lazım. Yargı duyuyor mu? Susuyor mu? Niye hareket etmiyor?' diyeceklerine konuşanı susturmaya, yayınladıklarını yayından kaldırmaya dönük bir çaba içerisine girdi hükümet.

* Üstelik uyuşturucu ticaretiyle ilgili bir sürü iddialar var ortada. Türkiye artık dünyada uluslararası basında bir ‘narko devlet' olarak anılmaya başladı. Narko devlet, uyuşturucu ticareti yapanların bu zehir ticareti ile uğraşanların rahat hareket ettiği, önlerinin açıldığı, onlara iş imkanlarının sağlandığı devlet kurumlarının da buna göz yumduğu, alan açtığı devlet demek ülke demek. Bu ülke hukuk devleti olma niteliğini kaybederse ne olur? Narko devlet olma yoluna girer. Bunu da gördük yaşıyoruz şu anda.

Ali Babacan sözlerini şöyle tamamladı:

* Peki durum böyle olunca Cumhurbaşkanı ne yapıyor? Çıkıyor bizim ekonomi yönetiminde olduğumuz dönemin başarılarını dönüp dolaşıp anlatıp duruyor. ‘Biz şöyle yapmıştık, böyle yapmıştık' diyor. Bugünle ilgili anlatacak başka bir şey yok çünkü.

* Buradan kendisine sesleniyorum; Sayın Erdoğan bakın o günler geçti. Ekonomideki altın çağı biz açtık biz yaptık, biz gidince de işte yapamıyorsunuz. Üstelik ‘ben ekonomistim benim alanım ekonomi' diyorsunuz ama yapamıyorsunuz.

* Niçin bu ülkede şu anda faizler yüzde 19? Niye Türkiye Avrupa'nın en yüksek faizine mahkum? Niye Türkiye dünyanın yedinci yüksek faizine mahkum? Niçin enflasyon kontrolden çıktı? Niçin paramız pul oldu? Eğer önceki dönemde siz başardıysanız hadi yine yapın hadi düşürün faizi düşürün enflasyonu. Bugünkü yönetim milletle arasını iyice açtı.

* Vatandaşın buzdolabından, mutfağından haberleri yok vatandaşın cüzdanından haberleri yok, vatandaşın banka borçlarından, işsizlerin umutsuzluğundan, gençlerin kaygısından, esnafın borcundan, çiftçiye gelen hacizlerden haberleri yok.

* Kendileri çalıp kendileri oynuyor şuanda. Başları sıkışınca ihale kanununu değiştiriyorlar. Hiçbir ihaleleri açık değil. Hiçbir ihalelerinde fırsat eşitliği filan yok. Geçenlerde Sayın Erdoğan, ‘ihaleleri şeffaf yapın' diyor. Ya siz şu son yıllarda milyar dolarlık ihaleleri şeffaf yaptınız mı?

* Son yıllarda devletin bakanlıkların hangi büyük projesinin ihalesi canlı yayınlandı? Asıl büyük işleri kendi kontrolündeki büyük işleri davet usulü, işlerine gelenleri davet ediyorlar onlara veriyorlar. Belediyelerin daha küçük projeleri için ‘şeffaf olun canlı yayınlayın' diyorlar.

* Geçenlerde yayınladıkları ‘tasarruf genelgesi'nde cumhurbaşkanlığı hariç deniyor. Bu nasıl yönetim anlayışıdır? Bu nasıl vurdum duymazlıktır? Kendi yaptıkları ihaleleri gizli saklı yapıyorlar, üç beş kişi davet edip onlara veriyorlar işleri.

* Belediyelere siz şeffaf yapın siz canlı yayınlayın diyorlar. Bütün kamuya tasarruf edin diyorlar ama biz istisnayız diyorlar. Kendi tasarruf etmiyor başkalarına tasarruf et diyor.

* Sayın Cumhurbaşkanı her şeyden muaf. Niye muaf tutuyorsunuz kendinizi? Siz bu ülkenin kamu yönetiminden sorumlu değil misiniz? Tasarrufsa, şeffaf ihaleyse, canlı yayınla yapılan ihalelerse siz önden buyurun niye bunlarda geri duruyorsunuz?

* Devletin ve milletin harcamalarında tasarruf çağrısı yaparken biraz da siz kendiniz tasarruf etsenize. Üstelik kendinize tasarruftan muafiyet getirdiğiniz günün akşamında elektriğe tam yüzde 15 zam yapıldı.

* Yetmiyormuş gibi dün akşam da doğalgaza konutlarda yüzde 12 sanayide yüzde 20 zam yapıldı. Yük yine vatandaşta.