Gezi Parkı eylemlerine katıldığı gerekçesiyle İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kendisine verilen uyarı cezası mahkemece iptal edilen öğretmen Yalçın Alçiçek, yaptığı eylemin Anayasal bir hakkın kullanımından ibaret olduğunu söyledi.
İsmail Hazar İlkokulu'nda görevli öğretmen Alçiçek, Haziran 2013'te Eğitim-Sen Adana Şube Yürütme Kurulu Şube Sekreteri olarak görev yaptığı dönemde Taksim Gezi Parkı eylemlerine katıldığı gerekçesiyle İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce hakkında idari soruşturma başlatıldı. Soruşturma neticesinde Alçiçek'e 657 sayılı Kanunun 125/A maddesi uyarınca uyarma cezası verildi. Karara tepki gösteren Alçiçek, açtığı davada Adana 1. İdare Mahkemesi uyarı cezasının iptaline karar verdi.
Mahkemenin kararını değerlerinden Alçiçek, 21 yıldan beri kamu emekçilerinin sendikal örgütlenmesinde aktif olarak rol aldığını kaydetti. Gezi eylemlerinin içeriği taleplerinin kamu emekçilerinin sendikal hak mücadelesinden ayrı tutulamayacağını savunan Alçiçek, "Yıllardan beri grev ve toplu sözleşme hakkımız olmayıp, özlük haklarımız ve ücretlerimiz var olan hükümetler tarafından tek taraflı olarak belirlenmektedir. Uluslararası sözleşmelerden doğan talep ve haklarımız gezi parkı eylemlerinin taleplerinden farklı tutulamaz." dedi.
Gezi Parkı eylemlerine İçişleri Bakanlığı'nın verdiği rakamlara göre 2,5 milyon insan katıldığını açıklayan Yalçın Alçiçek, Adana Emniyet Müdürlüğü'nün verdiği rakamlara göre, kentte söz konusu tarihlerde 100 bin kişi katıldığını bildirdi. Alçiçek, şöyle devam etti: "Bu kadar insanın taleplerini görmemek demokratik ilke ve işleyişlere aykırıdır. Demokratik tepkimi barışçıl bir şekilde ifade etmek için mesai saatleri dışında katıldım. Demokrasi, hak ve özgürlükler mücadelesi, kanunlarında önünde yer alan bir hattı bizlere işaret etmektedir. Yasaların bunların ardından şekillendirildiği birçok olaya Türkiye emek mücadelesi ve insanlık tarihi fazlasıyla şahittir. Katıldığım eylemle Anayasal bir hak olup; ben de bu hakkımı kullandım."
Anayasa'nın 34. maddesinde toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." biçiminde düzenlendiğini hatırlatan Alçiçek, "Kanunlar yapılan eylemin bir suç teşkil etmediğini belirtmesine rağmen en temel insan hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlemenin ülkemizde soruşturma konuları arasında birinci sıraya geldiğini görmekteyiz. Sendikaların üyelerinin hak ve çıkarları için yaptığı eylemlerin anayasal bir hak olduğu ve bu eylemlerin Türkiye'nin de imzaladığı ILO'nun 87, 98 ve 151 sayılı kararlarıyla paralellik arz ettiği bilinmektedir. Bağlı bulunduğum sendikanın (Eğitim-Sen) ve konfederasyonun (KESK)'in almış olduğu karar doğrultusunda demokratik, barışçıl gösterilere katıldım. Yapmış olduğum eylem Anayasal bir hakkın kullanımından ibaret olup, disiplin cezasını gerektirir bir eylem değildir." şeklinde konuştu. CİHAN