Aktarlarda geleneksel tedavilerde kullanılmak için satılan çiçek ve kök bitkiler üzerinde yapılan ağır metal analizlerinde sevindirici sonuç çıktı. Analizleri yapılan bitkilerin ağır metal yoğunlukları bakımından toksik seviyelerde olmadığı belirlendi.
Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nde 'Türkiye'de geleneksel tedavilerde yaygın olarak kullanılan bazı tıbbi bitkilerin kök ve çiçeklerinde ki ağır metal oranlarının belirlenmesine yönelik bir çalışma yapıldı. Araştırma kapsamında İstanbul'da Kadıköy, Bakırköy ve Güngören olmak üzere üç ayrı bölge aktarlarında satılan ve geleneksel tedavilerde kullanılan çiçek ve kök bitkileri alınarak analizleri yapıldı.
Çiçek bitkileri olarak; altınotu, mayıs papatyası, hatmi, nar, yasemin, ebegümeci, mürver, ıhlamur, aynısafa, şerbetçiotu, kırmızı kantaron, dağ adaçayı, civanperçemi, sarı kantaron ve karabaş otu bitliklerine ait çiçekler analiz edildi. Kök bitkileri olarak ise kökleri ya da rizomları yaygın olarak kullanılan dulavrat otu, ısırgan, eğir, kedi otu, böğürtlen, ayrık otu, zencefil, havlıcan, kırmızı ginseng, sığırkuyruğu, andız, domuz dikeni, meyan ve zerdeçal bitkilerine ait kök ya da rizomlar araştırıldı.
Çalışma kapsamında, örnek bitki kısımlarında bakır, bor, çinko, demir, kadmiyum, kalsiyum, kurşun, magnezyum, mangan, nikel, potasyum ve sodyum miktarları belirlendi. Elementlerin minimum ve maksimum değerleri karşılaştırıldığında analizleri yapılan bitkilerin ağır metal yoğunlukları bakımından toksik seviyelerde olmadığı görüldü. İncelenen bölgelerde tedavi amaçlı satılan tıbbi bitkilerin insan sağlığı açısından risk taşımadıkları tespit edildi. CİHAN