İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.
Akşener'in konuşmasından satır başları:
*Orhangazi’de infaz koruma memurlarını taşıyan otobüste uzaktan kumandayla, el yapımı bomba olduğunu öğrendik. Patlama sonucu bir şehidimiz, dört yaralımız var.
*Şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine ve Türk Milleti’ne başsağlığı diliyorum.
*Balıkesir’imiz için büyük önemi olan bir konuya değinmek istiyorum. Türk Ocaklarımız Balıkesir için istiklal madalyası başvurusu yapmıştı.
*Ben de Kurtuluş Mücadelesi zaferimizin 100. yılında istiklal madalyasının Balıkesir’e çok yakışacağını düşünüyorum. İYİ Parti olarak desteğimizi iletiyorum. Bay Kriz’in konuşmaya doyamadığı bir konuyu daha geride bıraktık.
*Kendisi beceriksizliklerinin üstünü örtmek için sürekli olarak konuyu geçmişe getirip, dikkat dağıtıp gündem saptırırdı.
*Enflasyon son 20 yılın zirvesini gördü. ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’ teorisi ellerinde patladı.
* Türkiye Ekonomi Modeli dedikleri sözüm ona model de tüm bunlara tüy dikti. Bay Kriz’in Hisseli Harikalar Kumpanyası’na inanan kalmadı.
“YAKINDA KAHVE FALI DA BAKMAYA BAŞLARSA HİÇ ŞAŞIRMAYIN”
*2023’e 8 ay kalmış ama bu arkadaş 20 yılda yapamadıklarını 8 ayda yapacaklarını iddia etmeye başladı.
*Yetmedi 2053, 2071’den bahsetti. Yakında kahve falı da bakmaya başlarsa hiç şaşırmayın. Eğer Türkiye’ye dair bir vizyon ortaya koymak istiyorsan ilk önce bugünün sorunları çöz.
*Biz o sözleri bundan 11 yıl önce de dinledik. ‘Büyük Türkiye, Büyük Güç, Hedef 2023’dü değil mi? Hey gidi hey. 2023 için neler vaat ediyordun neler.
*Danışmanlarının elinde oyuncak olanlara artık kimse inanmıyor.
*2023’e 8 ay kala bugünün Türkiye’sinde milletimiz ekmek ve yağ kuyruğunda bekliyor, domatesi, biberi taneyle alıyor. Evinde battaniyeye sarılıp oturuyor.
*Buğday ithal ettiği için belediyeler vatandaşa ekmek karnesi dağıtıyor. İktidarın küçük ortağı askıda ekmek projesi başlatıyor.
* Türkiye’de bugün çeteler sokaklarda siyasetçileri, gazetecileri dövüyor, gece yarısı ev basılıyor. Yandaş olmayan basına para cezalara, iktidarı eleştiren gazetecilere, tweet atan 20 yaşındaki gençlere hapishane yolları gösteriliyor.
“BU MASALLARDAN BIKTIK, USANDIK”
*Sayın Erdoğan senin masallarını çok dinledik ama anladık ki sen bütün bunları Türkiye için bir vizyon olarak değil iktidarını ayakta tutmak için söylemişsin.
*Bu ucube sistemi başımıza bela etmek için düpedüz yalan söylemişsin. Milletçe bu masallardan bıktık, usandık.
* Hodri meydan. Getir sandığı kararı milletimiz versin. Hedef, vizyon nasıl olurmuş sana sandıkta öğretelim.
“ZAMBİYA’DA DENİZ YOK”
* Bay Kriz ve kadrolarının aklı başka türlü çalışıyor. Geçenlerde Afrika ülkesi Zambiya ile bir anlaşma imzaladılar.
*’Gemilerle karşılıklı liman ziyareti yapılması’ diyor. Ortada küçük bir sorun var. Zambiya’da liman yok. Çünkü Zambiya’da deniz yok.
* Hani damat bakan uzaya dört şeritli yol yapacaktı ya. Hazır eliniz değmişken aradan Zambiya’da bir deniz çıkarıverin. Siz karasal coğrafyalara deniz getirmeyi seversiniz. Daha önce Ankara’ya deniz getireceğim diyenlerde sizinkilerde.
“BAY KRİZ KAŞIKÇI DAVASINI KAÇA SATTINIZ?”
* AK Parti iktidarının kafası öyle bir kafa ki başkaları tak diye emrediyor, bunlar şak diye yerine getiriyor. ‘İhracatla büyüyeceğiz, zengin olacağız’ diyorlardı. Meğerse dava ihraç edeceklermiş.
Trump emrettiğinde Rahip’i nasıl ihraç ettilerse Suudi prens emredince Kaşıkçı davasını jet hızıyla ihraç ettiler.
* Bay Kriz, Kaşıkçı davasını kaça sattınız? Devletin egemenlik hakkını kaça devrettiniz? Dünyada para bolken 20 yıl iktidar oldular ama bir türlü devlet insanı olamadılar.
*Sorumluluk almak yerine beceriksizliklerini faiz lobilerine, üst akıllara, dış güçlere havale ettiler.
*Oraya kurutunca bu defa vatandaşa sardılar. Kendilerinden başka herkes suçlu. Herkes terörist, hain, nankör oldu ama AK Parti hep ak kaşık olarak kaldı.
*Bugün geldiğimiz noktada suçlayacak kimseleri kalmadı. İlk sandıkta kim suçlu, kim suçsuz göreceğiz.
*Sandık gelecek milletimizin çelikten iradesi, Türkiye’nin düşürüldüğü durumun faturasını gerçek sorumlusuna kesecek.
* Allah’ın izniyle AK Parti’nin neden olduğu enkazı biz kaldıracağız. AK Parti iktidarının 20 yıllık eseri olan yoksulluğa, kronikleşen umutsuzluğa ve öğrenilmiş çaresizliğe memleketimizin her yanında şahit olmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta Bursa’daydık.
* Siftahsız geçen günler, 25 yıllık dükkanların kepenk kapatmasına sebep olmuş.
* Aktar dükkanı işleten bir kadın esnafımız, ‘Kilogram ile alan müşterilerimiz taneyle almaya başladı. Baharat alınıyor o da nane ve kekik’ diyor.
* Emekli bir öğretmen kardeşim, ‘Biz çocuklarımıza Türkiye kendi kendine yeten bir tarım ülkesidir diyorduk.
* Şimdi öğrencilerim gelip hocam siz bize bu şekilde öğrettiniz şimdi neden bu durumdayız diyorlar’ diyor. Erdoğan bu öğretmen öğrencilerine ne desin?
*Gençlerimizin durumu da esnafın durumundan iyi değil. Yurt dışındaki yaşıtlarıyla eşit koşullarda başlayamadıkları hayat parkurunda gösterdikleri çabada, özveride, emekleri de yok sayılıyor.
*Destek beklerken köstekle, yardım beklerken engelle, sevgi beklerken nefretle karşılaşıyorlar. Bayat tavsiyeleri, bitmeyen tavsiyeleri dinliyorlar. Sesleri duyulmuyor.
*Herkesin kürsülerden atıp tutmaya bayıldığı bir ortamda mikrofon bir türlü onların eline geçmiyor.
*Tam da bu nedenle bu anlayışa dur demek için, gençler için gençlerle beraber diyerek genç arkadaşlarımızla buluşuyoruz.
* İsteseniz de istemeseniz de gençlerin sesiniz duyacaksınız, artık onların fikirlerini, taleplerini dinleyeceksiniz. Hiç merak etmeyin ben de büyük bir zevkle sizi yola getireceğim.
* 23 yaşında öğrenci bir oğlumuz, ‘X ülkesinde yaşayan bir öğrenci 50 ülke gezebiliyorken ben 81 ilimizi gezemiyorum.
*Beş yıl sonraya nasıl varacağımı düşünüyorum. Gençlerin ümidi kalmamış durumda. Biz Türkiye’de Türk olmaktan gurur duyan ama Türkiye’de yaşamaktan yorulmuş bir gençlik haline geldik’ diyor.
* ‘Bu hükümet Türk gençliğine bir gençlik borçlu’ diyor 24 yaşında yazılım mühendisi bir gencimiz.
“BECERİKSİZLİK ABİDESİ”
* Atatürk'ümüz, adaletin değerini, “Bir memlekette adalet yoksa, o memlekette anarşi var demektir. Orada hükûmet yok demektir” sözleriyle tarifler…
* Şimdi sizlere soruyorum; Sizce bugün, memleketimizde adalet var mı? Sizce bugün, memleketimizde hukuk var mı? Sizce bugün, memleketimizde hakkı koruyan var mı?
* Bugün hepimiz, bu soruları maalesef üzülerek, utanarak cevaplıyoruz. Bugün, memleketimizde bir hükûmetin olmadığını maalesef görüyoruz.
“HÜKÜMET YOKSA, NE VAR?”
*Peki hükümet yoksa, ne var? Kendisini kanundan ve milletten üstün gören, bir tek adam var. Ucube sistemini, memleketimize dayatmaya çalışan, bir beceriksizlik abidesi var.
*Vatan toprağını kupon arazi olarak gören, bir kabile reisi var. Memleketimizde dokunduğu her yeri, tarumar eden, bir Bay Kriz var.
*Ankara hükûmetinin, Damat Ferit kabinesine dair, eleştirdiği ne varsa, bugün, Beştepe'de yaşanıyor.
*Devlet egemenliğini, tek bir kişiye ve onun taşeronlarına emanet eden, bu ucube sistem;
Hayatımızın her alanında bizi fakirleştiriyor, sömürgeleştiriyor.
*Güvensiz ve itibarsız kılıyor. Bunun nedeni ise, Ak Parti iktidarı eliyle, Müdafa-i Hukuk'tan, Müdafa-i Erdoğan anlayışına, dönmemizde yatıyor.
*Ülkeyi idare eden iktidarın, vatandaşın hukukunu koruması beklenirken; maalesef bugün, ülkemizde, hukuk, iktidarı korur hâle geldi. Bay Kriz ve arkadaşları, her konuda olduğu gibi; adaleti de, kendilerine göre eğip, büktüler.
*İşte size, bu ucube sistemin, ülkemize reva gördüğü, adalet anlayışı… Üstelik bu çarpık sisteminin gözü; Henüz 20 yaşında, gencecik bir evladımız, Alp'i bile görmüyor.
“HARAM, ZEHİR,ZIKKIM OLSUN!”
*Attığı bir tweeti, üstelik 15 dakika sonra sildiği bir tweeti, takip edip, 20 yaşındaki bir genci tutuklayan, adalet sistemi; Nedense; Boy boy videoları, fotoğrafları çıkan, pudra şekercilerine dokunamıyor! Twitter'da gündem olmadan, kadın katillerine dokunamıyor!
*Milletin hazinesini kemiren yandaşlara dokunamıyor! Milletin hakkına giren, saray müdürlerine, danışmanlara dokunamıyor!
*Aleni bir şekilde, yolsuzluk yapanlara dokunamıyor! Bu haram düzenini kuranlara da, bu adaletsiz düzenin, bekçiliğini yapanlara da, bu çarpık anlayışın parçası olanlara da… Yazıklar olsun! Bu milletin hakkı hepinize; haram, zehir, zıkkım olsun!
* Biz, 20 Ocak 2020’den beri ilçe ilçe, il il geziyoruz. Esnaf dükkanlarının içinde emeklileri de gördük gençleri de gördük. Bin 500 liralık emekli maaşı var olduğundan haberim yoktu.
*Birbirinden çok farklı emekli maaşları olduğunu gördük. Bizim ekonomi kurmayı arkadaşlarımla bu bilgileri paylaştım ve onlar bir hesap yaptılar.
*En düşük emekli maaşı asgari ücreti olmalı dedik. Şimdi öğreniyoruz ki 2 bin 500 lira orada da bir abudik gubudik yapılmış.
* Arkadaşlarımız çalıştı. İki seçenek sunduk iktidara bayram ikramiyeleri ile ilgili. Dolara göre bakarsak 3 bin 700 lira olmalıydı.
*TEFE TÜFE’ye bakarsak 2 bin 800 lira. Siz 2 bin 500 lira olsa iyi olurdu diyorsunuz. Gözlerinde ışık saçan abiler bin 100 lira dedi.
* Asgari ücretin üzerinde açlık sınırı, yoksulluk sınırı 16 bin lira. 2 bin 500 lira emekli maaşı olan insan nasıl geçinir, nasıl kendisine bakar? Kronikleşen ve haksızlığa uğrayan bu gruplarla ilgili çözümlerimizi hazırladık, paylaşıyoruz.
* İdareyi ve iradeyi tek bir kişinin aklına, tercihlerine, ideallerine, istek ve arzularına emanet eden partili cumhurbaşkanı sistemi Türkiye’de adaleti son verdirmiştir.
*Hukuku üstün tutmak yerine, üstünün hukukunu savunan bir cumhurbaşkanı, ülkemize demokrasi ve adalet getiremez.
* Bugün AK Parti iktidarı devlete personel alımından, kur korumalı mevduata, eğitimde fırsat eşitsizliğinden vergi uygulamalarına, her alanda haksız, kayırmacı uygulamalar yapıyor.