Şahin'in edindiği bilgilere göre, değişim isteyen Başbakan Ahmet Davutoğlu kendi MKYK listesini oluşturdu. Ancak, Saray kendi listesinde ısrarcı oldu. Bunun üzerine Binali Yıldırım'a ‘hazır ol' talimatı verildi. Hatta sabah saatlerinde bunun için yeterli imza da toplanıyor.
Abdullah Gül'ün yemeği
Şahin'in verdiği bilgilere göre, bu ara şehit olan korumasının cenazesi için Ankara'ya gelen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 30 kadar milletvekiliyle yemek yiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan yine o gece AK Parti'nin Kurucular Kurulu'nu ağırlıyor Saray'da. Binali Yıldırım saat 15.00 gibi kendisini arayanlara “Adaylığım henüz net değil” diyor. Yani, açık kapı bırakıyor.
İşte Ömer Şahin'in Meydan'daki o yazısı
Reis, Hoca, Binali Yıldırım üçgeninde neler oldu?
Sabahın erken saatlerinde telefonuma mesajlar düşmeye başladı.
AK Parti'nin içinden ve dışından birbiriyle ilgisi olmayan insanlar aynı şeyleri yazıyordu: “Reis ile Hoca arasında büyük kriz var. Binali Yıldırım aday olabilir.”
Görünürde böyle bir ‘sorun' yok gibiydi. Lakin, ‘kaynak'lar güvenilir olunca iddiayı araştırdım.
Gördüm ki ortada bir ‘kriz' var ve AK Parti'de 24 saat içerisinde başdöndürücü olaylar yaşanmış.
Neler yaşandığına bir bakalım önce…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasındaki sorunun temelinde Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) listesi yatıyor.
İddia o ki Başbakan Davutoğlu partide bir yenilenme ve değişim istiyor. Bunun için kafasında oluşturduğu bir şablon var. Saray ise kendi listesinde ısrarcı. Bu konuda anlaşmazlık çıkıyor.
Başbakan Davutoğlu'nun Saray'dan verilen listeye gönülsüz yaklaşımı üzerine Binali Yıldırım'a ‘hazır ol' talimatı veriliyor.
O gece bazı parti kurmayları “Adayımız Binali Yıldırım olacak, beyefendi böyle istiyor” diye kendilerine yakın delegeleri arıyor.
Dün sabah saatlerinde ise yine bazı delegelerden Binali Yıldırım'ı genel başkan adayı gösterebilecek imzalar toplanıyor.
Haber bir anda yayılıyor. Bu arada Erdoğan ve Davutoğlu'na yakın isimler krizi çözmek için sabaha kadar süren toplantılar yapıyor.
O gece iki gelişme daha oluyor. Şehit olan korumasının cenazesi için Ankara'ya gelen eski Cumhurbaşkanı Abdulah Gül 30 civarında milletvekili ile yemek yiyor. Gölbaşı'nda bir bağ evinde yapılan görüşme kulisleri dalgalandırıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yine o gece AK Parti'nin Kurucular Kurulu'nu ağırlıyor Saray'da. Orada kimi üyeler kongrenin ertelenmesini istiyor.
“Reis-Hoca krizi” haberi dalga dalga yayılıyor. Başbakan Davutoğlu'nun TV'deki canlı yayını ertelemesi kuşkuları arttırıyor.
Herkes “neler oluyor?” diye merakla telefona sarılıyor. Binali Yıldırım saat 15.00 gibi kendisini arayanlara “Adaylığım henüz net değil” diyor. Yani, açık kapı bırakıyor.
“Genel başkanlığı al, listeyi ver”
Gelelim şimdi ne olacağına…
Ortalık bir anda toz duman olsa da kriz büyük oranda çözülmüş görünüyordu akşam saatlerinde.
Benim anladığım Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında ‘zoraki uzlaşma' sağlanmış.
Uzlaşma formülünü Davutoğlu'nun Erdoğan'ın hazırlayacağı liste ile devam etmesi şeklinde özetleyebiliriz.
AK Parti kongreye ‘tek aday' ile yani mevcut genel başkanı Ahmet Davutoğlu ile gidecek ama MKYK listesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayından geçecek.
Hoca, partide istediği değişimi yapamayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parti merkezi ve milletvekili listesi üzerinde hâkimiyeti devam edecek.
Sadece MKYK değil 18 Eylül'de Yüksek Seçim Kurulu(YSK)'na teslim edilecek milletvekili aday listesini de Saray'ın hazırlayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Erdoğan ile Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlığın dozajı ne olursa olsun ikisinin de birbirinden vazgeçemeyeceğini söylemek abartı olmaz.
Şu aşamada Davutoğlu'nun parti içinde bir alternatifi görünmüyor.
Erdoğan istediği ismi partinin başına getirebilir ama bunun siyasi maliyeti mevcut durumdan daha ağır olacaktır.
Binali Yıldırım, Davutoğlu ile birlikte AK Parti genel başkanlığı için son 2'ye kalan isimdi. ‘Reis'e daha yakın olsa da tercih Davutoğlu olmuştu.
Yıldırım'ın ismi bir süredir ‘damoklesin kılıcı' gibi Davutoğlu'nun üzerinde sallanıyor. Erdoğan, MKYK listesini güvenceye almadan o kılıcı kınına sokmayacaktır.