AKP'NİN EĞİTİMDE SAMİMİYET(sizliği)İ
AKP iktidara geldiğinde eğitim konusundaki vaatlerinde ilk sırayı dindar nesil yetiştirmek, daha sonra eğitim seviyesini yükseltmek, üniversiteler açmak geliyordu.
Dindar nesil yetiştirmek için harekete geçen AKP İmam Hatip Lisesi (İHL) sayısını artırmaya başladı. 2002'de 450 olan İHL sayısı 2017'de 1452'ye ulaştı. Dindar nesil yetiştirecek olan İHL'ler zaman içinde evrilerek AKP'nin ve siyasal islamın siyaset mektebi haline geldi. İnternete düşen İHL öğrencilerinin sınıftaki slogan atışları buna örnektir. AKP'nin arka bahçesi olan İHL'ler miting, toplantı, gösteri ve eylemlere insan temin edilen DEPOLAR haline getirildi.
Eğitim seviyesini yükseltmek isteyen AKP sınıfta kalmayı kaldırdı. Bir yandan da öğretmenlere yüklenerek düşük not vermelerinin önüne geçti. KEMMİYETİ KEYFİYETE tercih etti. KALİTEYİ İSTATİSTİKLERE feda etti. Sonuç olarak, okuma yazma istatistikleri yükselirken orta okula geldiği halde okuma yazma bilmeyen çocuklar yetişti. En son eğitim terminolojisine soktukları "HORMONLU NOT" terimi de kendilerinin sebep olduğu kendi eğitim politikalarının sonucu ortaya çıkmış bir yanlıştır.
AKP'nin eğitimdeki samimiyetsizliğinin diğer bir göstergesi sürekli olarak SINAVLARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER. Bu kadar fazla değişiklik öğrenci ve velileri şaşkına çevirdi. Milli eğitim bakanının basında çıkan şu açıklaması durumu ve samimiyetlerini ispatlar mahiyettedir. "Ufak tefek değişiklikler dahil eğitimde yaklaşık bir milyon değişiklik yaptık, eğitim sistemimize bir şey olmadı."
TEOG sınavlarındaki son değişiklikten sonra eğitim sistemimizde bugüne kadar hiç karşılaşılmayan bir sistem getirerek okulları "NİTELİKLİ OKUL" ve "NİTELİKSİZ OKUL" olarak ayrıştırdılar. Bana göre, okul ayrıştırmasından ziyade öğrencileri ayrıştırmak istiyorlar. Nitelikli öğrenci ve niteliksiz öğrenci ayrımı yaparak öğrenciler arasına uçurum koymak istiyorlar. Belki de toplumu ayrıştırmak istiyorlar. İlerleyen süreçte bu durum eğitim seviyesi, ekonomik durum, kariyer gibi hususlardaki farktan dolayı toplumda kutuplaşmaya sebep olabilir.
Dikkat çekmek istediğim diğer bir nokta ise Türkiye'de ortalama 7000 adet lise vardır. Bu liselerden 600 kadarı nitelikli okul olarak kendileri tarafından planlanmıştır. Bu okullardan yarısını FEN LİSELERİ oluşturmaktadır. Diğer yarısını ise ANADOLU ÖĞRETMEN (eski) ve ANADOLU LİSELERİ oluşturmaktadır.
Nitelikli okullar içinde İHL sayısı ise iki elin parmak sayısı kadardır. Türkiye'de mevcut 1452 İHL'nin yüzde biri bile kendi tanımlamalarına göre nitelikli okul değildir!!
Aklıma şöyle bir soru geliyor yine kendi tanımlamalarına göre İHL'ler niteliksiz okul ise iktidarları döneminde İHL sayısını niçin 3 buçuk katına çıkardılar? Aklıma gelen ikinci soru sınav sonucu nitelikli okul kazanamayan çocuklar ikametlerine en yakın İHL'lerine yerleştirilecek. Acaba AKP dini değerleri kullanarak Anadolu insanının iyi eğitim almasının önüne mi geçmek istiyor?
Bir zamanlar üniversite sayısını yükseltmeyi bir başarı olarak gördüler. Her şehre üniversite açtılar. Bazı şehirlere birden fazla üniversite açıldı. İstihdam sağlamadıkça üniversite açmanın bir faydası olmadığını gördüler. Çıkan fark ise; lise mezunu işsizlerimiz şu an üniversite mezunu olarak yine işsizler. İşsizliğin artışı karşısında sebep olarak üniversite sayısının çokluğunu öne sürüyorlar.
AKP'nin hukuk, ekonomi, dış politika vb. politikalarında yalan söylemeyen ZAMAN, eğitimde de yanlışlarını ortaya koymaktadır. Zaman en güzel ilaçtır. Anlayabilenler için...
Bir eğitimci